Devlet ve Millet nasıl soyulur?

NACİ SAPAN

Dünyanın herhangi bir coğrafyasında ülkesini, devletini, milletini soymaya niyetli olan, ancak bunu nasıl ve ne şekilde yapacağına karar veremeyenler ders-kurs almak üzere Türkiye’ye gelebilir, bu konuda gerekli bilgi-birikim-donanımı alarak ülkesine dönebilir diye düşünüyorum.

Böylece ülkenin ihracat alanına yeni bir meslek grubu eklemiş oluruz; HIRSIZLIK!

Hatta ülke ekonomisine ‘katkı’ sağlayacak olan bu mesleğin uluslar arası patentini de almak mümkün. Ayrıca tam bir inceleme alanı, yüksek lisans ve doktora tezine de konu olabilir, ‘Devlet, Millet nasıl soyulur’ başlığı altında çalışmalar yapılabilir.

Pes dedirten, şaşırtan, hatta aklımızın köşesinden dahi geçirmediğimiz, geçiremediğimiz, düşünme yeteneklerimizin karşılığı olmayan yöntemler uygulamışlar. Basit olan kısımlarını biliyorduk, ancak hiçbir zaman aklımıza getiremeyeceğimiz olanları da Sedat Peker sayesinde öğreniyoruz.

Kim kiminle hesaplaşıyor, bilmiyoruz, ancak yurttaş hesaplaşmasının çok ağır olacağını artık biliyoruz. Hırsız üretme merkezi olma özelliklerine sahip bir ülke haline getirilmiş olmamızın ezici ağır koşullarının hesabı mutlaka sorulmalıdır.

Bürokrat, gazeteci, iş insanı, müteahhit, siyasetçi, mafya ilişkilerinin iç içe girdiği, hırsızlık, soygun ve talanla ‘kutsandığı’ bir sürecin muhatapları ortaya çıktıkça adresin kaynağının Saray çevresine hitap etmesi ise son derece manidar. Hırsızlar bütün organizasyonları Sarayın gücünü arkalarına alarak gerçekleştirmişler.

Yazık, hem de çok yazık.

Hiç yolcu taşımayan, atıl vaziyetteki hava limanlarından tutun, küçük-büyük sayısız köprülerden dolayı yaratılan rantlar bir yana, borsa ve döviz alanlarında spekülasyonlar yaratarak kazanç sağlayan bu hırsızlar hepimizi soymuşlar.

Bir Milleti, bir ülkeyi, coğrafyada yaşayanları din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin soymuşlar, ‘eşit’ davranmışlar!

Çok başarılı olmuşlar!

Şimdi bu başarılarını gözden geçirmenin, halk adına, millet adına, devlet adına yapılanların hesabını sormanın zamanı geldi. Halk bu hesabı soracak olanlara yetkiyi vermeli ve takip etmeli. Yetkiyi alanlarda bu yapılanların hesabını tek, tek sormalıdır.

*

Şimdi dönelim kentimize, Diyarbakır’da gerçekleşen hırsızlık ve yolsuzluklara.

1-Kayyumlar üzerinden gerçekleşen soygun ve talanlarla birlikte içinde bürokratlarında olduğu yolsuzlukları biliyor ve tanıyoruz. 3-5 maaş veren ve alanlardan, ihale satıcılarına kadar uzanan güzergâhın yolcularını da ortaya çıkarıp yargılamanın zamanı geliyor.

2- Çökenler, soyanlar, talancılar, arsa, uyuşturucu mafya ve çeteleri de sorulacak hesabın cevaplarını şimdiden çalışsınlar.

Soyanların, soydukları halka hesap vermesinin zamanı geldi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.