Kardeşler mirasa sahip çıkmazsa!
Evet, kardeşler mirasa eşitlik temelinde sahip çıkmazsa ne olur?
Özellikle Müslüman ülkelere yönelik, ABD başta olmak üzere, batılı emperyalist güçlerin yönlendirmesi ile kabul ettirilen ‘Arap baharı’ gibi ‘özgürlükler’ içeren bir dönem başlatıldı. Libya, Mısır, Tunus gibi ülkeleri rüzgârın önüne katıp, tarumar ettiler. Suriye sıradaydı, rüzgâr 2013’te çok süratli esti, susuz topraklar kanla sulandı.
Bu ülkelerin liderleri diktatörlüklerinin mi, yoksa ABD’nin hesaplarının mı kurbanı oldu. Kaddafi ve Mübarek 40 yıl iktidardaydı, oralarda da farklı dinlere ve etnisiteye ait halklar yaşıyordu, hala yaşıyor. Batılı ülkeler bu kesimi de kaşıyarak işini görmeye çalışıyor. Suriye ve İran’da da, halkları içinde barındıran bir devlet yapısı var. Bu ülkeler üzerindeki hesaplar şimdilik tutmadı, ancak ‘Arap bahar’ı dedikleri ‘Özgürlükler’ vaat eden rüzgârın önündeki asıl hedefler de bu ülkeler.
Türkiye bu rüzgarın neresinde?.
Şimdilik rüzgârın arkasında, ancak rüzgârın önündeki Suriye ve İran’la olan ilişkiler ise sıkıntılı. ABD ve NATO’nun dümen suyu ile üretilen bu rüzgârın, ne zaman nereden, nasıl eseceği bilinmez. Arkasında olduğunuzu zannettiğiniz bir anda sizi önüne katabilir. Sanal rüzgâr yaratma işi batılı emperyalistlerin en iyi bildikleri işlerden biri.
Mısır’da, Libya’da, Tunus gibi ülkeler miraslarına kardeşlik ve eşitlik temelinde sahip çıkmadılar. Suriye ve İran’da da hala buna benzer bir durum var. Bu nedenle; kendine ait miras ne ise, hak, hukuk, adalet, eşitlik ölçüleri içinde, rızaya dayalı bir şekilde pay edilmelidir ki, yaratılacak sanal rüzgârların önünde kimse heba olmasın.
Yukarıda anlattığım ülkeler ve durumları, dış politikada etkin olma hevesi nedeniyle Türkiye’yi de içine çekmiş durumda. Türkiye dış politikada şu an için tarih sayfalarında çok ta yerini almayacak bir uğraş içinde, çünkü günlük, dönemsel politikalar yapılıyor. Bu işler yapılırken, içeride olan biten ise, halkların çocuklarının ölümlerine neden oluyor, anaların-babaların yüreğini yakıyor. Yüzde 90’ı Müslüman olan ana-babaların çocukları karşılıklı birbirlerinin kanını akıtıyor, bunun çaresini aramıyoruz. Asıl tarih sayfalarında Türkiye’ye prestij kazandıracak mesele Kürt meselesidir. Bu meselenin çözümüdür.
Kardeşlik hukukuna sığınarak, bu ülkenin tüm fertlerine miras kalan bu topraklar üzerinde eşitlik felsefesi üzerinden, bölmeden, parçalamadan, heba etmeden, çar-çur etmeden, bu ülkenin dışındaki unsurları ortak etmeden mirasa sahip çıkmaktan başka yol yok.