Kürt, Türk, Ermeni, Asurî-Süryani, Arap, Azeri ve Türkmen halklar; Alevi-Sünni, Hıristiyan, Musevi, Êzidi gibi din ve inanç kesimleri, Cumhuriyet tarihi boyunca şimdiye kadar hiç olmadığı kadar ortaklaşmış, kendilerini yok sayan, ötekileştiren bir iktidara karşı demokrasi mücadelesi veriyor.
Hiç fark etmiyor, bütün kesimler, kendi mahallesinden, komşu mahalleye, oradan da bir diğer komşu mahalleye ulaşıyor, ortaklaşıyor, kendi arasında ortaklaşanlarla ortaklaşabiliyor. Bu kadar zenginlik, ideolojik bagajlarını da bir tarafa bırakarak bir araya geliyorsa, kesin sonuca doğru bir yürüyüş var demektir.
Demokrasi yürüyüşü başladı, sonuca ulaşacaktır demektir.
Özellikle Cumhurbaşkanı seçimi konusunda hiçbir tereddüttün olmaması, bütün ittifakların ortak adayının Kemal Kılıçdaroğlu olması, demokrasi için büyük umut veriyor. HDP, Yeşiller Sol Partinin öncülüğünde Kürt partilerinin kendi aralarındaki ittifakı, Kürt illerinde, bunun dışında Emek Özgürlük ittifakının Türkiye genelindeki etkisinin çok yüksek olacağı şimdiden görünüyor.
Henüz Milletvekili aday listelerinin netleşmemiş olmasından kaynaklı siyasette bir durgunluk olduğu gözlemlense de, aşağıdan görevli olan olmayan geniş kesimlerin iktidarın değişmesi gerektiği yönünde müthiş çabası gözden kaçmıyor.
Aday listeleri belli olduktan sonra, partiler kendi adına çalışmalarına başladıklarında, Cumhurbaşkanı seçimi konusunda da ciddi bir ivme ortaya çıkacak.
İktidarın, dolayısıyla Cumhurbaşkanının değişimindeki başat aktörün Kürt seçmeni ve onun tercihinin net olması da ayrıca önemli.
Ülkenin rahat nefes alması gerektiği konusunda kafalar net olduğu için demokrasi yürüyüşü konusunda çok fazla itirazlar da söz konusu olmadı. Dikkat ederseniz, partiler, gruplar arasında küçük çaplı sorunlar da kısa sürede gideriliyor, bir mecraya oturtuluyor.
Herkes kendi çapında bir sorumluluk üstleniyor, üstlenmek istiyor.
Aslında, sorumluluktan öte yurttaşlık görevi yerine getiriliyor desek yeridir.
Yurttaş, ülkeyi, kendisini yönetmesi için devlet erkini teslim ettiği iktidarı istediği zaman değiştirme hakkına sahiptir, ayrıca zamanı geldiğinde de değiştirmelidir.
İşte şimdi zamanıdır.
Yurttaş bu zamanı kullanmaya başladı.
Çünkü ülke iyi yönetilmiyor, ülkenin vatandaşları fakirleştirildi, fakirleştirenler ise zenginleşti.
Yurttaş, geleceğinin karanlık olduğunu gördü, kararını verdi.
Demokrasi ittifakları da zaten bu nedenle, değiştirmek için, yeniden inşa etmek için.