Tigris Haber - Yeni parti ile ilgili ismini ananlara üstü örtülü bir mesaj veren Davutoğlu, Diyarbakır’a gelmesi için farklı bir nedene ihtiyacı olmadığını belirterek, “Bu davete icabetime şu veya bu şekilde anlam yükleyenlere söylüyorum. Mekke, Medine Kudüs’ten gelen davete nasıl hayır demeyeceksem buradan gelen davete de asla hayır demem. İki elim kanda olsa da Diyarbekir’den gelen bir davete asla hayır demem.” diye konuştu.
Davutoğlu, her ne kadar yeni parti iddialarını pas geçse de davette birçok AK Partili milletvekili, il başkanı, kanaat önderi ve STK temsilcisini yanına alarak yeni bir siyasi çıkış için güç biriktirdiği mesajını verdi.
Bir süredir adı yeni kurulacak parti ile anılan isimlerden olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu Diyarbakır’daki iftarda kanaat önderleri ve STK temsilcileri buluştu.
Diyarbakır Gönül Köprüsü Platformu tarafından bu akşam organize edilen iftara Diyarbakır, Elazığ ve Bingöl’ün yanı sıra İstanbul’dan da davetliler katıldı. Sur’da bir otelde düzenlenen iftarda eski Milletvekilleri Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün, AK Parti İstanbul Eski İl Başkanı Selim Temurci, Diyarbakır eski milletvekilleri Abdurrahman Kurt, Cuma İçten, Ak Parti eski İl Başkanı Aydın Altaç, Büyükşehir Belediyesi bağımsız adayı Dalyan Kardaş yemeğe katılan isimler arasındaydı. İftara davet edilen isimlerden Medrese Alimleri Vakfı Başkanı Tayyip Elçi ise programa katılmadı.
İftardan sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Davutoğlu, “Serok Ahmet” anonsu ve alkışlar eşliğinde sözlerine başladı.
“Diyarbakır’a gelmemiz için farklı bir nedene gerek yok”
Davutoğlu’nun konuşmasında şunları söyledi: “Çok değerli Diyarbekirliler, değerli dostlar Allah’ın rahmeti bereketi üzerinize olsun. Biri gurur biri hüzün olan bir günde birlikteyiz. Allah bize hep fetih nasip etsin. İster 28 Şubat ister 15 Temmuz olsun Ankara, İstanbul Diyarbakır hep birlikte mücadele ederiz. Diyarbakır ziyaretim nedeniyle çok farklı izahatlar yapıldı. Bizim Diyarbakır’a gelmemiz için farklı bir nedene gerek yoktur.”
“Diyarbakır biziz biz Diyarbekiriz”
Diyarbakır’ın her an gönlünde olduğuna vurgu yapan Davutoğlu, “Diyarbakır biziz biz Diyarbekiriz. Ülkede terini terine karıştırmayandan devlet adamı olmaz. Yüreğini yüreğine karıştırmayandan devlet adamı olmaz. İki elim kanda olsa nasıl Mekke, Medine ve Kudüs’ten gelen bir davete kayıtsız kalamayacaksam Diyarbakır’dan da gelecek bir davete kayıtsız kalmam.” İfadelerini kullandı.
“Ne olursa olsun bilincimizi ve vicdanımız kaybetmeyeceğiz”
Dünya, Ortadoğu ve Türkiye üzerine kısa bir değerlendirme yapan Davutoğlu, şöyle konuştu: “Dünya son zamanların en yoğun buhranı içindedir. Dünyada şuan nerede sokağa inerseniz inin sokağa indiğinizde büyük bir belirsizlik var. Bölgede uzun yıllardır kardeşkanı dökülüyor ve ciddi bir belirsizlik var. Ülkemizde kaygılı bir gelecek var. Bütün bu karamsarlık rüzgârından milletimizi Ortadoğu ve Balkanlar’da her zaman düzlüğe çıkmamız gerekir. Bir şeyin telafisi olmaz. Bilinçsizliğin telafisi olmaz. Ne olursa olsun bilincimizi ve vicdanımız kaybetmeyeceğiz. İnsanoğlu ne ister peki?”
“Özgürlüğün olmadığı yerde otoriter rejimler insanoğlunun iradesini kırar”
Konuşmasının devamında güvenlik ve özgürlük dengesinin korunmasına işaret eden Davutoğlu şunları söyledi: “ İnsanoğlu bir güven içinde yaşamak ister, nesilleri güven içinde yaşatmak ister. İnsanoğlu özgürlük ister. Özgürlüğün olmadığı yerde otoriter rejimler insanoğlunun iradesini kırar. Gerçek meşruiyet, özgürlükle güvenlikle birlikte olur. 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat darbesini yapanlar özgürlük getirdiklerini iddia ediyorlardı. Bazı yerlerde özgürlüğü getireceklerini iddia edenler güvenli bir ortamı zedelerler. Birileri özgürlük için geldiklerini söyledi, bazıları ise güvenliğinizi sağlayacağız diye geldi. Kamu düzeni neden çok gereklidir. Kamu düzeni hepimizin ortak düzenidir. Eğer bir toplumda kamu düzeni varsa güvenlik de vardır.”
“82 milyon olarak özgürlüğümüzden fedakârlık etmeden kamu düzenini sağlayacağız”
Çatışmalı süreçte güvenlik özgürlük dengesinin bozulduğuna dikkat çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye bir taraftan 90’lı yıllardan kalan güvenlikçi anlayışla bir tarafta da hendek ve çukurlarla kamu düzenini yok sayan bir kaosa sürükledi. Şimdi işte tam kamu düzenini sağlama zamanıdır. Hepimiz Türkiye’de kamu düzenini birlikte kurmaya kalkarsak hiç kimse bize hayatı zindan edemez. 82 milyon olarak özgürlüğümüzden fedakârlık etmeden kamu düzenini sağlayacağız. Temel şiarımız basit herkese her yerde özgürlük. Herkese aynı şekilde özgürlüğü vermezsek sıkıntı olur. Hem güvenlik hem de özgürlük sağlayacağız. Diyarbakır ve Şırnak güvenli değilse Ankara ve Bursa da güvenli değil. Son dönemlerde yaptığımız şehirleşme ile artık Türkler ile Kürtler her yerde birlikte yaşıyor.”
“Ortak bir aidiyet ve vatandaşlık bağı olmazsa geleceğe de birlikte güvenle bakamayız”
Farklılıkların bir arada yaşayabilmesinin koşullarına işaret eden Davutoğlu, “Birçoğumuzun hafızasında çok önemli anılar var. Bekayı sağlayan ana unsur o toplumları bir arada tutan ortak aidiyet bilincidir. Ortak aidiyet bilinci olmazsa hiçbir şey olmaz. Biz tesadüfen bir araya gelmedik. Birlikte bir toplum olduk. Vatandaşlık da kimsenin kimseye verdiği bir lütuf değildir. Kimsenin kimseden alamayacağı ortak bir hukuktur. Ortak bir aidiyet ve vatandaşlık bağı olmazsa geleceğe de birlikte güvenle bakamayız.” ifadelerini kullandı.
“Hiçbir yer Diyarbakır ile kıyas edilemez”
Sur’da yaşanan çatışmalı ortam sürecinde Sur’u Toledo’ya benzettiği için çokça eleştiri aldığına atıfta bulunan Davutoğlu, şunları söyledi: “Biz aşkla Diyarbekir’i severken Toledo benzetmesine çok takılmışlar. Diyarbakır’ı hiçbir yer ile kıyaslamam. Doğunun Paris’i diyorlar Diyarbakır’a Diyarbakır şehirken Paris köy bile değildi. Hiçbir yer Diyarbakır ile kıyas edilemez. Toledo dünyada en iyi korunan biblo gibi bir kenttir. Diyarbakır Sur’un çarpık yapılaşmadan kurtarılarak tarihi dokunun korunması için kullandığım bir kavramdı Toledo.”
“Suriye’deki başarısızlıklarını bize mal etmeye çalışanlar büyük bir zaafiyet içerisindedirler”
Suriye politikasındaki başarısızlıkların kendisine mal edilmesinden rahatsızlık duyan Davutoğlu, şöyle konuştu: “Suriye’deki kardeşlerimiz de bizim ortak tarihimiz içindeki yerlerini her zaman alacaklar. İsteriz ki sınır ötesindeki kardeşlerimiz hangi köken hangi dil ve milletten olursa olsun kardeşlerimizdir. Son zamanlarda dış politikadaki başarıları kendilerine mal edip Suriye’deki başarısızlıklarını bize mal etmeye çalışanlar her şeyden önce büyük bir zaafiyet içerisindedirler. Suriye ile vize anlaşmasını kaldıran serbest ticaret anlaşmasını yapan da biziz. Erbil, Süleymaniye ve Kerkük’teki kardeşlerimiz aç olarak yatağa girerlerse tok olarak yatağa girmek bize haram olsun. Bize yakışan Erbil, Kerkük, Diyarbekir Ankara ve İstanbul’daki kardeşlerimize aynı yaklaşmaktır. Bölgemizin üzerine çöken kara bulutları dağıtmak adına ne gerekiyorsa elimizden yaparız.”
“Diyarbekir’den gelen bir davete asla hayır demem”
Diyarbakır’daki iftar programının farklı yerlere çekilmemesini, farklı anlamlar çıkarılmamasını belirten Davutoğlu, yeni parti iddialarına ilişkin örtülü bir yanıt verdi. Davutoğlu şunları söyledi: “ Ortak vatandaşlık bağları ile birbirine bağlı olan hiç kimse ötekileştirilemez. Hiç kimse kimseye karamsarlıkla yaklaşmasın. Bu davete icabetime şu veya bu şekilde anlam yükleyenlere söylüyorum. Mekke, Medine Kudüs’ten gelen davete nasıl hayır demeyeceksem buradan gelen davete de asla hayır demem. İki elim kanda olsa da Diyarbekir’den gelen bir davete asla hayır demem.”
Haber: Ali Abbas Yılmaz