SDG Genel Komutanı Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani) ile Geçiş Dönemi Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet eş Şara arasında sekiz maddelik bir anlaşma imzalandı. Başkent Şam’da gerçekleşen resmi görüşmede imzalanan anlaşmanın, taraflarca oluşturulacak komiteler üzerinden bu yılın sonuna kadar hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bir anlamda ülkenin sorunları, herkese kaybettirecek yeni bir savaşla değil, bilakis başta Kürtler, Araplar, Dürziler, Nusayriler olmak üzere Suriye’nin tüm halklarına, inanç gruplarına kazandıracak geniş kapsamlı bir diyalog ortamıyla, büyük bir sabırla sürdürülecek görüşmelerle çözüme kavuşturulacak. Yeni bir savaşla değil, Kürtlerin de taraf olarak kabul edildiği yeni bir siyasetle Suriye’nin geleceği şekillendirilecek. Başta ABD, İngiltere, Fransa, Almanya olmak üzere dünyanın önde gelen birçok ülkesinin desteklediği, mesai harcadığı diyalog yoluyla sorunlarını çözme girişimi, ağır savaş koşullarında yaşayan Suriye halklarına nefes aldıracaktır. Elbette yeni yönetimde yer alacak olan Kürt halkı, bu anlaşmanın hayata geçirilmesiyle kendi haklarını, özgünlüklerini koruyarak yeni Suriye devletinin parçası olacaktır…
*
Kürtler açısından ne hezimet, ne de zafer ilanı olarak addedilecek olan bu anlaşmaya göre, Dini veya etnik kökenine bakılmaksızın tüm Suriyelilerin temsil ve siyasi katılım haklarının liyakate dayalı olarak sağlanacak. Kürt toplumunun Suriye'nin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve anayasal haklarının garanti altına alınması sağlanacak. Tüm Suriye topraklarında ateşkes hakim olacak. Sınır geçişleri, havaalanları, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere kuzeydoğu Suriye'deki tüm sivil ve askeri kurumların devlet yönetimi altında bütünleştirilecek. Yerinden edilmiş tüm Suriyelilerin devlet koruması altında memleketlerine geri dönmesi sağlanacak. Suriye'nin Esad'ın kalıntıları ve güvenliğine ve birliğine yönelik tüm tehditlerle mücadelesi desteklenecek. Bölünme çağrıları, nefret söylemi ve anlaşmazlık çıkarma girişimleri reddedilecek. Uygulama komiteleri, yıl sonuna kadar anlaşmayı yürürlüğe koymak için çalışacak…
*
Kürtler çatışmayı değil, diyalogu tercih ederek, direnişin kazanımlarını çözümün gücüne dönüştürdüler. Bir anlamda Kürtler, Suriye’nin güvenliğinden, istikrarından, dahası geleceklerinden kaygılı tüm halkların, inanç grupların umudu, garantör gücü haline geldiler. Gecici yönetimle yapılan anlaşmanın maddelerine detaylarına inildiğinde bunu görmek mümkündür. Tüm Suriye’de ateşkesin sağlanması, dini ve etnik kökenine bakılmaksızın tüm Suriyelilerin siyasi sürece katılımlarının sağlanması, yerinden edilmiş tüm Suriyelilerin devlet koruması altında topraklarına dönmelerinin sağlanması gibi konuların anlaşmada yer alması buna kanıttır. Faşist, tekçi, inkarcı, asimilasyoncu BAAS partisinin yarım asırdan fazla uyguladığı devlet terörünün çıplak gücü ile yönettiği çok dilli, çok etnikli, çok inançlı Suriye’de sorunların diyalog yoluyla çözüme kavuşması, on yıllardan bu yana halklar arasına konulan bariyerlerin aşılması, kaos ortamından bir türlü çıkamayan, sürekli savaş halinde olan tüm bölgeye nefes aldıracaktır. Öyle görünüyor ki Kürtler, ortaya koydukları olağanüstü direniş gücü ile demokratik toplumun inşasına, çatışma yerine diyaloga, savaş yerine barışa öncülük edecektir. Başta Türkiye olmak üzere, İran, Irak, Ürdün, Lübnan gibi çevre ülkeler üzerindeki etkileri, bölgenin demokratik dönüşümüne etkileri yakın dönemde ortaya çıkacaktır. Çünkü biliyoruz ki diyalog, en büyük çözüm gücüdür...