Maraş merkezli 6 Şubat depreminde 11 il ve yaklaşık 14 milyon insan derinden etkilendi. Birçok ilde binalar yerle bir oldu. Bu felaketten kurtulan insanlar barınmak için zorunlu olarak ya başka kentlere ya da köylerine göç etmek durumunda kaldılar. Deprem, depremden etkilenenlerin felaketi olurken bazı fırsatçılar için de ayrı bir rant kapısı oldu. Depremden canlarını kurtarıp başka kentlere kasabalara göç etmek durumunda olanları bu kez barınma ve iş bulma sorunları vurmaya başladı. Taşıma işi yapan kargocular, kiralık evi olanlar ve kiralık ev bulmada aracılık eden emlakçılar fiyatlarını ikiye üçe katladı. Asrın felaketi olarak nitelenen afetten canlarını zar zor kurtaranları bu kez de fırsatçılar vurmaya başladı.
Depremden önce kent ve kasabalarında insanlar geçimini bir şekilde sağlıyordu. Ya bir iş yerinde çalışıyor ya açtıkları dükkânlarında ya da küçük işletmelerinde elde ettikleri kazançla geçimlerini sağlayabiliyorlardı. Yaşamlarına zar zor da olsa devam etmeye çalışan insanların evleriyle birlikte ekonomik gelir elde edebilme imkânları da ortadan kalktı. Depremden canlarını kurtarabilmiş olanları bekleyen hayati bir sorun kapılarını çalmaya başladı. Ekonomik kazançlarını nasıl sağlayacaklar. Kalanlar ekonomik hayatlarını nasıl devam ettirecekler.
Geçen günlerde Diyarbakır Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Muzaffer Denli’nin depremden dolayı köylerine dönmek zorunda kalanlar için söylediği önermeler önemliydi. Prof. Dr. Denli daha önceden köyde yaşadıkları ve burada bir üretim sürecinde oldukları için tekrardan üretim sürecine girmekte fazla bir adaptasyon sorunu yaşamayacakları için burada istihdam edilebileceklerini söyledi. Çünkü bu depremzedelerin yaşadıkları kentlere kısa sürede geri dönme koşullarının olmadığını söyleyerek, gerekli teşfik ve desteklerin sunularak, modern üretim koşulları yaratılarak geri göç eden nüfusun buralarda tutulabileceğini söylemektedir. Bu yönde atılacak adımların en azından köylerine geri gitmek zorunda kalan insanların istihdam sorununa bir çözüm olabileceği gibi üretime dâhil olmalarıyla belli bir katma değer de yaratacağından yabana atılmayacak bir çözüm yaklaşımıdır. Katma değerin sağlanması kırsal alandaki üretim yapan kesimlere de hem örnek hem de sosyal referans olabilecektir.