TİGRİS HABER - DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Öztürk Türkdoğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un 20 Şubat'ta katıldığı bir televizyon programında, Abdullah Öcalan'dan yapılması beklenen açıklamanın görüntülü olup olmayacağına dair sorusuna verdiği "Mevzuatımızda bir hükümlünün videoyla kamuoyuna seslenmesi gibi bir durum söz konusu değil" yanıtına bir cevap verdi.
Türkdoğan, böyle bir mevzuatın olduğunu söyledi. Türkdoğan, "İlginç bir durumla karşı karşıyayız. İmralı aslında hukukun kara deliği. Mevcut 5275 sayılı infaz Kanunu 2005'te yürürlüğe girmişti. Ondan önceki İnfaz Kanunu da İmralı Ada Hapishanesi'nde uygulanmamıştı bu da halen uygulanmıyor. Ama Sayın Bakan'a rağmen bu kanunun bazı maddeleri var" dedi.
"Kanunun 60/4'üncü fıkrasında ifade özgürlüğü çerçevesinde yayın etkinliklerinin yapılabileceği belirtiliyor" diyen Türkdoğan, şunları söyledi:
"Bu tamamen Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlı. 66. Maddesi'nde telefon hakkı var ki Sayın Öcalan bugüne kadar telefon hakkı 2 kere kullandırıldı. Yine 67'nci madde de internet yayınlarından yararlanma hakkı var. Esasında bu konuyu şöyle ele almak gerekiyor; öncelikle siyasi iktidar temsilcileri, cumhur ittifakının bileşenleri ve onların siyasi temsilcileri Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir beka sorunundan bahsedip, özellikle Sayın Öcalan'dan gelecek mesaja bu kadar büyük önem atfediyorlarsa bunun karşısında mevzuatta hüküm yok demek gerçekten meseleyi kavrayamamak demektir. Öncelikle Sayın Bakan'ın meselenin ne kadar meşru olduğunu kavraması gerektiği görüşündeyim. Mevzuat aranıyorsa da mevzuat var."
Bugüne kadar çok büyük haksızlıklar ve adaletsizliklerin yapıldığını belirten Türkdoğan, devamla şunları söyledi:
"Sayın Öcalan'dan gelecek çağrıyla birlikte yeni ve büyük bir süreç başlayacaksa burada acilen atılması gereken adımlar olacak. Bunların başında da Sayın Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgür çalışma koşullarına kavuşması söz konusu olacak. Bu kadar önem atletiğiniz bir çağrı gerçekleştikten sonra bu çağrının gereğini kim takip edecek, nasıl uygulayacak? Sayın Öcalan bu çağrının uygulamasını bizatihi kendisinin yapması gerekecek. 2013-2015 döneminin en büyük sorunlarının başında bu geliyordu.
O dönemde bu süreci Sayın Abdullah Öcalan'ın kendisinin yürütmesi gerektiğini söyledik. Zaten sağlanmayacaksa burada büyük bir problem oluşacaktır. Bunu da tekrar tekrar hatırlatmak gerekiyor. Mevcut İnfaz Kanunu'nun çeşitli atıfları var. Bu atıflar eğer yeterli değilse bir özel yasa var. Bu çerçevede çok rahatlıkla bu çağrı her türlü şekilde yapılabilir. Yeter ki siyasi irade bu konuda kararlılık göstersin. Yasalardan da önce meşruiyet diye bir şey var. Gerçekten meşru, dürüst, samimi ve ciddi bir süreç isteniyorsa bunun gereğine uygun davranılması gerekiyor. Çağrı meselesi konusunda da mevzuat vardır. Yeter ki bu konuda irade olsun."