HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 7 Haziran seçimlerinde slogan haline dönüşen “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganını eleştiren eski vekil ve yöneticiler hakkında “Parti içinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı. Bunlar gizli Erdoğancılardı aslında" dedi Demirtaş'ın, "gizli Erdoğancılar" olarak adlandırdığı bu vekiller için "Bunların eski vekil olmalarının nedeni de budur” demesi dikkat çekti. Demirtaş'ın Lıcalı'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
- Çözüm süreciyle ilgili HDP’nin yeni formülü var mı?
DEMİRTAŞ: Var tabi. Biz yalnızca hükümetin adım atmasını beklemiyoruz. Bir defa çözüm, barış ve masaya dönülmesi konusunda kamuoyu yaratmak öncelikli hedefimiz. İç ve dış diplomaside bunu öncelikli hedef olarak belirledik. İç kamuoyuna dönük müzakere isteğini öne çıkaracak işler yapacağız.
- Hükümetle görüşür müsünüz?
Görüşmeye açık olduğumuza yönelik çağrılarımız oluyor. Kapalı diplomasi yoluyla ilettiğimiz bir şey yok. Şunu öneriyoruz: Eski mekanizmayla ileriye götüremeyiz. Parlamentoda bir komisyon kurulsun Meclis kararıyla, bu komisyonun sorumluluğunda yürüsün çözüm süreci. CHP de üye versin, MHP veriyorsa versin, HDP üye verir, AKP de üye versin.. İmralı adasına mı gidilecek; bu komisyon karar versin. Hükümet ile HDP arasında sıkışıp kalan bir süreç olmaktan çıksın.
- Liderlere gidecek misiniz?
Henüz planlanmış bir şey yok. Ancak giderim tabi ki. Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey ile seçim sonrası tekrar görüşmek üzere karşılıklı anlayışımız vardı. Böyle bir görüşmeyi yapmamız gerekir.
- Partide bazı eski vekiller ve yöneticilerin “Seni başkan yaptırmayacağız” söyleminin partide tartışmadan söylediğinize yönelik eleştirileri vardı.
Parti içinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı. Bunlar gizli Erdoğancılardı aslında. Bizden çok Erdoğan’ı sevip sayarak, AKP ile ilişki kurarak, AKP’ye neredeyse yalakalık yaparak sorunun çözüleceğine inanıyordu bu tipler. Zaten bunların eski milletvekili olmasının da nedeni odur. “Seni başkan yaptırmayacağız” klasik bir kişisel sürtüşme veya bir kişinin başkan olup olmamasının üzerine ortaya çıkmış bir slogan değildir. İdeolojik bir çatışmanın formüle edilmiş halidir. Bir tarafta sağ, neoliberal, Türk-İslamcı ve hilafeti esas alan bir yapı vardır. Bu yapının kurucu Türkiye’de başkan olmak istemektedir. Dolayısıyla biz onun dayattığı başkanlık sistemine karşı çıkarak ideolojik bir duruş sergiledik. Biz de sol, emekten, Kürt halkının özgürlüğünden, inançların özgürlüğünden, kadın özgürlüğü ve özerklikten yana bir sistem önerdik. Bu ikisinin ideolojik çatışmasını yaşadık AKP’yle. Bunu Erdoğan artık başkanlık üzerinden formüle edince biz de aynı şekilde yanıt verdik. Sen böyle bir model dayatıyorsan Türkiye’ye biz de seni başkan yaptırmayacağız dedik. Birilerinin dediği gibi sığ bir tartışmayla ortaya çıkmış kişisel bir tutumdan ortaya çıkmış bir durum değildir. Parti bunu bütün organlarında tartışmıştır. Dediğim gibi Erdoğan sevicilerin yalnızca kaygı duyduğu bir gelişmedir. Onun dışında kimsede bir kaygı yaratmamıştır. (Cumhuriyet)