‘Devlet yurttaşını yanlış bilgi vererek kandırır mı’ diye sormayacağım, daha da derinleştirerek; yurttaş, kendisini yönetmesi için devlet erkini teslim ettiği yöneticiler tarafından kandırılır mı diye sormak istiyorum.
Bence hepimizin sorması gereken soru; yetki verdiklerimiz tarafından neden kötü yönetildiğimiz, neden kandırıldığımız sorusudur.
Sağlıktan ekonomiye, kötü yönetildiğimiz ve kandırıldığımız meselesinin üzerinde durmadığımız sürece, ya da bu konuda soru yöneltip hesap soranlara desteklerimizi açık, açık sunmadığımız sürece, ‘Bu devran böyle devam eder’ (mi)?
Bilemiyorum!
Ancak Devranların dönem, dönem olduğunu, er ya da geç bittiğini biliyorum/biliyoruz.
Durum; Genel yönetimler için olduğu gibi yerel yönetimler içinde geçerlidir. Yurttaş, genel iktidarı da yerel iktidarı da sorguluyor. Nerede, nasıl, ne şekilde kandırıldığını, kandırılmaya çalışıldığını giderek anlıyor yurttaş.
Halk kalıcı, yönetici gidicidir.
Hep derler ya; ‘kimler geldi kimler geçti’ diye.
Ölümlü dünya. Üstüne üstlük bir de Coronalısına denk geldik. Egolu, egosuz, zengin, fakir, yaşlı, genç hiç fark etmiyor, eline geçirdiğini götürüyor.
Mesele, hoş seda bırakmak galiba diye düşünüyorum.
Birbirimize yalan atmanın, kandırmanın, çukurlar kazıp çukurlara gömmenin, hile, desiselere başvurmanın anlam ve öneminin olmadığı bir zaman diliminin ortak yolcularıyız.
O zaman yurttaşın Devletini, Devletin yurttaşını kandırma, yanıltma gibi bir gayret ya da çabanın içinde olmasının toplumun geneline bir fayda sağlamadığını görmek, anlamak gerekiyor.
‘Devlet zırhı şahıslar için değil, halk içindir’ anlayışını ön plana çıkardığımızda, devlet zırhının şahıslardaki kullanım süresinin raf ömrü kadar olduğunu da üzülerek hatırlatmak isterim.
İşte, Adalet ve Devlet kavramlarının yan yana durduğu, aynı anda uygulandığı toplumların başarısının gideceği mecrayı, bu tartışmamızın sonunda sanırım bir odakta netleştirmiş olacağız. Vardığımız o odak, insan hak ve özgürlüklerinin özgürce kulaç attığı demokrasi havuzudur.
Çok mu zor?
Hiç de değil.
Yeter ki niyetler insani ve iyi olsun.
Naci Sapan