Bu deprem sanki başka bir şey, çok şey, şimdiye kadar böylesine tanık olmadık. Lice, Bingöl, Elazığ, Van depremlerini hem hissettim hem de bizzat tanıklık ettim.
Bu deprem, yaygın şiddeti açısından çok etkili, olumsuz anlamda kapsayıcı bir özelliğe sahip, aynı zamanda uluslar arası etkinliği var. 10 ili etkileyen, ölüme, yaralanmalara ve enkaza neden olan depremin ikinci yüzyılın başlangıcına denk gelmiş olmasını acaba nasıl bir başlangıç olarak değerlendirmek gerekiyor?
1939 yılındaki Erzincan depreminden sonraki en büyük deprem olarak kayıtlara geçen bu depremi MİLLİ FELAKET olarak değerlendiriyorum.
Ortada Milli bir felaket var ise, Milli birlik beraberliğin de bu çerçevede oluşması gerekiyor. Deprem bütün ülke çapında ancak, ciddi etkilenmelerin olduğu kent sayısı 10 civarında. Kar-kış-kıyametin tam da orta yerinde gelen bu felaketin karşısında yurttaşların mağlup olmaması gerekiyor. Yardım ve destek konusunda kentler kendi içinde örgütlenmeli, ihtiyaçlar mutlaka karşılanmalıdır.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasında depremden hemen sonra kriz masası oluşturuldu. Sanırım eksik, aksaklıkları tespit etmek, gelecek olan talepleri karşılamak üzere çalışıyorlar. Zarar görmeyen ya da az zarar gören kentlerin STK’ları bu anlamda şimdiden hazırlıklarını yapmalı, yardım ve destekler için hazır olmalıdırlar.
Kentlerde ticaret yapanlar, para kazananlar için tam da hizmet zamanıdır.
Sanayicisinden, esnafına, kentlerde halk üzerinden para kazanan bütün kesimler, bağlı bulundukları, üye oldukları kuruluş, STK’lar aracılığıyla böyle bir günde desteklerini aksatmadan sunmalıdırlar.
İyi insan olmak için herkes için iyi bir fırsat.
Herkes gece farklı zamanlarda mutlu uyuyabilir, ancak, hangi saatte mutsuz uyanacağı belli değildir. Depremin bizi yatağımızdan uyandırdığı saatte olduğu gibi!
Uyuyup uyanmak, ya da enkaz altında kalmak, daha ötesi bir daha hiç uyanamamak gibi bir durumun adayları konumundayız. İşte tam da bu noktada, herkesin, hepimizin düşünmesi gereken son noktadayız.
Zammın, zulmün, paranın, pulun, şanın, şöhretin dönüp, dolaştıktan sonra gelip tıkandığı tek nokta var ki, o da 6 Şubat sabahına bizi uyandıran saat 04.22’deki 7.7 şiddetindeki o hiç bitmeyen saniyelerdir.
MİLLİ FELAKET yaşıyoruz.
Bu şiddete maruz kalan, insanım diyen herkes, Milli felaketten zarar görenlere mutlaka yardım ve desteklerini sunmalıdır.
Diyarbakır’ı biz takip edeceğiz, DTSO, DESOB, OSB, Borsa aracılığıyla kurulan/kurulacak masa Milli felaket için destek aracılığını süratle yerine getirmelidir.
Böylesi günler asla unutulmaz!