DERMANE ÇOREGAN, ÇÖREK İLACI  :)

Av. Güler Koçyiğit

Ve Ramazan Bayramına son birkaç gün… Çok şükür nasip edene… Tekrarını da nasip etsin…

 Bu yazımda çocukluğumdan beri bazılarına çok sevindiğim bazılarına ise çok gocunduğum bayram hazırlıklarından bahsedeceğim. Öncelikle ne olursa olsun, sevdiklerimizle geçirdiğimiz her gün bile çok kıymetli tabiî ki ama hele bir de bayram gibi özel günlerde hayatımıza anlam katan insanlarla bayramı geçirmek bulunmaz bir nimet. Bunu hepimiz biliyoruz ama yine de hayatımıza renk katan o insanlar gidince anlıyoruz çoğu zaman. O yüzden bayramı bayram gibi geçirebilmek için insanların yaptığı hazırlıklar o bayram coşkusu çok hoşuma gitmiştir her zaman.

Ramazan ayının ilk on beş günü annemim deyimiyle yukarı çıkıştır. Her şey Ramazan Ayı ve dolayısıyla oruçla ilgilidir… Tutulan oruç, okunan Kur’an- Kerim, kılınan Teravih Namazı.

Daha başka yapılabilecek ibadetleri araştırma… Bu sene olmasa da geçen yıllarda Ramazan Ayında pig yapan cami ve türbe ziyaretleri. Her Perşembe günü öğleden sonra cuma akşamı diye aksatılmamaya çalışılan mezarlık ziyaretleri falan…  Ve iftara ne pişireyim, sahura ne yapayım muhabbeti…   

Ancak on beşinci günden sonra artık inişe geçer (bu sefer de yokuş aşağı der annem) ve artık gündem bayram olur. Bayrama bunu yapalım, bunu pişirelim, şu tatlıyı yapalım. Buraya gidelim, bayram da onları mutlaka görelim vs. diye epey bir yapılacaklar, alınacaklar listesi oluşturulur günlerrr öncesinden. Çocuklara bile gitmeleri gereken akrabalar hatırlatılır ama çocukların tercihi kendilerine bayram harçlığı veren akrabalarını ziyaretten yanadır…  : ))

Oruçtan mıdır bilmem bayram da alınacak, yapılacak şeyler daha çok yeme içme üzerinedir… ;)

Bayramda alınacaklar arasında muhabbeti en çok yapılan ve en çok özenilen şey Bayram Şekeridir. Bence de çok özen gösterilsin bayram şekerine. Özellikle çocuklar için onların en çok tercih ettiği ve en güzelinden alınsın…

Allahtan artık bizim çocukluğumuzda ki gibi en iyisi eve gelecek yetişkin misafire,  kötü demiyim diyorum ama aslında evet maalesef iyisi yetişkin misafire, kötüsü çocuklara dağıtılmak üzere şeker alınırdı… Benim çocukluğumda çocuklara verilmek üzere alınan şekerlerin adı şekerdi… Benim kuşağımın çocukları bunu çok içselleştirmiş olsa gerek ki, dikkat ediyorum şimdi en güzeli çocuklara alınıyor …  :)

Ve on beşinci günden sonra sanki bayram da eve gelecek misafirler evi hijyen testinden geçireceklermiş gibi canhıraş bir şekilde yapılan bayram temizliği muhabbeti başlar.

Eee bayramda iki ara bir derede bile olsa lafın arasına illaki sokuşturulacak konulardan biri de yapılan bayram temizliğidir. Kolay mı öyle geçiştirmek, herkes bu evde son on beş gün nasıl temizlik yapıldığını tabiî ki bilecek… :)

Çocukluğumdan beri evdeki kadın hemcinslerimi yorgunluktan bitiren bayram temizlik olayını anlamlandıramamışımdır ve çok gıcığım vardır buna… Çünkü özellikle evin yetişkin genç kızları bu durumdan o kadar rahatsızdır ki, anneleri onları temizlik yapma konusunda o kadar yoruyor ki biliyorum bayramın gelmesini istememe durumu bile yaşanıyor bu yüzden. O kadar yani… ;)

Hayır anlamıyorum yani ev çok mu pis ?  E pis ise nasıl yaşıyorduk o zaman ?.. Ya da bayram gelmese  temizlik yapılmayacak mı ? Bunu ucun ucun yapmak varken, en dip- en köşe yerleri  temizlemek için iftardan sonra  bile mesai yaptırmak da neyin nesi oluyor yani ?.. Kafamda deli sorular … :)))

Ve bayramın en tatlı telaşı, çocuklara bayramlık alışverişi… Bu sene nasıl olacak bilmiyorum? Çocukların dışarı çıkması yasak ya hani ama olsun herkes kendi çocuğunun zevkini, ne istediğini zaten bilir ki …:))

Ve bayramın süsü, olmazsa olmazı: Bayram Çöreği… Yakın zamanda bir taziye olmuşsa eğer sadece o bayram yapılmazmış. Onun dışında aksatılmamaya çalışılan bir adettir hâlâ.

 Kişinin vefatından sonraki ilk bayram Kara Bayram (İda Reş) kabul edilir ve ilk gün yine o aileye destek olmak, vefat eden kişinin yokluğunu hissettirmemek için eş-dost, akraba bayramın ilk günü onların yanında olmak için gider… Güzel adetlerimizden biridir, insanlara yalnız olmadıkları hissettirilmeye çalışılır. Çünkü yaşanılan şey hiç de kolay değildir aslında…

Evet çörek bayramın süsü olmazsa olmazıdır. Muhtemelen eski zamanlarda birlikte yaşanılan Gayri Müslim vatandaşlardan, (Ermeni Kirvelerimizden, Ortodoks Süryanilerden) öğrenmişiz bizde. Onlar Paskalya Bayramın da çok özel çörekler yapıp komşularına falan dağıtınca, bizimkiler de kendi bayramlarında yapmaya başlamışlar. Hoş bir gelenek alışverişi olmuş bence de…

Bizim Diyarbakır da bayram çöreği yapma geleneği çok baskındır. Gördüğüm kadarıyla etraf illerde bu durum bizde ki kadar ritüel halini almamış. O yüzden eski zamanlarda birlikte yaşanılan kültürlerin etkisi çoktur dedim…

Eskiden bakır teştlerde yoğrulur, bayramdan iki gün önce iftardan sonra mahalle fırınında sıraya girilerek pişirilir… Kendine has tadı, şekli olan bayram çöreğinin içine konacak malzeme de günler öncesinden pazarlarda ya da çarşıda “Dermane  çoregan, çörek ilacı” diye  satılır.

Gerçekten çöreği çörek yapan da içine konan malzemedir, hakikaten dermanıdır çöreğin.

 Neler midir Diyarbakır Çöreğinin ilacı ?

 Mahlep, mayana (rezene), tarçın, kara çörek (çörek otu), maya… Bu malzemelerle birlikte, süt ve yağla yoğrulan çörek hamuru,  yine kendine has şekiller de kesilip, üstüne bardak veya başka bir şekillendirici ile nişan (sembol, işaret) yapılıp, yumurta sürülüp, küncü (susam) dökülerek pişirilir. Fırıncının pişirme parasının dışında iki tane de çörek hakkı vardır… :)

Evet en karlı fırıncıdır aslında… ;))

Böyle işte, dilim döndüğü, yaşadığım, yaşattığım kadarıyla yazmaya çalıştım Güzel Diyarbakır’ımızda ki bayram hazırlıklarını…

 Bu senede hiçbir şey olmamış gibi geçmişteki bayramların coşkusunu ve heyecanını belki daha çok hissederek hazırlıklarımıza devam etmemizi diliyorum…

Hatta gocunduğumuz şeyler bile ne kadar basit şeylermiş dimi ? Öğrenmiş olduk bu süreçte…  Gelecekte ne olacağını, neler yaşayacağımızı bilmeden yaşadığımız her anın, günün ve özel zamanların kıymetini bilerek ve bu farkındalıkla yaşayacağımız bir bayram olmasını diliyorum herkes için…

SEVGİYLE …

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.