HABER MERKEZİ/ Newroz kutlamalarında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Kürt halkı hep baskıyla karşılaştı. Kürt halkı her şeye inat özgürlük ve demokrasi mücadelesine devam edecektir” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Mardin Belediyesi’nin görevden alınan eşbaşkanı Ahmet Türk’ün konuşma yaptığı Newroz’da HDP’nin tutuklu eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın da mesajı okundu.
Edirne cezaevinde tutuklu bulunan HDP eski eşgenel başkanı Selahattin Demirtaş ise Newroz mesajında şunları söyledi: “Bu baskı, zorbalık ve zulüm günleri de bitecek elbet. İnandığımız özgür gelecek uğruna direnerek, mücadele ederek faşizmi de yeneceğiz muhakkak. Geriye barışın ve kardeşliğin güzel kokusu ve direniş günlerinin hatırası kalacak. Tarih, Demirci Kawa’nın heykelini yıkan barbarları değil, Demirci Kawa gibi direnen mazlumları onurlandıracaktır. Seçimlerde onlara tarihi bir ders vereceğiz Mücadele ederek faşizmi de yeneceğiz”
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP milletvekilleri, Mardin Belediyesi eski Başkanı Ahmet Türk, yerli ve yabancı davetlilerin de protokolde yerini aldığı newroz kutlamaları, Kürtçe şarkılar eşliğinde başladı. Kurulan platformdan müzik yayınları yapılırken, toplananlar da alanda halay çekip, Newrozu kutlamaya başladı.
Newroz etkinliğine Diyarbakır kent merkezinin yanı sıra çevre il ve ilçelerden de yoğun katılımların olduğu görüldü.
Konuşmasında Newroz’un tarihsel anlamına vurgu yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 2019 seçimlerini işaret ederek, “ Kurulan sandıkta, seçimlerde onlara tarihi bir ders vereceğiz. Onları bu ülkeden göndermenin tarihi olarak seçim tarihin belirleyeceğiz. Ama seçimlere kadar elbette bu mücadele devam edecek. Bizim özgürlük demokrasi kardeşlik mücadelemizin asla sekteye uğramaması gerekiyor. Ve bunu için de yapılması gereken iki şey var. Birincisi, Kürt halkının birlik ve beraberliği. Kürt halkı birlik ve beraberliğini mutlaka sağlamalıdır. Yapılması gereken ikinci şey bu ülkeyi yönetenlerin savaş politikalarını bir yana bırakmasıdır. Bu ülkeyi savaşla yönetemezsiniz” diye konuştu.
Kanalizasyon hatlarında bomba araması yapıldı
Newroz kutlamaları nedeniyle Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nce geniş güvenlik önlemleri de alındı. Newroz alanına çıkan Mahabad Bulvarı üzerindeki tüm yollar ve boş araziler bariyerlerle kapatılırken, bölgede yaklaşık 7 bin polisin görev yaptığı bildirildi. Dün gece, nevruz etkinliğinin yapıldığı 136 bin metrekarelik alanın altında ve çevresindeki tüm kanalizasyon hatlarında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı dalgıç ekipler tarafından bomba araması yapıldı. Kanalizasyon hatlarına giren dalgıç polisler, gece görüşlü kameralar ve metal dedektörleri ile nevruz alanının altını didik didik aradı. Öte yandan alana hakim olan çevredeki binalar ve inşaatlarda da uzman ekipler tarafından, dedektör köpekler eşliğinde bomba aramaları yapıldı.
Çakmak, kalem ve parfümlere el konuldu
Newroz Parkı’nın çevresinde kurulan 5 arama noktasında ve alanda itfaiye ve ambulans ekipleri hazır bekletilirken, alana çakmak, kalem ve parfüm sokulmasına izin verilmedi.
Ahmet Türk, Bedran Öztürk ve Pervin Buldan kutlama alanına erken saatlerde geldiler. Kutlamaların başlamasına bir saat kala alanda onbinler toplanmaya başladı. Kutlama saatine yakın alan dolmaya başlarken, saat 12:00’da Newroz ateşi yakıldı. Alanda en çok Afrin’le ilgili sloganlar sıklıkla atıldı.
Kutlamalarda açılış konuşmasını HDP İl Eşbaşkanı Mehmet Şerif Camcı yaptı. Camcı, Newroz’un önemine değinerek, Newroz’u kutladı ve “Ne olursa olsun Kürt halkının kazanacak” dedi.
Camcı’nın konuşmasının ardından Newroz alanında Afrin Kantonu’ndan gelen mesajı DTK eşbaşkanı Berdan Mardin okudu. Ardından da Xero Abbas, alandaki kitleye Kürtçe ezgilerle solo konser verdi.
Konserin ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan Newroz konuşmasını yaptı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Newroz’un tarihsel anlamına ilişkin konuştu.
Saat 12:00 itibariyle konuşmalar başladı
Diyarbakırlılar Newroz’u kutlamak için sabahın erken saatlerinden itibaren Newroz Parkı’nda toplandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen Newroz kutlamasına gelen kitle, polis tarafından oluşturulan kontrol noktalarından geçerek Newroz Parkı’na giriş yaptı.
Kutlamalar saat 11.00 sıralarında başladı. Kutlamalara HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP milletvekilleri, Mardin Belediyesi’nin görevden alınan eşbaşkanı Ahmet Türk’ün yanı sıra Türkiye’nin farklı yerlerinden ve yurt dışından çok sayıda davetliler katıldı.
Kutlamaları, Kürtçe şarkılar eşliğinde başlarken, toplananlar alanda müzik eşliğinde halay çekti. Kutlama alanının üzerinde sürekli polis helikopterleri uçuş yaptı.
BULDAN: Burada toplananların hepsi birer Kawa'dır
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Demirci Kawa heykelini yıkmasına tepki göstererek “Newroz, Mezopotamya ve Ortadoğu halklarının, özgürlük eşitlik, kardeşlik ve barışı haykırdığı bir gündür. Newroz baharın gelişi, dirilişin sembolüdür. Newroz bir kez daha devrimci Kawaların isyan ettiği gündür. Newrozunuz bir kez daha kutlu olsun. Bugün Efrin’de devrimci Kawa’yı bir beton yığınından ibaret görenler şunu bilmeli ki, bu meydanda toplanan herkes birer Demirci Kawa’dır. Bu alanda toplanan her bir insanımızın ruhunda, yüreğinde Demirci Kawaların özgürlük mücadelesi yaşamaktadır. Bu yüzden Kawaların heykelini yıkarak Kürdistan’daki milyonların özgürlük ve eşitlik taleplerini asla yok edemezsiniz.” dedi.
Buldan Afrin halkının bütün Kürtlerin kardeşi olduğunu söyledi ve onlara yönelik saldırıların karşısında olacaklarını söyledi.
“2013 Newroz’unda Bu meydanda sayın Öcalan’ın mektubu okundu” diyen Buldan, o mektupta sadece silahlar susacak siyaset konuşacak diyordu” dedi. Öcalan’ın 2 yıldır ağır tecrit altında olduğunu ve binlerce arkadaşlarının hapse konulduğunu söyleyen Buldan, “Her şeye rağmen özgürlüğün, eşitliğini, barışın takipçisi olacağız” dedi.
‘Onlar, Demirci Kawa’dan korkuyorlar’
Buldan, Kürtlerin bin yıllardır eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve barış mücadelesi veren bir halk olduğunu ifade ederek, “Ancak yüzyıllardır her türlü baskıyla şiddetle karşılaşan bir halktır. Fakat hiçbir zaman ilkelerinden, mücadelesinden direnişinden taviz vermeyen bir halktır. Dün nasıl direndiyse bugün de yarın da direnecektir. Onlar, Demirci Kawa’dan korkuyorlar. Onlar, bu meydana gelmek isteyen Kemal Kurkut’tan korkuyorlar. Bu ülkeye barışın, kardeşliğin gelmesinden korkuyorlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar bu halk barış taleplerinden vazgeçmeyecek. Bu halk eşitlik ve demokrasi mücadelesini her daim sürdürecek. Her şeye inat bunu başaracak” diye konuştu.
‘Kürtlerin kazanımlarına olan tahammülsüzlüklerinden…’
“Bugün Kürt halkı yaşadığı tüm coğrafyada katliamlarla karşı karşıyadır” diyen Buldan, “Tıpkı Ağrı Zilan’da, Dersim’de, Roboski’de olduğu gibi bugün Efrin’de de Efrin halkı bir katliamla karşı karşıya kaldı. Oraya girenler halkı sürgün edenler bilmeli ki; Efrin halkı burada yaşaya halkın kardeşidir. Şırnak’ta Mardin’de yaşayan halkın kardeşidir. Onlara sıkılan kurşun buraya sıkılan kurşundur, onlara atılan bombalar buraya atılan bombalardır. Bu bağı kimsenin koparmaya gücü yetmeyecektir. Onlar Efrin’e barbarlıktan başka bir şey götürmediler. Talandan başka bir şey götürmediler. Kürtlerin kazanımlarına olan tahammülsüzlüklerinden dolayı Efrin’e saldırdılar. Efrin bir barış kentiydi. Savaşın yaşanmadığı, Kürtlerin, Ermenilerin, Arapların ve Türkmenlerin birlikte kardeşçe yaşadığı bir yerdi. Bu saldırıyı asla kabul etmiyoruz. Efrin halkı kenti büyüdüğü kentte en kısa zamanda onurlu bir şekilde girecektir. Buradan tüm Efrin halkını selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kürtleri yok sayarsanız kaybedersiniz’
Yüzbinlerin doldurduğu alanı işaret eden Buldan, “Bu meydan birçok Newroz’a tanıklık etti. Yasaklı Newrozlara tanıklık etti. Milyonların bu alanda toplandığı Newroz’a tanıklık etti. En büyük tanıklığı 2013’te gerçekleştirdi. 2013’te milyonların şahitliğinde Sayın Öcalan’ın İmralı Adası’ndan gönderdiği bir mektubun okunmasına tanıklık etti” dedi.
Buldan, sözlerine şöyle devam etti: “Göndermiş olduğu mektubunda barıştan bahsediyordu. O mektupta tüm Ortadoğu’nun demokratikleşmesinden bahsediyordu. ‘Artık silahlar susacak, siyaset konuşacak’ diyordu. Ancak bu ülkeyi yönetenler çözüm masasını, çözüm sürecini devirdiler. Özgürlüğü savunan herkesi mahkum ettiler. Sayın Öcalan ağırlaştırılmış tecritle karşı karşıya kaldı. O süreçte rol alan, misyon yüklenen arkadaşlarımızı tutukladır. Onlar bunu yaparken, barışı, kardeşliği ve özgürlüğü ellerinin tersiyle itmeye çalıştılar. Ancak bugün bu meydanda gördük ki barış ve özgürlük gündemimizden çıkmadı. Bu ülkenin demokrasiye ihtiyacı var. Bunları elinizin tersiyle iterseniz, Kürtleri yok sayarsanız, o zaman kaybedersiniz. Kürtler kardeşliğin, barışın ve demokrasinin talepçisi olacaktır. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Bu ülkede barış yanlılarını rehin aldınız. Demokratik siyaset yapanları rehin aldınız. Şimdi burada olması gereken partimizin genel başkanlığını yapan Selahattin Demirtaş’ı ve Figen Yüksekdağ’ı rehin aldınız, cezaevine koydunuz. Bu ilin milletvekillerini rehin alıp, cezaevine koydunuz.
‘Onlar en kısa zamanda aramıza gelecekler’
Bizim irademizdir dediğimiz, bu ilin yüzde 80’inin oy vererek seçtiği belediye eşbaşkanını, sevgili Gültan Kışanak’ı rehin aldınız, cezaevine koydunuz. Bizler, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, zulme karşı direnişi, esarete karşı özgürlüğü esas alan bir anlayışla, tüm arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşuncaya kadar mücadele edeceğimizin sözünü bir kez daha veriyoruz. Onlar en kısa zamanda aramıza gelecekler, bizimle birlikte olacaklar. Sevgili Selahattin Demirtaş’ın, sevgili Figen Yüksekdağ’ın aramıza gelmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Biz biliyoruz ki, bu ülkeyi, özellikle AKP-MHP koalisyonuyla yönetmeye çalışanlar, bir halkın özgürlük talebini yok sayıyorlar. Kürt düşmanlığı üzerinden, kadın düşmanlığı üzerinden bir halkın iradesini görmezden geliyorlar. Ancak, işte milyonlar, işte Amedliler, ‘Biz iradeyiz, biz buradayız’ diyorlar.
‘Bu ülkeyi savaşla yönetemezsiniz’
Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın, hiç kimse karamsarlığa kapılmasın. Bir halkın özgürlük talepleri karşısında zulmü dayatanlar bir gün kaybedecektir. O gün çok yakındır. AKP-MHP koalisyonunun kaybedeceği tarih çok yakındır. İşte zulmedenlere zorbalık uygulayanlara, şiddet uygulayanlara bir halkı inkar edenlere bir halkı imha etmeye çalışanlara vereceğimiz ders seçim sandıkları olacaktır. Kurulan sandıkta, seçimlerde onlara tarihi bir ders vereceğiz. Onları bu ülkeden göndermenin tarihi olarak seçim tarihin belirleyeceğiz. Ama seçimlere kadar elbette bu mücadele devam edecek. Bizim özgürlük demokrasi kardeşlik mücadelemizin asla sekteye uğramaması gerekiyor. Ve bunu için de yapılması gereken iki şey var. Birincisi, Kürt halkının birlik ve beraberliği. Kürt halkı birlik ve beraberliğini mutlaka sağlamalıdır. Yaşadığı her coğrafyada yaşadığı her yerde birlik ve beraberlik içerisinde, ulusal birliğin temellerinin atılacağı günleri şimdiden başlatmak lazım. Biz biliyoruz ki, Kürtler birlik ve beraberliklerini sağlarlarsa onları yok etmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Yapılması gereken ikinci şey bu ülkeyi yönetenlerin savaş politikalarını bir yana bırakmasıdır. Bu ülkeyi savaşla yönetemezsiniz.
‘Geç kalınmadı’
Bu ülkeyi inkarla yönetemezsiniz. Bu ülkeyi gözaltılar ve tutuklamalarla yönetemezsiniz. Yapacağınız tek şey vardır; barış politikalarını yükseltmek ve 2013 Newrozu’nda okunan Sayın Öcalan’ın mektubunu esas alarak onunla görüşmeleri acilen başlatmanız gerekmektedir. O kapıyı açarak, İmralı kapısını açarak Sayın Öcalan’la yapacağınız görüşmeler sadece Türkiye için değil tüm Ortadoğu halkları için barışın ve özgürlüklerin kapısını açacaktır. Geç kalınmadı. Elbette ki bunun yolu var. Elbette ki bunları yapmak için zaman var. Efrin’e girmeden önce Sayın Öcalan ile görüşseydiniz, bu savaş sarmalının içine girmemiş olacaktınız.”
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk’ün Afrin halkının Newroz’a gönderdiği mesajın satırbaşları ise şöyle:
‘Efrîn’de yaşayan halklar olarak bu toprakların gerçek sahipleriyiz’
“Efrîn direniş halkı olarak Amed direniş halkını selamlıyoruz. Bizler Efrîn’de yaşayan Kürtler, Araplar, Türkmenler olarak yıllardır eşit ve barışçıl bir yaşam sürerken 2018 bayramını işgal altında geçiriyoruz. Türkiye devleti 20 Ocak’tan bu yana topraklarımıza karşı işgal girişimi başlatmıştır. Bu işgal girişimi ortak yaşamı ortadan kaldırmak istemesi bilinmektedir. Efrîn’de yaşayan halklar olarak bu toprakların gerçek sahipleriyiz. Türkiye devleti zor kullanarak bizler toprağımızdan çıkararak buraya ait olamayan insanları yerleştirmek istemektedir. Bu bakımdan saldırı aynı zamanda halkların geleceğine dönüktür. Türkiye devleti NATO’nun 2’nci gücü olarak küçük ilçemize karşı başlattığı saldırılara karşı halkımız yiğitçe direnerek şehit düştü. Binlerce halk göç etmek zorunda bırakıldı. Bu adaletsiz savaş karşısında uluslararası kamuoyu Türk devletini mahkum etmiş olsa da ciddi bir müdahalede bulunmamış ve destek vermiştir. Efrîn halkı olarak sadece Türkiye ye değil birçok güce karşı direnmekteyiz. Efrîn halkı olarak bu güçlere teslim olmadık ve olmayacağız.
‘Topraklarımızı geri alana dek direnmeye devam edeceğiz’
Bizler toprağımızı ve onurumuzu korumak için sonuna adar direndik. Bir devletin tek başına dahi baş edemediği bu güçlere karşı direniyoruz. ÖSO çeteleri uluslararası güçler sayesinde topraklarımıza girmiştir. İşgalcilere karşı halkımızın güvenliğini sağlamak amacıyla tedbir alınmış ve mücadelemiz devam etmektedir. Mücadelemiz yeni bir aşamaya geçmiştir. Dost düşman bilsin ki topraklarımızı geri alana dek direnmeye devam edeceğiz. İşgal süreci boyunca Efrîn’in köylerine giren işgalciler halkımızın mallarını yağmalamaktadır. Bu yağmalamayı tüm dünya görmektedir. Biz onur ve kimliğimizi hiçbir şeye değişmeyeceğiz. Özgürlüğümüz için büyük bir iradeye sahibiz. Onur dışında hiçbir şeyin anlamı yoktur. Türk işgalcileri topraklarımızdan atacak ve kentimizi yeniden özgürleştireceğiz. Bu noktada kuşku olmamalıdır. Direniş içerisinde Efrîn halkının, insanlığın, eşitliğin ve özgürlüğün yanında olmayı tercih edip dayanışma içerisinde olanlara şükranlarımızı sunuyoruz. Efrîn artık sadece bizim değil tüm insanlığın evidir. Tüm Kürdistan kentlerinde gelerek bizimle mücadele ederek şehit düşenleri asla unutmayacağız. Efrîn tüm insanlığın ortak kenti olacak ve işgalcilere yem olmayacaktır. Bu nedenle yeni mücadele aşaması başlatılmıştır. Bu nedenle tüm halkımızın desteği daha fazla olmalıdır.
‘Amed başkenttir ve artık başkent rolünü oynamalıdır’
Ancak Amed halkı başta olmak üzere insanlıktan yana olan herkesle ortak bir mücadele ile işgalcileri topraklarımızdan atacağımıza inanıyoruz. Amed başkenttir ve artık başkent rolünü oynamalıdır. Öncülük etme misyonunu biran önce hayata geçirilmelidir. Bu toprakların ve bu kadim halkın yalnız olmadığını herkese bir kez daha gösterme zamandır. Newroz bu yönden önemlidir. İşgalcilere karşı direniş bayramı olan Newrozu direniş ile karşılamaktayız. 2019 Newrozu’nu umut ve özgürlük içerisinde kutlayacağımıza inanıyoruz. Tarihi direnen halklar yazacaktır. Direniş ruhuyla sizleri selamlıyoruz. Bijî Newroz, bijî tekoşînameyê Azadiyê!”
HDP eski Eş Genel Başkanları Selahatin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Newroz bayramını kutlayan birer mesaj gönderdi.
Demirtaş mesajında "Tarih, Demirci Kawa’nın heykelini yıkan barbarları değil, Demirci Kawa gibi direnen mazlumları onurlandıracaktır" dedi.
Demirtaş'ın Newroz mesajı ise şöyle:
Newroz ateşinin sıcaklığıyla hepinizi yürekten selamlıyor, özgürlük ve diriliş bayramınızı kutluyorum. Siyasi rehinelik durumumuz nedeniyle aranızda olamıyoruz. Ancak hepiniz biliyorsunuz ki kalbimiz, ruhumuz Newroz meydanlarında sizlerle birliktedir. Bu baskı, zorbalık ve zulüm günleri de bitecek elbet. İnandığımız özgür gelecek uğruna direnerek, mücadele ederek faşizmi de yeneceğiz muhakkak. Geriye barışın ve kardeşliğin güzel kokusu ve direniş günlerinin hatırası kalacak. Tarih, Demirci Kawa’nın heykelini yıkan barbarları değil, Demirci Kawa gibi direnen mazlumları onurlandıracaktır. Bu vesile ile meydanları dolduran yüzbinlerce kardeşime, yoldaşıma Edirne Hapishanesinden yürek dolusu selam, sevgilerimi gönderiyor, bir kez daha Newroz’unuzu kutluyorum.
‘Yanmayı bilmeyenler, doğmayı bilemezler’
Figen Yükdağ ise kutlama mesajında şu ifadeleri kullandı: “Newroz’un kabına sığmaz coşkusuyla merhaba hepinize. Bir kez daha savaşa, zulme inat direniş ve baharın bayramında buluştuk. Afrin’den İstanbul’a kadar her yerde ve özgürlük için atan her yürekte Newroz ateşinin sıcağı var. Kürt halkının nice acılar, ölümler ve büyük direnişlerin ikliminden geçerek yaşama ve bahar yeniden kavuşmasına tarih tanıktır. Newroz, yaşama, bahara sevdalı bir halkın ve tüm Mezopotamya halklarının küllerinden yeniden doğuşudur. Yakılan her ateşin kıvılcımında, alevinde yeniden yükselişidir. Yanmayı bilmeyenler, doğmayı bilemezler. Her Newroz ateşi ile yanan ve yeniden doğan halkımız bir kez daha var olmanın taze ruhuyla yaşama ve tarihe selam duruyor. Zalim krallar, sultanlar, diktatörler zamanın karanlığını göçüp giderken; geleceğin aydınlığına yürüyen halklardır. Yüzyıllar boyunca harlanan Newroz ateşi, bu hakikatin şahididir. Bugünün zalim Dehaqları da ait oldukları karanlığa gömülecek ve halklarımız Newrozlaşarak bugünün ve geleceğin parlayan hakikati olacak.”
Yüksekdağ’ın mesajından satırbaşları şöyle:
‘Hiçbir ordu, istila ve zalimlik, halkların varoluş iradesini kıramaz’
“Türkiye’de, Kürdistan’da, Suriye’de her yanı savaş, ölüm, sürgün zulmüne boğan zalim iktidarlar, Dehaqların tarihini yeniden yazmak için uğraşıyor. Ama artık zalimler de mazlumlar da eskisi gibi değil. Başta Kürt halkı olmak üzere bölgenin özgürlüğe, insanca yaşama susamış halkları, kaderini kendi belirliyor, tarihini kendi yazıyor. İşte bugün Afrin’de kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, genciyle halk az görülür bir zulüm ve saldırganlık karşısında geleceğini belirleme hakkından vazgeçmiyor. Hiçbir ordu, istila ve zalimlik, halkların varoluş iradesini kıramaz. Bugün Kürt halkına karşı düşmanlıkla güç devşirdiğini sananlar bir halkın ölümü ve acısına alkış tutup, sevinç naraları atanlar bilmeli; Tarih onları asla affetmeyecek ve gelecek hakkı tanımayacak. Her yerde ve her yürekte Afrin için, özgür halk, özgür yaşam için yanan ateş; Firavunları, Nemrutları, Dehaqları kül ettiği gibi, bugünün zalim iktidarını da külleri ile birlikte geçmişe savuracak.
‘Direnen ve birleşen halkları kazanacak’
Değerli halklarımız ve İstanbul’un değerli emek, demokrasi güçleri, sevgili kadınlar; Newroz umuttur, Newroz direniştir ve çağrıdır. Newroz ateşi en karanlık, en zor anlarda çıkışı gösteren umut, inanç ve direnç meşalesidir. Halklarımız karanlık ve dar bir koridordan geçiyor olabilir ama bu yürüyüş durmaz, durdurulamaz! Yarına ve halkların bahar ve zafer bayramına, karanlığa inat ateşi ve güneşi avuçlarında taşıyanlar, durmadan yürüyenler ulaşabilir ancak. Newroz bu yürüyüş ve direncin sözüdür, eylemidir. Kürt halkı ve demokrasi güçleri Newroz ateşinde parlayan ölümsüz şehitleri unutmayacak. Halkların özgürlüğü, onurlu barışı için yıllardır tecrit ve işkence düzenine direnen Sayın Abdullah Öcalan’ı ve çekilen acıları ödeyen büyük bedelleri aklından çıkarmayacak. Halklarımız geleceği için güvenle, cesaretle yürüme ve özgür ülke, demokratik birliğe ulaşma mücadelesinden vazgeçmeyecek. İnanıyoruz ki direnen ve birleşen halkları kazanacak.”
Bariyerleri aşan kitle platforma doluştu
Mesajların ardından Bandista müzik grubunun canlı performansı sergilendi. Bu sırada etkinlikleri izleyen yüzlerce kişi, güvenlik bariyerlerinin üzerinden atlayarak platform ve protokolün bulunduğu bölüme geçti. HDP'li görevliler ve platformda bulunan sivil polisler, slogan atanlar ile tartışırken, kısa süreli gerginlik yaşandı. Bu sırada platforma gelen emniyet müdür yardımcısının olaya müdahalesi sırasında da kısa süreli arbede yaşandı. Polislerin platforma girmesi üzerine, gazeteciler bir süre merdivenlerin olduğu bölümde bekletildi.
Dinletinin ardından Sur Platformu adına Büşra Cizrelioğulları bir mesaj okudu. Ardından Mardin Belediyesi’nin görevden alınan eşbaşkanı Ahmet Türk bir konuşma yaptı.
‘Kürtler ulusal birlik sağlamalıdır’
7 Haziran seçiminden sonra sindirme politikalarının devreye girdiğini, siyasetçilerin, akademisyenlerin, devrimcilerin hapse atıldığını belirten Türk, son olarak Afrin’e girildiğini söyledi. Türk, şöyle konuştu:“Bilsinler ki bütün baskılara rağmen Kürt halkı demokrasi ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Kürtler ulusal birlik sağlamalıdır ve Kürt dostlarının bir araya gelerek demokrasi için mücadele etmelidir. Ortadoğu’da ve Türkiye’de barışın sağlanması için Öcalan’ın üstündeki tecridin kaldırılması gerekiyor. Doğru bir dayanışmayı sağlayacak büyük bir çalışmanın içinde olmalıyız.”
Türk’ün konuşmasının ardından Newroz alanındaki kitle dağılmaya başladı.
Newroz alanında gazetecilere gözaltı
Newroz programını takip ettikleri sırada Tigris Haber muhabiri Arif Bulut ve Yenigün gazetesi muhabiri Mehmet Uğur Çakıl polislerce gözaltına alındı. Ters kelepçe takılarak gözaltına alınan gazetecilerin tartaklandığı belirtildi. Konuyla ilgili görüştüğümüz Emniyet yetkilileri, gazetecilerin gözaltı nedeniyle ilgili olayı soruşturduktan sonra bilgi vereceğini söyledi. Akşam saatlerine doğru ifadesi alınan gazeteciler, sağlık kontrollerinin ardından salıverildi. Yaşanan gözaltılara ilişkin edinilen bilgiye göre, Newroz programının sonlarına doğru kitlenin bariyerleri aşıp platforma doluşmasıyla basın mensupları da platformu terk etmeye başladı. Konuşmacıların bulunduğu üst platforma çıkmaya çalışan gazeteciler ile polis arasında yaşanan arbedede Tigris Haber muhabiri Arif Bulut ve Yenigün gazetesi muhabiri Mehmet Uğur Çakıl’ın gözaltına alındığı belirtildi.
Ayrıca alandaki kitlenin dağılışı sırasında küçük çaplı olaylar yaşandı. Dağılan kitleyle polis arasında arbede yaşanırken, görgü tanıklarının ifadesine göre ise dört beş gencin gözaltına alındığı iddia edildi.