TİGRİS HABER - Adalet Kaya TBMM’ye verdiği soru önergesinin gerekçesinde şu görüşlere yer verdi;
“Kürtaj, 27 Mayıs 1983'ten bu yana Nüfus Planlaması Kanunu’nun 5. ve 6. maddelerince, hamileliğin 10. haftasına gebenin rızasına ve kadının sağlığı açısından tıbbi sakınca olmamasına bağlı olarak yasaldır. Ancak isteğe bağlı kürtaj hakkı kanun ile güvence altına alınmış olsa da uygulamada engellemeler çıkarılmaktadır. Vekili olduğum Diyarbakır ilinde de hem kamu hastaneleri hem de özel hastaneler yasal prosedüre uymamakta ve isteğe bağlı kürtajı gerçekleştirmemektedir.
Gazeteci Evrim Deniz, Diyarbakır’daki fiili kürtaj yasağına ilişkin haberinde; görüştüğü 11 kamu hastanesinin 9’unda kürtajın yasak olduğunu belirtildiğini, 2’sinde ise kişi evli ve gebeliğin sağlık açısından risk oluşturması durumunda babanın da rızası alınarak gebeliğin sonlandırıldığını bildirmektedir. Deniz, kürtaj işlemine dair soru sorduğu bir hastane sekreterinin "Doktorumuz böyle bir günahın ve sorumluluğun altına girmeyecektir" şeklinde cevap verdiğini ifade etmektedir.
Diyarbakır’daki özel hastaneler ile görüşen Diyarbakır SES Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak; özel hastanelerin de ancak evli olan kadınlara eşlerinin onayı ile kürtaj işlemini yaptığını; riskli durumlarda 15-20 bin lira, isteğe bağlı durumlarda ise 30 bin liranın üzerinde ücret istendiğini açıklamaktadır. Özel hastanelerde istenen yüksek fiyatlar ve kamu hastanelerinde uygulanan fiili yasak kadınları hijyenik olmayan, tıbbi teçhizat açısından yetersiz yerlerde kürtaj olmaya zorunlu bırakmaktadır. Bu durum kadınların sağlığını ve hayatını riske atmaktadır.”
Milletvekili Kaya, Bakana şu soruları sordu;
- Kamu hastanelerinde isteğe bağlı kürtaj işlemi neden yapılamamaktadır?
- Bakanlığınız isteğe bağlı kürtajın yapılmaması yönünde talimat mı vermiştir?
- Son 5 yıl içinde, yıllara göre, Diyarbakır genelindeki tümhastanelerde yasal süresi içinde yapılan kürtaj başvuru sayısı kaçtır? Bu başvurulardan kaçı kabul edilmiştir?