Toplumsal bir felaket gündemde iken, bazı kurumlar kendini bu felaket sarmalının dışında tutma çabası içine giriyor. Türkiye’de gelenekmiş gibi bir durum. ‘Top benden çıksın’ mantığı ile hareket edildiği içindir ki, sürekli sorun yaşıyoruz, aynı zamanda gerilimli zamanlara yolculuklar gerçekleştiriyoruz.
Çınar ilçesinde ekili alanda çıkan yangın sonrası çok sesli iddialar gündeme geldi.
Anız mı?
Elektrik iletim hatları mı?
Şimşek çakması mı?
3 ihtimal üzerinde tartışma oldu.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hastanede yaralı ziyaretinin ardından yangın bölgesine gitti, ölenlerin ailelerini ziyaret etti. Bilgiler aldı, kamuoyunu bilgilendirdi.
Tanrıkulu’nun ilk açıklamasının hedefinde Dicle elektrik vardı.
Yangının iletim hatlarından kaynaklı çıktığını ifade etti.
Ardından mağdurlardan biri çok net Dicle elektriğe dikkat çekti.
Bir sonraki gün Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası 11 maddelik açıklaması ile Dicle elektriğe işaret etti.
Dicle elektrik ise, ısrarla bu konunun dışında olduğuna vurgu yaptı, hatta kendinden çok emin ifadelerle. O da yetmedi, bir vatandaş hakkında da suç duyurusunda bulundu. Israrla çok erken açıklamalar yapan Dicle Elektriğin davranışı son derece fevri oldu.
Kaçak-kayıp meselesinden dolayı vatandaşla ciddi sorunlar yaşayan Dicle Elektrikle müşteri konumundaki vatandaş arasında son dönemlerde bir yakınlaşma trendi yaşanıyordu, ancak bu yangın olayında erken refleks nedeniyle yakınlaşma darbe yedi.
Dezenformasyon yapıldığı gerekçesiyle mağdurların suçlanması, yine mağdurlardan biri hakkında suç duyurusu yapılması tasvip edilecek bir durum değil. Daha sakin, vakur bir karşılama olabilirdi.
‘Araştırıyoruz, inceliyoruz’ gibi bir süreç izleneceğine, adeta ‘düşman’ hukuku uygulamasına başvurmak, Dicle elektrik ile müşteri potansiyeli arasına bir kara kedi soktu gibi.
Bunu düzeltmek mümkün mü?
Elbette ki mümkün, raporlar, incelemeler tamamlandıktan sonra, Dicle Elektriğin müşterilerine, yurttaşa bir özür borcu olduğunu şimdiden hatırlatmak isterim.
Dicle Elektrik şimdilik sınıfta kaldı, bir sonraki adımı bütünleme sınavı gibi görüp, ‘yaz okulu’ geçişi yapabilir.