Devlet, durumunu düzelten ilaç pahalı olduğu ve daha önce çoklu kemoterapi gördüğü için ödemeyi reddetti. Satılmış, “Kutusu 9 bin 200 lira olan ilacı almama imkan yok. Devletimin ölmeden ilacımı vermesini istiyorum” diyor
Zuhal Öztürk Satılmış 2004 yılında meme kanseri olduğunu öğrendi. Sol memesi alındı. İlk tedavisinde 8 kür kemoterapi, 33 seans radyoterapi gördü. Hastalığı yenmişti. 11 yaşındaki kızını rahatça büyütebilirdi. Ancak hayat ona mücadeleyi layık gördü. 2016’da kanser bu kez sağ memesinde nüksetti. Bu süreçte 12 seans kemoterapi, 25 seansta radyoterapi aldı ve sağ memesi de alındı.
Kanseri iki kez yendi
İkinci kez kanseri yendi. Ancak 2017 Temmuz’da yapılan kontrollerde göğüs duvarı cilt altı ve cilt üstünde nüks meydana geldiği anlaşıldı. Geçtiğimiz Ağustos’ta başlayan tedavide önce 3 ay boyunca Nevalbin, daha sonra ise 3 ay Haloven isimli ilaçlarla kemoterapi gördü. Marker değerleri düşmediği için ilaç değişikliğine karar verildi. Vücudun başka bölgesinde nüks olmadığı için tedaviye 30 günlük dozu yaklaşık 9 bin 200 lira olan Affinator ve Aromisin ilaçlarıyla devam edilmesine karar verildi. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na Affinator adlı akıllı ilacın karşılanması için endikasyon dışı ilaç başvurusu yapıldı. Bakanlık Satılmış için yapılan başvuruyu daha önce çoklu kemoterapi gördüğü için reddetti. Zuhal Satılmış yaşanılan süreci şöyle anlattı: “Doktorum ara verilmesini istemediği için sürekli alışveriş yaptığım eczaneden borç olarak ilacı temin ettim. Bu süreçte raporun çıkacağını düşünüyordum. İlk rapor reddedilince ikinci ayın sonunda ikinci rapor yazıldı. Bu raporda ilacın klinik olarak etkili olduğu, marker değerlerimin düştüğünü belirten belgeler de eklendi. Ancak bu kez de tedaviye verilen cevabın radyolojik olarak gösterildiği yeni bir rapor istendi. Yani en az 3 ay ilacı kendimizin alıp kullanmasını istiyorlar.”
“Parayı nasıl öderim kaygısı başladı”
Zuhal Satılmış son durumu şöyle anlatıyor: “Devlet memuruyum, eşim de emekli. Bu süreçte hem maddi hem de manevi olarak çok yıprandık. Dört ameliyat geçirdim. Rapor sonucunu bekleme sürecinde tedaviye olumlu yanıt verdiğime sevinemeden, ilaç karşılanmazsa bedelini nasıl ödeyebileceğim konusunda stres yapıyorum. Bu durumun sağlığımı daha kötü etkilemesi konusunda kaygı duyuyorum. Devletimizden tek isteğim ben ölmeden ilaçlarımı vererek tedavime devam imkanın sağlanması. 2016’da arkadaşım Gamze Ömeroğlu, Bakanlığa Perjeta isimli ilaç için başvurdu. Başvurusu iki kez reddedildi. Arkadaşımı 5 Ocak 2016’da kaybettik. Perjeta ilacı ise Danıştay 15. Dairesi’nin kararıyla 14 Mart 2016’da SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) kapsamına alındı. Aynı durum yaşanmadan önlem alınmasını ümit ediyorum.” (İLKER AKGÜNGÖR / GAZETE VATAN)