Çözüm barıştır, bir arada yaşayabilme becerisidir…

Zülküf Kışanak

Bildikleri, bilmedikleri her konuda fikir sahibi iktidar yanlısı şatafata pek düşkün gazeteciler, güvenlik uzmanları işgal ettikleri televizyon ekranlarında, sosyal medya platformlarında Siyonist İsrail’in Gazze’deki, Batı Şeria’daki, Lübnan’daki pervasız saldırılarının arkasına sığınarak Kürtlere karşı tam gaz algı yaratmaya devam ediyorlar. Kendilerince sağ gösterip sol vurmaya çalışıyorlar. Bölge gerçeğiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan laflar ederek kendilerince Yahudileri denize dökmeyi iktidara buyuruyorlar. Bilmeyen sanacak ki bölge istikrarını, huzurunu dert edindikleri için, bölge halklarının barış gailesine girdikleri için boyunlarını aşan büyük laflar ederek, “İsrail’i coğrafya dışına itmek, denize dökmek, tasfiye etmek zorundayız. Yoksa bu coğrafyada hiç bir millet, hiç bir devlet barış, huzur, istikrara yüzü görmeyecek” diyorlar. Aslında hitap ettikleri yığınlara düşman bellemeye çalıştıkları Kürde besledikleri kin ve nefreti gizleyebilmek adına Siyonist İsrail’in Filistin’deki kırım ve katliamlarını kirli düşüncelerine siper ediyorlar. Kürtlerin binlerce yıldan bu yana yaşadıkları Zagroslardan Akdeniz’e uzanan kadim toprakları kast ederek, “terör koridoru hayata geçecek” diyerek var olan kaosu daha da büyütmek , savaşı dört bir yana yaymak istiyorlar. Bu kadarla kalsalar iyi, dünyanın tüm gizli, açık pis işlerinin sorumluluğunu mazlum Kürt halkının sırtına yüklemeye, bu nedenle de oyuna getiremedikleri Kürtlere karşı algı yaratmaya çalışıyorlar. Özgür, kendi kaderleri hakkında fikir sahibi olabilmiş Kürde düşman bu gerici faşist gazeteci, güvenlik uzmanı güruh hızını alamıyor, ABD’nin değil Kürtlerin nükleer başlıklı füzeleri İncirlik’teymiş gibi, Gazze’yi bombalayan İsrail’in savaş uçakları değil de tek kusurları kendilerini barbar DAİŞ’in çetelerinden korumak olan Kürtlerin savaş uçakları Konya’nın semalarında askeri eğitim yapıyormuş gibi meydanı boş bularak bol keseden atıp tutuyorlar, barışta, kardeşlikte, bir arada yaşamada ısrar eden dahası özgür düşünen, kendine yetmeye çalışan Kürde kin kusarak, “Bugün Türkiye’nin neden küçültülmek istendiğini, İran sınırından Akdeniz’e niye ‘harita koridorları’ çizildiğini, Suriye ve Irak’ta neden ABD terör orduları kurulduğunu, Ege adalarının niye ABD ve İsrail füze üslerine dönüştürüldüğünü, yeniden harita çalışmalarının ne anlama geldiğini, Gazze ve Lübnan meselesinin nasıl Türkiye meselesi haline geleceğini algılayamayanlar bahtsızdır” diyorlar. Aslında kan ve gözyaşı dışında hiçbir işe yaramayan, yaramayacak olan bu kurgudaki hainliği açık etmemeye çalışarak Kürtlere düşmanlık yapıyorlar, bir adım daha ileri giderek Kürdün imhasını, yeryüzünden silinmesini iktidara salık vererek Kürtleri diri diri Arap çöllerindeki korkunç çukurlara gömen Saddam Hüseyin’e özendirmeye çalışıyorlar. Üstelik ne yapılacaksa hemen şimdi, yarına bırakılmadan yapılmasını istiyorlar...

*

Kendileri savaşsa, herkese açık herhangi bir cepheye nefer olsa bir şey demeyeceğim, hatta aslan parçası diyeceğim bu uyanıklara. Tabi bu biraz sıkar, varsa zere kadar cesaretleri, dahası kırım ve katliama hevesli bu faşistlerin yetiyorsa yürekleri önden buyursunlar, nede olsa kan ve gözyaşının dinmediği Gazze, Batı Şeria, Lübnan cephesi herkese açık, isteyen istediği yere kapağı atıp efsaneleşebilir. Ama yürekleri bu yola yetmiyor, rahat koltuklarını bırakıp bir adım öteye gidemiyorlar. Halklara düşmanlık etmek kolay, nede olsa beyefendilere atıp tutmak serbest. Ortadoğu’yu anlama kapasitesine sahip olmadıklarını, dahası bölge gerçeği hakkında kayda değer olumlu bir fikirleri olmadığını bildikleri halde çok bilmiş uzmanlarmış gibi algı yaratmaya devam ediyorlar. İktidarın gücü arkalarında olunca kendilerini Ortadoğu’nun en akıllıları, dahası feriştahları sanıyorlar. Mangalda kül bırakmayan bu tiplerin işi gücü ortamı bulandırmak, kan ve gözyaşından nemalanmak, kazançlarına kazanç katmak olduğunu herkes biliyor, bu nedenle de fantazileri eskisi gibi artık tutmuyor. Her ne kadar benzerleriyle ekranlardaki danışıklı dövüşe, sosyal medyadaki ağız dalaşına girseler de gerçekte inandırıcı olamadıklarını, artık kimseyi, en başta da Kürtleri kandıramadıklarını çok iyi biliniyorlar. Kendilerinin de dediği gibi bunların derdi Filistin halkı, İsrail’in zulmü falan değil, tek dertleri Kürtlerdir, Kürtlerin kazanımlarıdır, Kürt halkının gün yüzüne kavuşma ihtimalidir, barışçıl duruşudur. …

*

Kürtleri kanlı bir savaşa sürükleyebilmek, topraklarından söküp atabilmek için yıllardan beri ellerinden geleni yaparak tuzak üzerine tuzak kuruyorlar, aslı astarı olmayan hikayeler uyduruyorlar. Bu nedenle yedeklerine aldıkları üç beş hödüğün öncülüğünde Siyonistlerin protesto edildiği mitingleri hep Diyarbakır’da, Kürtlerin en büyük metropol kentinde yaptırıyorlar. Ezelden beri Siyonizme meydan okuyan aslan parçası Konya’dan vazgeçtim, sağdan, sola her siyasi yelpazeden yüreği pek insanlarla dolu, soykırımcı Siyonistlere pabuç bırakmayacak delikanlıları bol Trabzon, Ordu, Sakarya, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Sivas, Yozgat, Antalya gibi kentler orda dururken taşımalı göstericilerle Diyarbakır’da mitingler düzenlemeleri, Diyarbakır’ın kadim surlarına bilmem kimin fotoğrafını astırmaları bundandır. Kendilerince bu mitinglerle, dünyaya “Bakın, görün derdine düştüğünüz, haktan, hukuktan yoksun olduğunu iddia ettiğiniz Kürtler sizi istemiyor, herkesten çok onlar sizi lanetliyor, Selahattin Eyyubi’nin torunları olarak size meydan okuyor…” mesajını vermek istiyorlar. Elbette her Kürdün yüreği mazlum Filistin halkının yanında atıyor, bundan hiç kimsenin kuşkusu yoktur, çünkü mazlum mazlumun halinden anlar. Bununla birlikte Kürt halkı, hiç bir halka düşman değildir, tarihleri boyunca da zalimlerle mücadele etmiş dünyanın en mazlum halkıdır. Dahası Filistinli bir kesim, Kürtleri defalarca soykırımdan geçiren başta Saddam Hüseyin olmak üzere Kürtleri yeryüzünden silmek isteyenlerin yanında yer almasına rağmen Kürt gençleri İsrail Siyonizmine karşı savaşmıştır, Filistin halkının kurtuluşu uğruna can vermiştir. Hiç kimse, hele ki Ortadoğu’dan uzak, ahkam kesildikleri diyarlardan gazel okuyanlar bu konuda Kürt halkına ders verecek durumda değildir, akıl vermek de hadleri değildir…

*

Çözüm, Yahudi halkı dahil her hangi bir halkı denize dökmek, katliamlardan geçirmek değildir, çözüm barıştır, bir arada yaşayabilme becerisidir. Saman altında su yürütmek isteyen iktidarın uyanık gazetecileri aynı kulvarda yürüdükleri, Kürdü hedef tahtasına koyan özel harp uzmanı yorumcuları eleştiriyor gibi yaparak kendilerince hedef şaşırtıyorlar, Siyonist İsrail’den çok, “Gazze’de soykırım yapanlarla, Lübnan’ı yakanlarla Suriye’de YPG’yi üstümüze salanlar aynı güçlerdir. Hedefleri Hamas değil, Hizbullah değil, coğrafyanın kendisidir, tamamıdır. Bu mesele yüz yıl sonra yeniden harita çizme meselesidir” diyerek yoksul halk yığınlarını manipüle etmeye çalışarak esasında Kürtleri hedef göstermeye çalışıyorlar. DAİŞ barbarlarının aklını, dünya görüşünü temsil eden bu anlayışın sahiplerinin Kürtleri ezerek Ortadoğu’da kazanma, bin yıllardan bu yana iç içe yaşayan halkları düşmanlaştırma şansları yoktur, olamaz. Kan ve gözyaşı dışında halklara hiç bir şey vadetmeyen bu ve benzeri düşüncelerin sahipleri, coğrafyanın tamamında da yenilmeye, yok olmaya mahkumdur. İktidarın savaş sevicileri dinlemeyerek başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu’nun tüm halklarına barış elini uzatmayı tercih etmesi umuduyla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.