DEDAŞ yetkililerinin elektrik kesintileri ile ilgili basın toplantısını ve açıklamalarını dikkatle okuyorum. Vahim, talihsiz, son derece kırıcı, çağdışı açıklamalar. Başka yerde olsa, hele Avrupa ülkelerinde olsa adamı tefe koyup çalarlar, arkasına da teneke bağlarlar.
Ne diyorlar?
Özetle birkaç başlık, ne dediklerini anlamak için yeterli olur sanırım.
‘Kaçak varsa kesintilerde sürecek’
‘Alt yapı yetersizliği nedeniyle kesinti oluyor’
‘En kötü alt yapı burada’ diye buyurmuşlar!
Resmen tehdit ediyorlar vatandaşı. Sanki elektriğin alt yapısını vatandaş yapmış, bu nedenle yaptıklarının cezasını çekmek zorundaymışlar gibi bir yaklaşım gösteriyor hazretler.
Tehdit etmek için bilgilendirme, basın toplantısı yapılır mı?
Vatandaşa vereceğin hizmetle ilgili olumlu bir çalışman, çözümün yoksa ne diye böyle bir toplantı yapıyorsun kardeşim.
‘Yerse. Bizde bu’ mantığı çağdaş bir durum değil.
Temel konu;
Alt yapı yetersizliği
Kaçak kullanım
Öyle değil mi ‘sevgili’ DEDAŞ yetkilileri.
Diyarbakır’ın eski bir deyimiyle;
‘İyi de benim babam, aldığınızda mal bu mal değil miydi?
Ticaret yapıyorsunuz, rantabl olmayanı ne diye aldınız, hem bizim başımıza hem de kendi başınıza bela ettiniz?
Kaçakta vardı, alt yapı yetersizliği de vardı.
Devlette iken zaten bunu biliyorduk ki.
Sizin şu an yaşattığınız sıkıntıların aynısını yaşıyorduk/yaşatıyorlardı.
Aranızdaki fark, bizim onlara karşı dilimiz uzundu, konuşup, azarlıyorduk. Onlarda yalandanda olsa bir çaba gösteriyor, verdikleri çabayı hissettirmeye çalışıyorlardı.
Onlardan şimdi özür diliyoruz, çünkü hakarette ediyorduk!
Buna rağmen ‘kardeş-kardeş’ geçiniyorduk!
Şimdi siz hem para alıyorsunuz, hem de hakaret ediyorsunuz.
Belki de biz hak ettik!
Elektrik gibi son derece hassas, yaşamın bir parçası konumundaki alanın sıkıntılarını bilmiyor muydunuz?
Bildiğiniz halde talip olmadınız mı?
Plan, programınızı da buna göre yapacaktınız.
Alt yapı eksikse onu düzeltecektiniz.
Kaçak ile ilgili sorunları nasıl çözeceğinizin cevapları üzerinde çalışacaktınız.
Çalıştınız olmadı, programladınız olmadı.
O zaman bu riske girmeyecektiniz.
Vatandaş sizin kaprislerinizi çekmek zorunda olmadığı gibi, tehditlerinize boyun eğmek mecburiyetinde hiç değil.
Kaçağı da, alt yapıyı da çözmek sizin sorununuz.
Kimi kime şikâyet ediyorsunuz?
Geçmiş yönetimden, yani devletten devrolan borçları takır-takır tahsil etmeyi biliyorsunuz da, sorunları çözmeyi mi bilmiyorsunuz.
Yolunuz doğru değil.
Hizmet-kazanç mantığı ile hareket edin.
Hizmet ve samimiyet varsa kazançta var.
Tek başına kazanç mantığı hizmeti devre dışı bıraktığı ve bırakacağı için bu sorunlar yaşanıyor.
Ey DEDAŞ!
Titre ve kendine dön!
Bence, bizce, herkesçe, genel manada insanlar böyle düşünüyor.
Sizce?