Denetim, muhasebe, düzelme

Ömer Serdar Kaplan

Ülkemiz vergi kaçırma, ödememe, ödememe nedeniyle aflar açısından çok münbit bir Ülke, Aynı zamanda denetimsizlikler açısından da çok münbit bir Ülke. Ahlakın gittikçe kaybolması açısından da çok münbit....

Örneklemek gerekirse, Fabrikaların arıtma tesisi kurması ve tesisleri faal tutması mevzuatta düzenlenmiş ancak, ya tesis kurulmuyor, ya da kuruluyor ancak faal tutma açısından masraf yapılmıyor ve atıklar olduğu gibi salınıyor.

Vergi yasasında vergi mükelleflerinin banka hesaplarına araçlarına haciz koymak imkanı veriliyor ancak sermayedarların hesaplarına, mal varlıklarına haciz konulmuyor veya gereği yapılmıyor.

Kişilerin harcamalarının denetimi yapılmadığı gibi mal varlığı edinmelerinde ki artışların hesaplamaları da yapılmıyor.

Siyaset, ticaret, imalat, sanayi veya bürokrasi bu manada adeta denetim dışı....

Ancak herkes başkalarının gözünün üstünde ki kaşı veya gözünde ki merteği görüyor ve dile getiriyor, fakat kendi gözü üstünde ki kaşı da gözünde ki merteği de görmekten kaçınıyor veya yokmuş gibi davranıyor.

Oysa işin aslı, kahir ekseriyet insanlar; gücü nispetinde ve imkan bulduğu oranda bir şekilde bu denetimsizlikten yararlanıyor, haksız kazançlar elde ediyor, çalıyor, çırpıyor, mütecaviz oluyor, zulmediyor v.s.

Ahlak, adalet, dürüstlük, emin olmaklık herkesin diğer insanlardan beklediği ancak kendisinde aramadığı vasıf ve hususiyetlerdir.

Hatası dile getirilen hemen muhatabının hatalarını sıralayarak kendi hatasını örtme telaşına kapılıyor. Bu da hataların tokuşturulmasını dolayısıyla da gereksiz bir cedelleşme ve tartışma ortamı doğurmuş oluyor.

Bu hal birey, toplum, muhalefet veya iktidar mensubu olmak açısından bir fark oluşturmuyor maalesef.

Hal böyle olunca; ahlak, adalet, dürüstlük ve eminlik hayat bulmuyor gittikçe birey ve toplum hayatında laftan ibaret kalıyor ve tersi olan yanlış ve kötü vasıflarmeşrulaşmış oluyor. Bu hal de yozlaşmayı, çürümeyi arttırıyor ve sıradanlaştırıyor.

Çare var mıdır? Vardır elbette.

Önce her birey kendine dönmeli,, kendini sorgulamalı ve muhasebeye tabi kılarak düzeltmelidir ki toplum da düzelsin. Toplum düzelince, yöneticiler de düzelmiş olur. Her birey öncelikle emin, dürüst, adil, hakka hukuka riayetkar olmalıdır ki toplumda egemen hal bu vasıflar olsun.

Eğer bunu başaramaz isek, geleceğin çok netameli, kaotik ve kötü durumlardan oluşacağını beklemek gerekir diye düşünüyorum.

Elbette ki Allah her şeyi en iyi bilendir.
Wesselam.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.