Demirtaş: Yola HDP ile devam edeceğiz

HDP'nin 1 Kasım seçimleri için beyannamesini açıkladığı sunumda konuşan Demirtaş, "İnkâr ve isyan seçeneği arasında çok zaman kaybettik. HDP bu iki seçeneğe de mecbur değiliz diyen bir parti" dedi.

HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, partilerinin seçim beyannamesini açıkladı. Beyannamenin açıklanmasından önce konuşan Demirtaş, HDP'nin üçüncü bir seçenek olduğunu savundu ve şunları söyledi:

"Türkiye gibi bir cadı kazanı. Türkiye gibi bir kan deryasında biz niye varız ? Bizler varız çünkü ezilen kitlelerin partisi olarak ortaya çıktık. Bugüne kadar yönetenler bize iki seçenek sundular. Ya tek ırk olacağız ya da terk edeceksiniz dediler. Sürgünle işkence ile katliamla bize iki seçeneği sundular. Yani biz inkar ve isyan seçeneği arasında çok zaman kaybettik. HDP bu iki seçeneğe de mecbur değiliz diyen bir partidir. Biz ikimiz farklıyız. İnançlarımız birbirinden farklıyız. Cinsiyet olarak birbirinden farklıyız. Temsil ettiğimiz kültür farklı."

"HDP olmazsa bu gemi batar",

Demirtaş, Türkiye'yi bir gemiye benzetti ve bu geminin HDP olmadan batacağını savundu:

"Ama çok huzursuzuz. Güvenliğimiz yok. Güvende değiliz. Siyasetin dilini değiştirmek zorundayız. Sürekli sevgisizlik üreten siyaset anlayışını da değiştirmek durumundayız. Bir geçiş süreci yaşıyoruz. Bunlar geçiş sürecinin sancıları.  Bizler siyasetin bize sunduğu imkanları öc almak için kullanamayız. Biz herşeyden önce HDP’nin siyaset anlayışını güçlü bir ahlaki değerler üzerine inşa ettik. Türkiye’nin HDP’ye ihtiyacı var.  Bir an HDP’siz bir Türkiye düşünün. İşte öyle bir Türkiye tehlikeli sulara sürüklenen bir gemi gibidir. Bu gemi batmıyorsa HDP’nin bu gemide sağladığı denge yüzündendir. HDP bu gemide olmazsa bu gemi batır. Biz yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz. Bu yola taş koyanlardan Allah razı olsun ama biz artık yola HDP ile devam edeceğiz."

Eş başkanlar sahneye Karadeniz müziği ile çıktı

Toplantıda HDP Eş Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş kürsüye Karadeniz müzikleri ile çıktı. Eşbaşkanlar konuşmalarını sırayla yaptı. 1 Kasım seçimlerinde 7 Haziran'a göre daha güçlü bir güneş doğacağını söyleyen Selahattin Demirtaş, partisinin iktidarı hedeflediğini söyledi; "Bugüne kadar her kim taş üstüne taş koyduysa Allah onlardan razı olsun. Ama bundan sonra yola HDP ile devam edeceğiz. hayalleri gerçekleştirmenin tek yolu uyanmaktır. Biz uyananların partisi olarak İnadına barış inadına HDP diyeceğiz" diye konuştu. Yönetimin her kademesinde eş başkanlık sistemini uygulayacaklarını da ifade eden Demirtaş, " Eş başkanlık gibi eş muhtarlık sistemi de uygulayacağız. Bu durumda Saray'daki salonun büyümesi gerekecek çünkü eş muhtarlar gelecek" dedi.

Konuşması sırasında Figen Yüksekdağ'ın eş başkanlık yerine "eş başbakanlık" ifadesini kullanması salonda gülüşmelere yol açtı. Yüksekdağ, "Allah söyletiyor" diyerek sözlerini düzeltti.

İlk bölüm kadınlara

HDP beyannamesinde ilk bölüm kadınlara ayrıldı. "Özgürlük ve eşitlik için kadınlar kazanacak" başlığı altında yer alan bölümde, "Diktatörlük kurmak için sindirmek, teslim alınamıyorsa da yok etmek üzere oyuyla, tutumu ve mücadelesiyle ortaya koyduğu iradeye sahip çıkan başta kadınlar olmak üzere herkese savaş açılmıştır." ifadesine yer verildi. Aynı bölümde ayrıca kadınların eşdeğer işe eşdeğer ücret alacağı, kadına şiddet uygulayanların indirimsiz, ayrımcılık yapılmadan yargılanacağı mahkemelerin olduğu bir Türkiye'nin hedeflendiği de belirtildi.

"Ortak vatan özgür yaşam için"

Beyannamede sonraki başlık ise çözüm süreci oldu. "Ortak vatan özgür yaşam için" başlığıyla açılan bu bölümde partinin kalıcı barış ve demokratik çözümde ısrarcı olduğu belirtildi. Çözüm sürecinin kalıcı barış yoluna girmesine ramak kalmıştı. Yaşanan çatışma ortamının sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gösterildiği bölümde şu ifadelere yer verildi:

"Derhal silahların iki taraflı susturulması, akan kanın durdurulması ve yeniden müzakere masasına dönülmesini istiyoruz. Yoksul, emekçi çocuklarının kanı üzerinden 'Siyasi ikbalini' garantiye almak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. 'Sonuna kadar savaş diyenlere karşı sonuna kadar barış' diyeceğiz. Her koşulda silahsız çözüm ve demokratik siyaseti savunmaya devam edeceğiz."

Özerklik yerine özyönetim ifadesi

7 Haziran seçimleri sonrasında bazı belediye başkanlarının tutuklanmasına yol açan "özerklik" talebi beyannamede bu defa "özyönetim" olarak yer buldu. Özyönetimin özerk ve demokratik yerinden yönetim modeli olduğu belirtilirken, "Türkiye'nin 'üniter devlet yapısı' ve 'demokratik parlamenter sistem' içerisinde gerçekleşmesi mümkündür.  Beyannamede özyönetim, gönüllü birliğin güvencesi ve demokratik çözümün adresi olarak ifade edildi. Bu kapsamda beyannamede yer alan vaatlerden bazıları şöyle:

"Merkezin yerel üzerindeki vesayetini ortadan kaldıracak anayasal adımlar atılacak. Türkiye'nin tamamını kapsayacak şekilde sosyal, siyasal, kültürel, ekolojik, ekonomik ve coğrafi nitelikler göz önüne alınarak bölgeler belirlenecek ve bölge meclisleri oluşturulacak. Bütçesini halkın belirlediği, rantı ve hırsızlığı, taşeronlaştırmayı önleyen yerel yönetim anlayışını geliştirecek. Kamusal alanda anadilin kullanımını ve çok dilli belediyeciliği yaygınlaştıracak."

"Başkanlığa geçit yok"

HDP'nin eşitlikçi, kadın özgürlükçü, sosyal, ekolojik ve demokratik bir anayasayı yapmak için tüm gücüyle çalışacağı belirtilen "İnadına adalet" bölümünde 7 Haziran seçimleri döneminde çok tartışılan "başkanlık sistemi" tartışmasına da değinildi.

"HDP, açık bir biçimde karşı olduğu 'başkanlık sistemi'nin anayasa değişikliklerinin temel koşulu haline getirilmesini kabul etmeyerek, başkanlık sistemine geçit vermeyecek."

Aynı bölümde seçim barajının kaldırılacağı, yargıda reform yapılacağı, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun yeniden yapılandırılarak yasakçı, ahlakçı, tutucu konumdan çıkarılacağı da belirtildi. İnsan hakları başlığı altında ise cezaevlerinin sivil denetime açılacağı, geçmiş ve hakikatlerle yüzleşme için "Hakikat Komisyonları"nın kurulacağı belirtildi. Koruculuk sisteminin kaldırılacağı da ifade edilen beyannamede, suça karışmış korucuların yargılanacağı da belirtildi.

Diyanet yerine "Din ve İnanç İşleri Kurulu"

Zorunlu din dersi uygulamasına son verileceği belirtilirken Diyanet İşleri Başkanlığı'nin Din ve İnanç İşleri Kurulu olarak yeniden yapılandırılacağı da ifade edildi. Bu adımla devletin din ve inanç alanından elini çekmesinin sağlanacağı, din ve inanç işlerinin topluma bırakılacağı da kaydedildi.

"Asgari ücret 2 bin TL olacak"

HDP beyannamesinde ekonomi ve sosyal haklara da geniş yer ayırdı. Partinin iktidara gelmesi durumunda emekten yana ücret politikası uygulayacağı belirtilirken, HDP'nin iktidara gelmesi durumunda asgari ücretin 2 bin TL olacağı, madenlerde işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınana kadar üretimin durdurulacağı, kadının ekonomik olarak güçlendirileceği ve ev içi emeğin de sosyal güvenlik kapsamına alınacağı da vaatler arasında yer buldu.

Bazı oteller salon vermedi

HDP'nin seçim beyannamesi tanıtım toplantısı ilk defa bir beş yıldızlı otelde yapıldı. HDP'nin toplantıyı yapmak için Ankara'da başka oteller ve kongre merkezleriyle temas kurduğu ancak bazılarının HDP'ye salon vermek istemediği, bazılarının ise programlarının dolu olduğu yanıtını verdiği öğrenildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri