ŞIRNAK - Bugüne kadar tüm hukuki girişimlere rağmen ne katiller ne emir verenler ne de sorumlular açığa çıkarıldı. Katliamdan birinci dereceden sorumlu tutulan AKP hükümeti ise ilk günden bu yana katliamı aydınlatma yerine katliamın üstünü örtmeyi ve failleri korumayı tercih etti. Çocukları katledilen Roboskili aileler milyonlarla birlikte adalet arayışlarını sürdürüyor. Siyah elbiseleriyle yaslarını tutmaya devam eden Roboskili ailelerin verdiği mesaj ise çok net: "Adalet yerini bulana kadar dik bir şekilde hem katillerin yargılanması için mücadele edeceğiz hem de bunun hesabını soracağız. Onların karşısında kendimizi ezdirmeyeceğiz."
Şırnak'ın Uludere (Qilaban) ilçesi Roboski köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları tarafından çoğunluğu çocuk 34 sivil yurttaşın katledilmesi üzerinden 3 yıl geçti. Üç yıl boyunca Roboski katliamı konusunda binlerce sayfalık açıklama ve raporlar yayınlanmasına rağmen katliamın kim tarafından gerçekleştirildiği ve faillerin yargılanması mevzusunda bir arpa boyu dahi yol alınmadı. Katliamda yakınlarını kaybeden aileler ise, aradan üç yıl geçmesine rağmen hala siyah elbiseler giyerek, 34 yurttaşın yasını tutmaya devam ediyor. Gittiğimiz her evde bunu görmek mümkün. Özellikle kadınların çocuklara, kızlara ve gençlere mağrur bakışları, iç çekişleri, yaşadıkları o ilk günkü acının yanında bir de katillerden ve sorumlulardan hesap sormak için hırsları, öfkeleri ve verdikleri mücadele gözden kaçmıyordu. "Adalet yerini bulana kadar dik bir şekilde hem katillerin yargılanması için mücadele edeceğiz hem de bunun hesabını soracağız. Onların karşısında kendimizi ezdirmeyeceğiz" deyişleri bunun açık göstergesiydi. Roboski'ye geldiğinizde artık o kameralar karşısında "ezilen, büzülen" kadınları göremezsiniz, tam tersine anlayan, anlatan, yaşanan tüm olayların sorumlularından hesap soran yurttaşları görürsünüz. Bu değişikliğin sebebinin de, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 2013 yılında Roboski katliamının ikinci yıldönümünde ailelere gönderdiği mesaj olduğunu söylüyorlar.
'Hep onların peşinde olacağız'
Katledilen 13 yaşındaki Erkan Encü'nün annesi Felek Encü, devletin katilleri yargı önüne çıkaracağından ümitlerini kestiklerini dile getirerek; "Çünkü Kürt'üz. Ama bizde hep onların peşinde olacağız ve onların yüreğinde bir korku olarak her daim varlığımızı ve mücadelemiz sürdüreceğiz. Biz Kürt anneleri olarak hep mücadele ettik ve barıştan yana tavrımızı koyduk. Ama Türk annelerinin birçoğu bizim gibi değil tam tersine ölen çocuklarının mezarı başında intikam yeminleri ediyor ve 'Gerekirse onun silahını ben devir alacağım' diyor. 'Sen rahat uyu ben senin silahını alıp gidip Kürtleri katledeceğim' diyor. Ama biz ne diyoruz, onlar gibi düşünmüyoruz. Fakat yine de en çok Kürt annelerinin yüreği yandı bu savaşta ama biz hep barıştan yana tavır aldık ve barışın olması için mücadele ettik. Barışın adımlarını atan Önder Apo'ya candan selamlarımızı yolluyoruz. Kobanê, Şengal ve dört parçada barış için mücadele eden tüm halkımızın arkasındayız" diye konuştu.
'Devlet ve hükümet yetkilileri tavırlarından utanmalıdırlar'
Katliamda yaşamını yitiren Hüseyin Encü'nün ablası Selcan Encü ise, buralarda fabrika, çalışabilecekleri herhangi bir alan olmadığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Bunun için ailelerimiz evini, ailesini, çocuklarını geçindirebilmek için bu karda kışta sınır ticareti yapmak zorundalar. İstese de istemese de bu işi yapmak zorundalar başka seçenekleri yok. Devlette bu tavrından artık utanmalıdır. Katliamın üzerinden üç sene geçti ama bu katliamın failleri bulunamadı. Öldürülen her kardeşimizin bir hayali vardı ama buna izin vermediler. Katiller hala yargılanmadı, kendi yaşamlarını istedikleri gibi yaşıyorlar ama bizim kardeşlerimiz şu anda toprağın altında yatıyor. Onları bizden, ailelerimizden ayırdılar. İçimize kor bir ateş bıraktılar. Bu devlet bizde öyle bir acı bıraktı ki ömrümüz boyunca unutmayacağımız bir acı. Adalet yerini bulana kadar biz dik bir şekilde durarak, hem katillerin yargılanması için mücadele edeceğiz hem de bunun hesabını soracağız. Onların karşısında biz kendimizi ezdirmeyeceğiz."
'Biz katillerden hesap sormaya devam edeceğiz'
Katliamda yaşamlarını yitiren Savaş ve Hüsnü Encü kardeşlerin annesi Ayşe Encü, Roboski katliamı üçüncü yılına girdiğini hatırlatarak, ama adalet noktasında hükümet hiçbir adım atmadığına vurgu yaptı. Çocukların hakkını sonuna kadar arayacaklarını altını çizen anne Encü, "34 genç öldürüldü bu basit bir durum değil ama ömrümüzün sonuna kadar 34 çocuğumuzun hakkını, hukukunu sağlamak için mücadele edeceğiz. Şu ana kadar 34 canımız için kimseden hesap sorulmadı. Çocuklarımızın canı bu kadar mı ucuzdu? Ama adaleti buluna kadar neresi olursa olsun başvuracağız ve çocuklarımızın katillerinden hesap sormaya devam edeceğiz. Devlet 34 çocuğumuzu öldürenleri yargılamak yerine hala bizleri tutukluyor, bizim önümüzü kesmeye çalışıyor" sözleriyle yetkililere sert tepki gösterdi.
'Katliamın sorumlularına rahat yüzü vermeyeceğiz'
Katliam üçüncü yılına giriyor ama sanki üç gün önce olmuş gibi acılarının dinmediğini belirten katledilen Mahsun Encü'nün annesi Leyla Encü, "Ama şuana kadar adalet adına hiçbir şey yapılmadı. Çocuğum iş olmadığı için sınır ticareti yapıyordu. Onlar sınırdan gelirlerken elleri ayakları donmuş halde geliyorlardı. Burada yapacak başka bir iş olsaydı çocuklarımız gitmeyeceklerdi. Ama 34 gencimiz katledildikten sonra yeni akıllarına geldik ve size iş falan vereceğiz dediler. Bizde zengin olsaydık evimizde oturur ailelerimizi geçindirirdik. Ama başka imkanlarımız olmadığı için çocuklarımız ölüme gitti. Evimize ateş düşürdükten sonra devletten hiçbir şey istemiyoruz. Çocuklarımız daha 13-14 yaşlarındaydı, ne günahları vardı. Hepsinin farklı farklı hayalleri vardı hayata dair, ama hiçbirini gerçekleştiremeden katlettiler. Ama biz hayatta oldukça onlara rahat yüzü vermeyeceğiz, her an onların korkuları olarak karşılarına dikileceğiz. Ta ki çocuklarımızın katilleri adalet önüne çıkana kadar" dedi. Erdoğan Altan / Ferzen Çatak(Diha)