Devlet ve ‘Çete’

NACİ SAPAN

17 Aralık sabahına kadar her şey çok ‘iyi’ gidiyordu.

Ülke çok Güllük-Gülistanlık olmasa da, ülkeyi yöneten hâkim erk, çoluk-çocuğuyla mutlu yaşıyordu.

 

O sabahtan itibaren dengeler bozuldu, çoluk-çocuk dağıldı.

Ortaya bilenen-bilinmeyen o kadar çok şey çıktı ki, dudak uçuklattı.

Bütün bunları yapanlar kimler?

Devleti yöneten kendisi değilmiş gibi

‘Devlet içindeki çeteler’ diyor Başbakan.

Bir iddiaya göre de ‘paralel devlet’ 

 

Derin-Çete-Paralel her neyse; Demokratik bir devlet yapılanmasının dışında her şeye uyar da bir tek buraya uymaz. Ama siz buna uygun bir devlet yapılanması içinde değilseniz, erkinizin devamı, hâkimiyeti ve gelecek kaygısıyla;

Biraz derin, bir miktar çete ilişkisi, ‘Belki lazım olur’ diye biraz da paralel yol yürüyüşü gerçekleştirirseniz, ortaya böyle anlaşılması güç, kafa karıştırıcı bir sonuç çıkar.

 

Aslında böyle bir yol yürüyüşü toplumun kafasını karıştırmak içindir.

Karıştırma konusunda da başarılı olunmuştur denilebilir.

‘Yolsuzluk-Rüşvet-Hırsızlık’ konusu gündem dışıdır.

‘Dış güçler’‘İhanet şebekeleri’‘Mağduriyet’ edebiyatı ise gündemin birinci maddesi.

 

Paraleli, çetesi, derin’i aynı anda ağlıyor, yürek ‘dağlıyor’.

Ülkeyi ağlama duvarına çevirdiler.

Anadolu insanının yumuşak, acıyan yüreğini biliyorlar.

Mağduriyet edebiyatının 3 dönemdir tutmasından dolayı da bir dönemi daha böyle götürmek istiyorlar. Bir dönem daha giderse bazı şeylerin üstünü örtmek için zaman kazanılmış olacak. Aksi olursa, belki hiçbirimizin aklına dahi gelmeyen yeni şeylere tanıklık edebiliriz.

**

Bütün bunlar olurken henüz toplumda CHP ve MHP’ye yönelik bir güvenin oluşmadığını da hissetmek mümkün. BDP’ ye olan güven daha fazla toplumda. İçinden geçtiğimiz çatışmalı ortamın sona ermesi, siyaset kanallarının tamamı olmasa dahi önemli ölçüde kullanılıyor olması, özellikle Batı illerindeki yurttaşların BDP ile ilgili algısına katkı sunmuş gibi görünüyor. Bunun yanı sıra BDP-HDP algısı da giderek zemin buluyor. Özellikle de sol-sosyalist, ciddi sosyal demokrat kesimlerde bu algının geliştiğine tanık olmak mümkün.

Yerel seçim sonuçları Türkiye’nin mevcut tablosu nedeniyle büyük önem arz ediyor. Oy oranlarının yüzde artışları ve düşüşleri gerek cumhurbaşkanı seçimi gerekse genel seçimlerin nasıl dizayn edilmesi gerektiği konusunda bir fikir verecektir.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.