Elektrik kurumu özelleştikten sonra sorunlar katlanarak büyümeye başladı. Sorunlar büyüdükçe DEDAŞ nezdinde şikâyetler de yoğunlaştı. Çiftçiler, köylüler, resmi kurumlar, belediyeler, normal vatandaş, herkes şikâyetçi.
Yani müşteri memnuniyeti yok.
Şikâyetlerin tümü faturalar konusunda. Şirket aktif ve pasifi ile kurumu devraldığı için geriye dönük borçları da tahsil etmeye çalışıyor. Bir kısmında elbette ki haklılığı söz konusu ancak, bu arada hiç hak etmediği halde mağdur olan müşterilerde var.
Son haberler belediyelerle ilgili kesintilerin olduğu bilgisini aldık. Yapılandırmaya gidenler bu işin içinde değil, ancak bunun dışında kalan belediye ve kurumların elektriklerinin kesilmiş olmasını da bir şekilde tartışmak lazım. Eski alışkanlıkların devam etmesinin veya devam etmiş olmasının doğru bir davranış olmadığını belirtmek isterim. Elbette ki yeni bir durum var ve yeni bir sistem uygulanmalıdır. Bu uygulamalar yapılırken de müşteri rahatsızlığının dikkate alınması son derece önemli.
Kurum özelleştiği günden bu yana bölgenin gündemi durumunda. En büyük gündem de çiftçi ile ilgili olandır. Türkiye’nin hiçbir bölgesinde uygulanmayan yöntem bizim çiftçiler için uygulanmaya başlandı ve üstelik bakanlar kurulu kararıyla. Çıkarılan borçlar destekleme primlerinden kesiliyor. Bakanlar kurulunun kararı sadece bizim bölgeyle ilgili. Tepkilerin yoğunluğu da zaten bu nedenden dolayı.
Bu işlerle ilgilenen bir avukatla konuyu konuşuyorum. DEDAŞ’ın uygulamalarının büyük kısmında sıkıntı olduğunu anlatıyor. Sadece bizim bölgedeki çiftçiler için alınan bakanlar kurulu kararının çok özel olduğunu aktarıyor bu işlerle yakından ilgilenen avukat.
Avukatın anlattığı bir başka ilginç olay; 2005 yılında yatırılmış elektrik borcunun yakın zamanda bir kez daha yatırılması için DEDAŞ talepte bulunuyor. Borç, 2005 yılında banka hesabına yatırılmış, dekontlar mevcut. Banka aracılığıyla borcun DEDAŞ hesabına yatırıldığı yönünde teyit yapılıyor. Ancak mevcut elektrik kurumu kabul etmemekte direniyor ve ‘para hesabımızda görünmüyor’ diyerek, ödeme konusunda ısrarını sürdürüyor.
Devletten kurumu aktif ve pasifi ile devralan yeni şirketin bu tavrı durumu mahkemelik yapıyor. Vatandaş ‘ben bu parayı yatırdım, işte dekontlar’ demesine rağmen bu ısrar, namuslu vatandaşı da ‘hırsız’ gibi görme anlayışıdır. Birileri bu hırsızlığı yapmış olabilir, ancak yurttaşın tamamına hırsız gözüyle bakılmış olması son derece manidar. Elektrik hırsızlığı yapanlar olmuş, halende var. Ancak, zamanında banka hesabına para yatıran vatandaşın parasını da bu durumda eski DEDAŞ çetesi bir şekilde banka hesabından çalmış. Bunun dışında da Allah bilir neler çalınmış. Yeni yönetim bunları dikkate almadan yeniden tahsilâta kalkıyor.
Bunu yapacağınıza vatandaşın yatırdığı parayı çalan eskileri ortaya çıkarsanıza.
Allah aşkına söyleyin; ‘Vatandaşın burada suçu ne?’
Bu DEDAŞ suyu daha çok hamur kaldırır!..