TİGRİS HABER - Diyarbakır'da TÜİDD-DER tarafından düzenlenen kadın ve demokrasi çalıştayında konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Abdülkadir Güleç, "Narin cinayetinde soruşturmanın ilk gününden itibaren fail aile içinde aranmış olsaydı çok daha fazla kanıt, delil elde edilirdi" dedi. Güleç, Rojin Kabaiş ile ilgili olarak ise, "Rojin'in dosyasına ilişkim sınırlı bilgimiz var ancak kişisel kanaatim cinayete dair kuşkularım var. Rojin’in kaldığı yurdun önündeki su çok sığ, istese bile intihar olanağı yok o suda" ifadelerini kullandı.
Toplumsal Uyum İstişare, Dostluk ve Dayanışma Derneği (TÜİDD-DER) tarafından düzenlenen “Kadın ve Demokrasi Çalıştayı”, Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda gerçekleştiriliyor.
'SİSTEMİN YAPISAL SORUNLARI VAR'
Çalıştayda konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Abdülkadir Güleç, "Çocuk istismar dosyalarında, cinayet dosyaları vb. dosyalarda çocuk mahkemeleri var ama bence Türkiye'de özel ihtisas mahkemeleri kurulması gerekli. Türkiye'de çocuğu korumaya dönük değil suça odaklı bir sistem hakimdir. Suç işleyen bir çocukla suç işlemeyen bir çocuk arasında bir fark yok. Suça sürüklenen çocuk; çeşitli psikolojik ve sosyal faktörlerden kaynaklı dürtüleri kontrol edemediği için suça sürükleniyor. Sistemin yapısal sorunları var ve bu yönlü yapılan çalışmalar da yetersiz" dedi.
Güleç, "Türkiye’nin hukuk alanındaki en temel sorun cezasızlık sorunu. Kadın cinayeti de çocuk cinayeti de politiktir. 21 Kasım 2024'te Uğur Kaymaz, emniyet görevlilerinin saldırısı sonucu 9 kurşunla katledildi ve 2007 yılında failler beraat etti. Tahir Elçi, bu cezasızlığa karşı mahkeme çıkışında açıklama yaptığı için yargılandı" diyerek cezasızlık politikasına dikkat çekti.
'FAİL AİLE İÇİNDE ARANMIŞ OLSAYDI...'
Narin Güran cinayetine ilişkin de konuşan Güleç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Narin dosyasının bu kadar gündemde olmasının bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. Çocuk cinayetleri de, çocuk işçi cinayetleri de, zırhlı araç sonucunda yaşamını yitiren çocukların cinayetinde de Narin cinayetinde olduğu gibi ses yükseltilmelidir. Biz hak ihlali mağduru çocuğun kimliğine bakmaksızın, mağduriyeti yaşatan kişinin kimliğine bakmaksızın her bir dosyayla ilgilenmek durumundayız. İstatistikler bize çocuk cinayetlerinde faillerin anne, baba veya aile içinde biri olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Soruşturmanın ilk gününden itibaren fail aile içinde aranmış olsaydı çok daha fazla kanıt, delil elde edilirdi. Mahkemenin kararı 3 sanık açısından doğru ama Nevzat açısından karar bizi tatmin etmedi ve kararı istinafa taşıyacağız."
ROJİN KABAİŞ DOSYASI: CİNAYETE DAİR KUŞKULARIM VAR
Rojin Kabaiş dosyasına ilişkin de bilgi veren Güleç, "Rojin’in dosyasında gizlilik kararı devam ediyor. Savcıyla da görüştük, çok sınırlı bilgimiz var ancak kişisel kanaatim, cinayete dair kuşkularım var. Rojin’in kaldığı yurdun önündeki su çok sığ, istese bile intihar olanağı yok o suda. Cansız bedenin bulunduğu yerle kaybolduğu nokta arasında 26 km mesafe var. O hava şartları gözetildiğinde 26 km boyunca ceset oraya sürüklenebilir mi? Günlerce arandığı halde su yüzüne vurmadan ceset oraya nasıl gitti? O da bir kuşku. O günkü hava şartlarını gözeterek Karadeniz Teknik Üniversitesine dip dalga olup olmadığını, hava şartlarının tespitini, bir cesedin 26 km öteye sürüklenip sürüklenemeyeceğine ilişkin rapor talebimiz oldu, henüz gelmedi. Rojin’in babasının mücadelesi destekli ve takdire şayandır, bizler de hep yanında olacağız" ifadelerini kullandı.