Naci Sapan
TİGRİS HABER - TBMM Başkanlığına verdiği araştırma önergesinde, projenin doğa, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerinin tüm yönleriyle araştırılmasını isteyen Ceylan Akça Cupolo, gerekçelerini şöyle açıkladı;
“Yaşamın her alanında önemi yadsınamayacak ve uygarlığın geleceği için özel bir öneme sahip enerji meselesi, tam da bu nedenle kritik altyapı dendiğinde sıralanan birkaç başlıktan biridir. Aralarında hiyerarşi kurulması dahi düşünülemeyecek diğer kritik altyapı başlıkları da su, tarım ve hayvancılık vb şeklinde devam etmektedir. Bu farkındalık ve bilincin yapılandırdığı mevzuat çalışmalarından biri de; amacı “çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak” olan Çevresel Etki Değerlendirme Raporlarıdır.
Yerleşkede yaşayanlarıyla, sivil toplum örgütleriyle sekiz yıldır savaşılan ve tartışmalı ÇED raporuyla kamuoyu gündemine gelen Zorê Çayı ve Zorê Vadisi;üzerine yapılmak istenen HES ile sular altında kalacak bir doğa harikasıdır. Batman’ın Sason ilçesinin Balbaşı, Çağlı, Heybeli ve Yıldız Köyleri ile Diyarbakır’ın Kulp ilçesindeki Hamzalı, Ayhanköy ve Kayahan Köyleri sınırlarında olan Zorê Çayı ve Zorê Vadisi; 10 mezraya, 452 parsel ve 67 bin 450 metrekarede yetiştirilen başta çilek (coğrafi yer işaretli Sason Çileği) ve ceviz olmak üzere arıcılık ve hayvancılık ile geçinenlere de ev sahipliği yapmaktadır. Batman Sason ve Diyarbakır Kulp kavşağında yaşayanlar, ulaşımdan tarıma, hayvancılıktan geçimlik ekonomilerine varıncaya kadar haklı kaygılarını basına da yansıyan haberlerde şu şekilde “Mezralarımız tamamen sular altında kalacak. Bölgede verimli tarım arazilerinin olduğu yerler burası. Buranın geçim kaynağı hayvancılıktır. Tek bir mezrada bile beş tane çiftlik var. Köylülerin geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık alanları yok edilecek, HES’in devreye girmesiyle birlikte Muş-Diyarbakır yolu da sular altında kalacaktı. Projeyle yurttaşların toprağı da ikiye ayrılıyor. Köylüler kendi toprağına gitmek için kilometrelerce yol gitmek zorunda kalacak” ifade etmişlerdir.”
Projenin sürdürülmesinin hukuka aykırı olduğu yönündeki kararlara rağmen, HES yapımında ısrarın nedenlerini de soran Cupolo, bu konuda hazırladığı, TBMM başkanlılığına sunduğu önergesinde şu görüşlere yer verdi;
Hukuka aykırı, ancak ısrar var
“Buna rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2014’te Maya Enerji Üretim Şirketi tarafından; Zorê Çayı’na yapılması planlanan HES için “ÇED olumlu” kararı vermiş, Diyarbakır 3’üncü İdare Mahkemesi, projeye verilen ‘ÇED olumlu’ raporunu ‘hukuka ve mevzuata uyarlılık bulunmadığı’ gerekçesiyle iptal etmişti. Mevcut iptal kararının ardından aynı şirket, “Metin HES (Kayser Barajı), malzeme ocakları, kırma-eleme tesisi ve beton santrali projesi” adı altında 1,256 sayfalık yeni bir ÇED başvurusunda bulunmuş; şirketin başvurusu sonrası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Diyarbakır İl Müdürlüğü “ÇED Olumlu” kararını 6 Eylül’de askıya çıkarmıştır. Karara karşı Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu, Batman Barosu ve DEM Parti Milletvekili Serhat Eren dava açarak birleştirme talep etmiş, talepleri reddedilmiştir. Diyarbakır Barosunun “yürütmenin durdurulması ve iptali” için açtığı dava kapsamında 30 Nisan 2024 tarihinde, aralarında hidrojeoloji, çevre, biyolog, jeofizik, harita, maden ve ziraat mühendisi bulunan yedi kişilik ekiple keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Edinilen bilgilere göre; inceleme heyetinde bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisi, Batman ve Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü gibi kamu kurumu temsilcileri olumlu ÇED raporu çıkarabilmek adına “burada su altında kalacak tarım arazisi yok” diyecek kadar Maya Enerji Üretim Şirketi/Metin HES yanlısı bir tutum sergilemiştir. Yapılmak istenen proje bölgesinde yaşayan halka, sivil toplum kuruluşlarının çağrısına, hukuk örgütlerinin itirazlarına ve hatta yargı kararlarına rağmen Bakanlığın, Bakanlık memurlarının bu projeyi hayata Maya Enerji Üretim Şirketi/Metin HESgeçirme konusundaki ısrarları akıllara kurulmuş olması muhtemel çıkar ilişkilerini getirmektedir.
Bu bağlamda yerel itirazları, Bakanlık mevzuatını, ÇED raporlarını, yargı kararlarını hiçe sayan ve çevre değerleri üzerinde inanılmaz bir tahribat yaratmaya aday olan Zorê Vadisi HES Projesindeki ısrarın nedenlerinin, projenin doğa, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerinin tüm yönleriyle araştırılması amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederim.”