Yıllarca kente gelmeyen, ücra bir köy yerinde yaşayan, TV izlemeyen, gazete okumayan, sosyal medya ile uzaktan yakından alakası olmayan, hatta hiç okul okumayan sıradan bir yurttaş olsaydım ‘ne yapardım’ diye kendime sordum sonra uyudum. Dün sabah uyandım, gece kendime sorduğum sorunun hala aklımın bir köşesinde diri bir vaziyette ayakta durduğunu hissettim. ‘Akla nakşolanlar görselden daha önemli galiba’ diye düşündüm.
Aklın tazeliğine hitap eden sabahın sessizliğinde Cumhurbaşkanı adaylarını sessizliğin tablosuna oturtarak düşünüyorum; Her şeyden habersiz bir yurttaş mantığına ihtiyaç duyulsa ve şöyle bir soru sorulsa;
‘En saf ve tarafsız yanınla bir karar ver. 3 aday var, hiç birini tanımıyorsun, bunlardan biri devletin en tepesine seçilecek, bizleri yönetecek, konuştuklarını ayrı ayrı dinle ve kararını ver’
Hatta tiplerinden etkilenmemek için gözlerimi de bağlayarak böyle bir teste tabi tutsalar, her birini birer saat dinlesem, 3 saat sonunda acaba kararım ne olur?
Kafama yazdığım sesle birlikte konuşma sırasını da kafama oturttuğuma göre, Selahattin Demirtaş’ın sıralamadaki yerine işaret eder, ‘işte o’ derdim. Sanırım fazla abartılı bir duruma işaret ettiğimi düşünmüyorsunuzdur. Aslında, dünyada da insanlar kararlarını böyle veriyor. İnsan doğasının gereğidir, bazen çok şey düşünürüz, bu düşündüklerimiz bir program dâhilinde olmadığı için, koşullarımızın uygunsuzluğu gereği açığa çıkaramayız. Sonra o düşündüklerimizin tamamını birileri koşulların uygun olduğu bir zeminde dile getirdiğinde, ‘Evet aynen bu, zaten bende bunların tamamını düşünüyordum, bu kişi de aynen benim düşündüklerimi dile getiriyor’ dediğimiz anlar vardır. Selahattin Demirtaş, önceki akşam CNN Türk’teki programda aynen de böyle bir şey yaptı, o anlara hitap etti.
Çok seviyeli, anlaşılır bir program oldu. Soru soran gazeteciler ikna oldu, ikna olduklarını da açık yüreklilikle ifade ettiler. Verilen cevaplar üzerinden çok fazla soru üretemediler, çünkü Demirtaş o cevapları o aralarda zaten üreterek sunuyordu.
Takılmadı, hiçbir soru cevapsız, ortada kalmadı. İkna olma konusunda bir yanı askıda olan yurttaşın fikrine de hitap eden buna benzer programların birkaç TV ekranında yansıması halinde düşünülenin aksine bir sonucun ortaya çıkması kaçınılmaz olur diye düşünüyorum.
3 aday aynı anda ekranda olsaydı, her şeyden habersiz yurttaşın kararı böyle olurdu. Keşke mümkün olsa, bir TV kanalı 3 adayı aynı ekrana çıkarma başarısı gösterse. Her şeyden haberli yurttaşın karar anı ciddi bir şekilde etkilenirdi. Önceki akşam zaten böyle bir durumun etkilerini sosyal medya aracılığıyla hissettik.