Toplumsal huzuru sağlamak, devam ettirmek, geleceğe sağlam zeminler yaratmak için denenecek her şey yeniye dair olmalı. Denenmiş ve kabul görmemiş yöntemler, üstüne üstlük bir de hem hukuki, hem de insani değil ise, bir de hak gaspı içeriyorsa hiç denememek lazım.
Geçmişe dair denenmiş ne varsa denenmemeli.
‘Eskiye rağbet, yâda itibar olsa bitpazarına nur yağardı’ diyorlar ya, işte öyle bir şey…
Yoksa rağbet ya da itibar, denememek lazım ki, kötü örnek olmasın, geleceğe, gelecek nesillere kötü hafıza bırakılmasın.
Herkes için, hepimiz için geçerli.
Aileden başlayıp, küçük topluluklar, mahalle, il, ilçe, kentler, sonra ülkeler için de aynı şeyi söylemek mümkün. Neden aileden başlayarak dedim, kişilik oradan biçimlendiği için çocuklar iyi örneklerle yetiştirilir, salık verilen kötü örneklerden uzak durulması önerilir. Böyle yetiştirilen çocuklar, gençler, ülkeye, millete, çevresine faydalı birer bireyler olarak aktörleşir, iyi örnekler olarak tarihe not düşülürler.
Tam tersi olanlar da vardır, belki onlar da tarihe not düşülürler ancak, doğru notlar arasında değillerdir.
İyi karne ile kötü karne gibi bir şey.
Mesela;
Kayyım atamaları kötü karneler için kötü örnekler.
O zaman ısrarla, bir daha, bir daha denememek lazım.
Çünkü toplumsal bir rağbet yok.
Hele bir de güzergâhını açmak için halkın iradesi gasp ediliyorsa, toplumsal huzursuzluğa zemin yaratılıyorsa, artısını eksisini masaya yatırıp, sonuçlarını hesaplamak lazım. Van’daki durum, demokratik temayüller çerçevesinde kabul edilecek gibi değil.
Bu işin kürdü, Türkü, ya da başka milletle ilgisi yok, yöntem anti demokratik, hukuki değil, halkın iradesinin gaspıdır. O nedenle, kabul edilemezdir. Nitekim toplumsal zeminde kabul görmüyor. Ortaya çıkan demokrasi ittifakı, güç birliği, hukuksuz karara karşı direniş, son yılların en büyük demokrasi direnişidir, dikkate alınması gerekir.
Demokrasi güçlerinin Van’da buluşması, hukuksuzluğa karşı ortak duruş, sandıktaki demokrasi direnişinin yansımasıdır.
İktidar, AK Parti kadroları, muhalefet güçlerinin demokrasi direnişini dikkate almalı, sandıktan yansıyan halkın iradesinin verdiği mesajı iyi okumalıdır. Doğru okumalar ülkenin geleceğini birlikte kurgulamanın zemini olacaktır.