Lice, Van ve Bingöl depremlerinin etkisini, acılarını bizzat yaşayanlardanım, gazeteci olarak. Yıkımı, ölümü, acıyı yaşayanlarla ortaklaştım, onlarla birlikte yaşadım. Onlarla ağladım, sonra hep birlikte yaraları merhemleyip, geleceğin umutlarını birlikte düşledik, bir daha yaşamamak adına.
Depremle ilgili ilk deneyimim 1975-Lice depremiydi. Henüz Lise öğrencisiydim, Tercüman gazetesinde çalışıyordum. Deprem bölgesine gitmiş, ölüm denen ‘sonsuzluğa yolculuğu’ orada tanımıştım. Ölülerden yayılan kokunun ne olduğunu, uzun bir süre alanda kalınca o kokunun insan bedenine nasıl sindiğine tanıklığım olmuştu. Bedenime sinen ölü kokusunun da farkında değildim, ta ki Diyarbakır’a dönünceye kadar. Bürodaki arkadaşlar, ‘Sende bir koku var’ dediğinde henüz farkında değildim kokunun.
Sonra birlikte karar verdik, ‘ölü kokusu sinmişti üzerime’. Gidip yıkanmalıydım. Defalarca yıkanmıştım, kokunun gittiğini biliyordum, ancak uzun süre üzerimdeymiş gibi hissetmiştim.
Ölü kokusunu da ölüm korkusunu da Lice’de tanıdım. Günlerce kalınca ‘artçı depremler’ i tanımış, toprağın birbirinden nasıl ayrıldığına tanıklık etmiştim. Çocuk sayılabilecek yaşta ceset fotoğrafları çekerek görev yapmanın derin izlerini, çok uzun zaman geçmesine, benzer durumlarla çok kez karşılaşmama rağmen hala üzerimden atamadım.
Dün sabah 09.39’da önce paslı iki demirin birbirine sürtünmesi sırasında çıkarttığı gıcırtı sesine önce anlam veremedim, ancak dikkatimi topladım, bu kez binanın sallandığını hissettim, gözlerim tavanda avizenin sallanıp sallanmadığına odaklanmıştı ki, durumun deprem olduğuna karar verdim.
Avizeler boşlukta pim-pon topu gibi gidip geliyordu. Tecrübe ile sabit olduğundan, ciddi sallanmaya rağmen merkez üssün Diyarbakır dışı olduğuna kanaat getirdim.
İşte bu tür zamanlarda aklıma hep Lice depremi gelir. Belki de ilk deneyimim olduğundandır. Belki de ölümün korkusunu, sonra da ölünün kokusunu ilk hissettiğim zamanlar olduğu içindir. Yaşam güzergâhımda zorlasam da aklıma getiremediğim çok şey var. Lice-deprem-ölüm korkusu-ölü kokusu, bir deprem anında ilk aklıma gelendir.
Deprem olunca aklıma gelmişken, sizlerle de paylaşayım istedim.
Naci Sapan