Demirtaş baraja ilişkin de 'ne rehavet ne de çaresizlik' içinde olunmaması gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, uydu aracılığı ile Avrupa ’dan yayın yapan Med Nuçe TV’de soruları yanıtladı. Genel Başkan Demirtaş, HDP’nin ‘Barajı aştık’ diye rehavete giremeyeceği gibi ‘Barajı aşmak imkansız’ gibi çaresizlik duygusu içine girilmesinin de doğru olmayacağını anlattı. HDP Eş Genel Başkanı, “Önümüzde bir realite var. Bütün devlet imkanlarını kullanıyorlar 600’e yakın yerel, ulusal televizyon, binlerce yazılı organları, kaymakam, valileri var, emniyet müdürleri, üniversiteleri var. Bu kadar egemen ve otoriter hegemonyaya karşı ezilenlerin yüzde 10 barajını aşmaları aslında iktidarı kazanmaları ile eş anlamlıdır. Tek bir oy bile burada önem kazanıyor. Bizim kaybedecek tek bir oy lüksümüz yok” dedi.
Selahattin Demirtaş, Avrupa’daki Türk vatandaşlarının son günleri beklemeden mutlaka sandığa gitmesi için çağrı yaptıklarını, yurt dışından 400 bin oy beklediklerini anlatırken, ilk kez oy kullanacak 18 yaşındakilerin ön yargılardan uzak oldukları için HDP’ye oy verme oranlarının yüzde 14-15’lere vardığını anlattı.
“BARAJI GEÇERSEK, AKP ’DE FATURA ORTAYA ÇIKACAK”
HDP lideri Selahattin Demirtaş, barajı aşamadıkları takdirde siyasi açıdan hesabını vereceklerini açıkladıklarını, AK Parti ’nin bu seçimde geçmiş dönemlere yaklaşan veya bunu aşacak bir sonuç elde edemeyeceğini ifade ederken, “AKP’deki bu gruplaşmalar kendisini hissettiriyor. AKP iç hesaplaşmasını seçim sonrasına ertelemiş durumda. Ortaya çıkacak başarısızlık kesinlikle Türkiye ’nin yararına bir AKP çatırdamasına dönüşecek. Türkiye’nin bundan korkmaması lazım” diye konuştu. HDP’nin barajı aşamaması durumda, AK Parti’de, iç hesaplaşma da olmayacağını, demokratikleştirecek hamleye girişemeyeceğini söyleyen Demirtaş, "Davutoğlu’na sık sık çağrı yapıyorum; ‘HDP’ye oy ver, seni de kurtaralım. Aksi halde başkanlık sistemi altında sen de hiçleşmiş bir duruma dönüşeceksin’ diyoruz" dedi.
Kamuoyuna mal olmuş insanların, görev ve sorumluluk üstlenmeleri durumunda bindikleri araçtan, taktıkları saate kadar sorgulanabileceklerini belirten HDP Genel Başkanı şunları söyledi:
"Şeffaf, açık olmak zorundayız. Bizim özel yaşamımızda sorgulayabilecekleri, linç edebilecekleri bir şey yok. Çirkin karalama kampanyası üzerinden gidiyorlar. Benim partimin bana tahsis ettiği 2011 model aracın fiyatı 120 bin TL’dir. Daha fazlasını hakaret görürüz. Kıt kanaat ayakta durmaya çalışan insanlarımızın desteklediği bir partinin genel başkanı olarak 1 trilyonluk araca binersem söylediklerimin haklılığı biter; sokakta taşeron işçi için 1800 TL isterken, lüks içinde yaşayamam. Yaşamaya çalışırsam, hakikiliğimi kaybederim. Tek arkadaşımızı yolsuzlukla suçlayamazlar. İnancımızı çarpıtıyorlar. Ben, inançlı bir insanım. Sizi sorgulamaya zorluyorlar. Kamuoyu önünde sizin inancınızı sorgulatıyor, yuhalatıyor ve bundan oy devşirmeye çalışıyorlar. Müslümanların bir Kabe'si vardır. Ben bunun aksini söylemişim gibi cümleyi kuruyorlar. Meydanlarda söylediklerim ortada kayıtlı. Gerçeğe dayalı bizleri sorgulayabilecekleri hiçbir şey olmadığı için yalana sarılıyorlar."
ÇÖZÜM SÜRECİ
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözlerinin aksine parti heyetinin 2 ayı aşkın süreden bu yana İmralı’ya gidemediğini, şu anda tecrit durumunun söz konusu olduğunu ileri sürerken şöyle dedi:
"İmralı’ya devlet heyeti velev ki gidiyor; bu sürecin sürdüğü anlamına gelmiyor. Öcalan, ‘HDP heyeti yanında izleme kurulu olmadan gelirse biz süreç başlamıştır’ demeyeceğiz’ demişti. HDP heyeti, izleme grubu olmadan devlet tek başına gidiyorsa buna ‘Süreç sürüyor’ denilebilir mi? Gidip-gitmediklerine dair de hiçbir şey yok. Gidiyorlarsa buyursunlar sonuçlarını açıklasınlar. Ne konuştular, ne yaptılar. Olur mu öyle şey? Süreç donmuş durumda. İlerlemiyor, Dolmabahçe Mutabakatı’ndan bu yana ileri değil, geriye gidiş var. ‘Kürt sorunu yoktur’, ‘Kürt yoktur’, ‘Masa, taraf, müzakere yoktur’ dediler. 28 Şubat’ta Dolmabahçe açıklamasında söylediklerinden çok geriye düştükleri için kamuoyuna da anlatamıyorlar. 'Bu süreç bize bu seçimde oy kaybettiriyor' diye düşündüler. Oysa barış kimseye oy kaybettirmez."
ORGENERAL ÖZEL’İN DURUMU
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in sağlık durumuna ilişkin tartışmalar ile ilgili soru üzerine de Türkiye’de Genelkurmay başkanlarının defalarca sağlık sorunları veya ameliyat oldukları halde bunların biz hiç birinin özel bildiri ile bunu kamuoyuna duyurmadığını ancak, kısa süre önce yapılan açıklamanın özel bir anlamı olabileceğini belirtti. Demirtaş, şöyle konuştu:
"Genelkurmay Başkanı, ‘Eski teamüllere göre’ tedavi olabilirdi. Duymayabilirdik. Ama duyurmalarının demek özel bir anlamı var. Siyasete dair bir mesajdır. Suriye ile ilgili olabilir. Suriye ile ilgili AKP’nin girmeye başladığı yeni angajmana kamuoyunun dikkatlerinin çekilmesi diye en azından bir mesaj olabilir. ‘Çözüm süreci’ ile ilgili olabilir. Tam olarak çatışma, gerilim midir şu andaki verilere bakıp bunu söylemek mümkün görünmüyor. Fakat, Ağrı, Diyadin’de de ortaya çıktı ki, ordu içinde de AKP’nin tahrik eden, savaşa sürükleyen politikalarına karşı çok güçlü bir damar olmasa da rahatsızlık olduğu anlaşılıyor."