1958 doğumluyum. Biz talihsiz bir kuşağız. Gençliğim, 12 Eylül sürecinde geçti. Yoksulluklar, yoksunluklar, acılar… Belki siz okuyanlardan birileri, bu ülkede hangi kuşak talihli ki dese onlara da diyecek lafım yok! Arada, deyim yerindeyse, bir çay içimi de olsa nefeslenir gibi olduğumuz kısa sürelerden sonra derken yeni baştan…
KULAKLARDA UĞULDAYAN
Bir geniş boşlukta mı süzülüyorum ne?/Niye böyle hep yorgunum?
Ne uyumamda bir anlam var /Ne uyanmamda
Tek gözlerimde acı /Bir de kalbimde
Başka bir şey duymuyorum /Bıçaklansam bile
Genç günlerle sarmaş dolaş /Herkesi seviyordum
Acıya çalıyordu zaman /Ben sevinci söylüyordum
“Umut yok” diyenlere /Cehennemini gösteriyordum
Ah, apoletleriyle kanlı ve pislik! /Derken yeniden hortladı ilkellik
Kostümleriyle gülünç ve adilerdi /Üzerlerine yüreklerimizi süremedik
Zulüm, gitgide derinlere işledi!
Evimizi kuşattılar /Bir helikopter eksikti
Hışımla daldılar içeri /Naziler girseydi, ancak böyle ederdi
Biri, Mayakovski’nin kitabını aldı eline /“Bak oğlun peygamberin hayatını okuyor
Ne diyorsun?” dedi /Anam ellerini iki yana açtı, gülümsüyordu
Dillerini bilmiyordu ki
O günden bugüne evimizi hiç temizlemedik!
Ve çığlıkların beni alıp götürdüğü boşluk /Sonrasını bilmiyorum!
Anılarımı kıskanırım hep gözlerimin önünde /Alevi diri tutar, sinirlerimi gergin
Kıpkırmızı o görüntüler ağır çekimde /Kulaklarımda uğuldayan bir dünya
Yırtıcı bir eğilim doğuyor, ben oluyorum
28 Nisan 1985
AYDIN ALP - AMED’İN KELEBEĞİ (J&J YAYINLARI 2018)
Kendimi Yeşilçam filmlerinde o ha bire dayak yiyen sinema emekçilerine benzetiyorum. O güzelim sanatçılar, hiç olmazsa ekmek parasına, rol icabı dayak yiyorlardı. Ama bizim kuşağın paramparça olan yüreği hiç de ‘’rol icabı’’ değildir.
Gençliğimiz yağmalandı; kitaplarımız, şiirlerimiz, fotoğraflarımız, aşk mektuplarımız… Ömrümüz yağmalandı; dünümüz, bugünümüz ve öyle görünüyor ki yarınlarımız da…
Şimdi bir de COVID-19 faşizmi bindirdi! Sanki toplum olarak durumumuz çok iyiydi, üstüne de bu bela tüy dikti! Bütün dünya hazırlıksız yakalandı. Öncesinde bu yıllanmış dünyamız, benzer olayı hiç yaşamamış değildi. (Bir önceki salgın herhalde 100 yıl önceydi.) Ve dünya öyle bir çıkar savaşının içindedir ki tekellerin gözleri dönmüş! Gözlerini kan ve kâr büyümüş! Bu ortamda bile savaşların sürmesi başka neyi gösteriyor ki?
‘’Bir musibet, bin nasihatten evladır.’’ der bir atasözümüz. Bu sözün imlediği bir gerçek var ve çok yerindedir. Ama bu söz, her musibet sonrası birebir olumlu bir değişim oluyor anlamını taşımıyor! ‘’Bir musibet, bin nasihatten evladır.’’ sözü; bugünden yarına kesinlikle bir düzelmeyi doğruluyor olsaydı, savaşların sürdüğü, her türlü zulmün cirit attığı böyle lanet bir dünyanın olmaması gerekirdi! Ama bu COVID-19 belası, devletleri daha adaletli davranmaya zorlayacak gibi. Çünkü yoksulluk gitgide katmerleniyor!
ÖLMEYEN YANIMIZ...
sayılan bulut kümeleri değil
hem yediğimiz de ne ki...
SERÇELER YUVASI EVLER
gizli bir açlık grevi bu, kimseler bilmez
kendiliğinden bir protestoyla günlerdir
evimize katıksız bir ekmek bile girmedi
serçeler yuvası evimiz düşmek üzere...
sevgidir ölmeyen yanımız, tüm insanlara bitişik
ve insanlardan uzak tutan, hain bir yokluk
sokaklardayım, kendinden geçmiş sanrılar içinde
serçeler yuvası evimiz dağılmak üzere...
sokaklardayım, dalgın anılar eşliğinde
kendi kendime konuştuğumu bakışlardan anlıyorum
bir ben biliyorum nasıl kanadığımı
serçeler yuvası evler panik içinde...
AYDIN ALP - ATEŞİN KEHANETİ (MEMLEKET YAYINLARI 1989)
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER) (J&J YAYINLARI 2015)
Çaresizlik duygusu, hukuksuzluk, adaletsizlik, ayrımcılık; huzursuzluğu körüklüyor. Halklar, birer barut fıçısı! Aymazlık, Amerika’da başladı! Dünya, artık eski dünya olamayacak! Bu uğursuz süreci, daha az zararla atlatmak mümkündür. Açlığa ve ayrımcılığa karşı duyarsız olan iktidarların ölüm sürecine girdik. Halka kulak vermeyen iktidarlar, kulaklarından olacak!
Üretim seferberliği ve adaletli bölüşümün olduğu, ayrımsız ve adaletli günler diliyorum. Gücü olup da durumu iyi olmayanlara yardım elini uzatanlara helal olsun diyorum. İnsanlık; dayanışmayı, paylaşmayı bilmekten geçer. Sevgiler, saygılarımla…