Yüksek kira, fahiş nakliye ücretleri konusu ciddi gündem oldu Diyarbakır için.
Şikâyetleri değerlendirdik, bir şekilde karşı kampanyaya dönüştü. Sivil Kuruluşların gösterdiği tepki önemliydi, karşılık buldu. Ancak, bu işlerin devam etmeyeceğini kimse garanti edemez.
O nedenle; Valilik, Belediyeler, Kent Koruma ve Dayanışma Platformu kriz merkezinin ortak-takip gerçekleştirmesi, vatandaşların mağduriyetini engellemesi gerekiyor.
Kira, taşıma, barınma, yiyecek, içecek, gıda gibi alanlarda ranta dönük ortaya çıkacak ‘Eylem’ biçimlerini bertaraf etmek mümkün. Ticaret odası, Belediyeler, Valilik, DESOB gibi kurumlar, bu alanlardan sorumlu oldukları için, denetim, müeyyide konusunda da etkili olurlar.
Gün, kente ve yurttaşa dair meselelerde ortaklaşmak, çözüme dönük parametrelerin tamda ortasında durmaktır. Bu tür zamanlar, yani felaket anları bazı kesimlerin istismarına açık olduğu için koordineli çalışmalar yaparak bunları engellemek mümkündür.
Diyarbakır bu anlamda duyarlıdır, duyarlılığını da çok açık bir şekilde ifade etti. Bundan sonrasını uyarılara rağmen yanlışını sürdürenler düşünecek artık. Deşifre olmak, dışlanmak istemiyorlarsa STK’ların, devletin uyarılarına kulak verecekler.
*
Şimdi enkaz kaldırma dönemi başlıyor, ardından barınma, normal yaşama dönme ile ilgili hazırlıklar başlayacak. Diyarbakır en az etkilenmesine, aradan da 12 gün geçmesine rağmen hala normal bir yaşama adım atamadı. Diğer kentlerimizin normal yaşam süreci elbette ki uzun zaman alacak. Ülke olarak kendimizi bu uzun zamana ayarlayarak sorunların sağlıklı çözümüne katkı sunmalıyız, hep birlikte.
*
Bazı uyarılar da var; dikkate almak lazım. TMMOB, çadır kentin Dicle nehri kıyısına kurulmasının riskli olduğunu söylüyor. Hem muhtemel taşkın ve sel konusunda hem de sıcak havada salgın hastalıklara dikkat çekiyor. Çadırla kuruldu, yaşam başlayacak, uyarılar ne kadar geçerli bilemiyorum, ancak, bu tür zamanlarda işin uzmanlarının uyarılarını dikkate almak lazım.
*
‘Kolon’ kesildi kesilmedi iddiaları/tartışmaları çok yoğun.
Ciddi bir bilgi kirliliği var.
Bu konuda vakit kaybetmeden incelemeler yapılmalı, deliller somutlaşmalı, sorumlular netleşmeli. Diyarbakır’da bu konuda 3-4 iddia var.
Biz farklı iddiaları dikkate almayıp, adli süreci takip edeceğiz, sonucu kamuoyu ile öyle paylaşacağız.
Özellikle bu konuyu takip etmek gerekir.
Toplumsal bir görev olarak önümüzde duruyor.
Bu arada, sorumluların yargılanma süreçlerini de ciddi takip edeceğiz. Tek sorumluluğun, kusurun sadece müteahhitlere ait olmadığının bilincinde olarak, bina yapım aşamasına kadarki süreçte sorumluluğu olanlarla birlikte, imar affına kadar uzanan süreci hep birlikte takip etmeliyiz.
*