T24 yazarı Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, koronavirüs salgınına ve infaz düzenlemesine dair değerlendirmede bulundu. Koronavirüs salgınıyla ilgili olarak tedbir almada Türkiye'nin geç kaldığını, krizin kötü yönetildiğini söyleyen Davutoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "bağış yapma" çağrısını eleştirdi.
"Sosyal devlet yardım istemez, yardım eder”
"Sosyal devlet yardım istemez, yardım eder” diyen Davutoğlu, “Bütçe kaynaklarını yanlış kullanırsanız, şeffaf davranmazsanız yardım istemeye başlarsınız. Türkiye'de kaybedilen kaynakları, doğrudan adrese teslim ihaleleri, müteahhitlere verilen Hazine garantilerini alt alta yazıp toplarsanız, halktan bağışla toplanacak olan, devede kulak kalır. Böyle bir krizde devlet halktan para toplamaz, halka para enjekte eder" dedi.
"Türkiye için Cumhurbaşkanlığı makamı ile parti genel başkanlığının bir kişide toplanmasından daha tehlikeli bir durum” görmediğini söyleyen Davutoğlu, “Türkiye'de kriz yanlış yönetiliyor. Duygudaşlık boyutu eksik. Böylesine bir kriz sürerken Kanal İstanbul ihalesi yaparsanız, kriz paketine konut kredisi teşviki koyarsanız, bunlar toplumun hissiyatından kopuşu gösterir" diye belirtti.
Davutoğlu, Erdoğan'a, “Halktan, maaşlardan bağış istemek” yerine “Örtülü ödeneğinden aktarımı tercih etmesi” çağrısı yaptı. Davutoğlu, “Zekâtları devlet isterse, Hazine'nin boş olduğu şüphesi doğar. Bütçe, örtülü ödenek bugünler için vardır. Evin içini yakan ekonomik krizi görmemeye başladıysanız, sosyal patlamalardan hepimizin endişe etmesi lazım” şeklinde konuştu.
Eski çevresinden baskılar alıyor
"Çok ağır baskılar geliyor eski çevremden" diyen Davutoğlu, “Devlet bütçesi yerle bir edilmişken susamayacağını" sözlerine ekleyerek, “Korkar konuşmaz, haksızlıklara göz yumarsak ve çözüm üretmezsek Türkiye otoriterleşmeye gider" ifadelerinde bulundu.
AK Parti - MHP tarafından getirilen infaz düzenleme kanununun, “ayrımcı” bir yaklaşımla hazırlandığı eleştirisinde bulunan Davutoğlu, “Devletin görevi mahrûm ettiği insanların sağlığını korumaktır. Kaçma şüphesi olmayan insanlar tutuklu yargılanmamalı. Tutuklu yargılama bir insan hakları ihlalidir. Bu kadar çok 'terörist' barındıran bir ülkenin, ne kadar demokratik olduğu tartışılır" diye konuştu.