TİGRİS HABER - Ege Denizi'nde deprem fırtınası devam ediyor. En küçüğü 3.9, en büyüğü 4.8 olan depremler bölgede yaşayanları endişelendiriyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ege Denizi'nde 28 Ocak 2025 tarihinden itibaren yoğunlaşmaya başlayan depremlerin sayısının 400'ün üzerine olduğunu açıkladı.
Ege sallanmaya devam ederken, deprem uzmanlarından da peş peşe uyarılar geliyor.
PROF. DR. OSMAN BEKTAŞ'TAN 1956 HATIRLATMASI
Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden emekli Prof. Dr. Osman Bektaş, Ege - Santoroni depremlerinin hafife alınmaması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Bektaş'ın paylaşımı şöyle:
"Ege-Santorini adası depremlerini hafife almayın. Santorini Adası'nın kuzeydoğusunda uzanan Amorgos Havzası'nın batısını ve doğusunu sınırlayan paralel faylar 1956 yılında karşılıklı olarak 7,8 ve 7,2 deprem çiftlerini üretmiştir. Havza ortasında uzanan bir diğer fay üzerinde 6-7 km derinde 4'ten büyük 6 depremin oluşması her iki havza sınırı fayları üzerindeki büyük depremlerin orta fay segmenti üzerine zamana bağlı olarak stres yüklediğini gösterebilir. Bu nedenle bölgede 1956 depremine benzer bir deprem yaşama olasılığı vardır."
PROF. DR. NACİ GÖRÜR: DİKKATLİ OLUN
Prof. Dr. Naci Görür de sosyal medya paylaşımında "dikkatli olunması" gerektiğini belirtti.
Görür, paylaşımında şunları yazdı:
"Yunanistan'ın Ege Denizindeki Santorini Adasının kuzey doğusunda gittikçe sıklaşan depremlerden bahsetmiştim. Gittikçe artması üzerine Ege kıyılarımızda söz konusu yere yakın vatandaşlarımızın dikkatli olmasını öneriyorum."
PROF. DR. AHMET ERCAN: YANARDAĞ KAYNAKLI OLABİLİR
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan da depremlerin yanardağ kökenli olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Ercan da paylaşımlarında şu ifadelere yer verdi:
"Bir kaç gündür Ege Denizi'nde Santorini adasında en büyüğü M4,8 Richter'i bulan küçük deprem ile depremcikler sürekli sarsıntılar biçiminde olmaktadır. Deprem ile depremciklerin odak derinliklerinin 1 ile 5 km olması, yer sarsıntılarının yanardağ kökenli olduğunu göstermektedir.
Mağma ilintili patlama öncesi mağma odası kökenli 250 bar dolayındaki basınç artışı 2200 C sıcaklıkla yer kabuğunu delip püskürmek istemektedir. Silikatlı bir lav püskürürse yanardağ bombaları da fırlatabilir. Patlamayı deprem eşlik ederse M5 ile M7 dolayında üreyebilecek depremler süpürtü dalgaları üretebilir. Bu dalgalar Ege Adaları, Mora, Girit, Pelepones, Türkiye Teke yarımadamızın kıyı kuşağını etkileyebilir. Santorini ile yakın adalardaki yerleşimlerin boşaltılması, deniz ulaşımı ile balıkçılığın kısıtlanması gerekir."
Ege Denizi'ndeki peş peşe depremlerin ardından AFAD'dan kritik açıklama Ege Denizi'ndeki peş peşe depremlerin ardından AFAD'dan kritik açıklama
DİKKAT ÇEKEN BELİRTİLER
"Jeofizik biliminde yanardağ patlamalarının üç belirtisi vardır" diyen Ercan, şu uyarılarda bulundu:
"1. Sığ deprem ile depremcik fırtınaları
2. Gaz çıkışları
3. Yerden gelen gürültüler
4. Yerin şişmesi...
Santorini'de bunlardan üçü gerçekleşmiştir. Ancak, bu belirtiler olsa da patlama gerçekleşmeyebilir. Kimileyin, 1 hafta, 1 yıl bile gecikebilir ya da hiç olmayabilir. Santorini'de 16. Yüzyıl ile MÖ 1600'de püskürme olmuştur. Türkiye'de de Tendürek ile Ağrı Dağında benzer JEOFİZİK belirtiler gözlenmektedir."