ÇOCUKLUK UMUDUNU GERÇEKLEŞTİRMEKTEN HİÇ VAZGEÇMEDİM

Resim ve heykellerden oluşan eserlerini Diyarbakır İç Kale Müze Kompleks Alanı Saint George Kilisesi sergi salonunda sergileyen sanatçı Nazan Yusumut’la bir söyleşi gerçekleştirdik.

Hem ressam hem de heykeltıraş sanatçısı olan Nazan Yusumut daha önceden okulu devam ettirme olanak ve koşullarını bulamaz. Güzel sanatlar okuluna gitmek bir ukde olarak içinde kalır. Evlendikten sonra da bir süre bu hayallerini gerçekleştiremez. İki çocuk büyütür. Çocukları üniversiteye gider. Okuma ve içinde birikim sağlamış olan sanatını ortaya çıkarma imkânını ancak yakalar.

Halk Eğitimin kursuna katılır. Daha sonrada Dicle üniversitesinde heykel atölyesine devam eder. Öğrendiği tekniği evinde çalışarak sürdürür. Ve böylece çocukluğundan beri içinde ukde olan yeteneklerini, onu engelleyen olumsuz koşullarına rağmen, ısrarından vaz geçmez ve sonunda yeteneklerini ortaya çıkarır.

Resim ve heykellerden oluşan eserlerini Diyarbakır İç Kale Müze Kompleks Alanı Saint George Kilisesi sergi salonunda sergileyen sanatçı Nazan Yusumut’la bir söyleşi gerçekleştirdik.

Mümin Ağcakaya

Sanatla uğraşmaya ne zaman başladınız?

2010 yılında Halk Eğitim kurslarına katıldım. Kursa katıldığım zaman hocamız; Kurs kapanacak üç ay süremiz var ama istersen gelebilirsin’ dedi. ‘Olsun’ dedim. Teknik öğrenmek için devam eden kursa kaldığı yerden devam etmeye başladım. Kursa; kara kalem tekniğini öğrenmek için girmiştim. Fakat bu kısa kurs süresinde hem kara kalem hem de yağlı boya tekniği öğrendim. Bu teknikleri daha sonra evimde çalışarak geliştirdim. Halk eğitim merkezinde bu özlemim bir ölçüde giderdim. Böylece güzel sanatlara gidememiş olsam da kurslar sayesinde.

2011 yılından beri de bu şekilde çalışıyorum. Şimdi bu çalışmalarımı sergiliyorum. Görünür kılmaya çalışıyorum.

Heykelle ilgilenmeniz nasıl başladı?

Dicle Üniversitesinde resim ve heykel bölümü açılmıştı. Acaba heykelde nasılım? Diye kendimi keşfetmek istedim. Orada Sevgi Hocamız vardı yanına gittim. Tanıştık. Önce toprakla başladım. Toprağa şekil verdim. Rölyef tarzında çalıştım sonra üç boyutluya geçtim. Daha sonra da neden böyle bir şey olmasın diye düşündüm ve heykel yapmaya başladım. Sevgi hocamızın da yardımıyla bu konudaki becerilerimi geliştirmeye çalıştım. Günümüzün konusu olan ve çok etkilendiğim göç olaylarını gördüğüm zaman çok etkileniyordum. Ne yapabilirim. Bunu nasıl yansıtabilirim dedim.  Ve sonuçta burada sergilenen göçü yansıtan ürünler ortaya çıkmaya başladı. Bu çalışmalar iki üç yılımı aldı.

Çocukluktan kalma özleminizi gerçekleştirme imkânınızı ne zaman yakalamış oldunuz?

Üç yaşında babamı kaybettim. Altısı kız toplam dokuz kardeştik. En büyük ağbimiz evin geçimini yürütüyordu. Annemle birlikte evde on kişiydik. Liseyi bitirdikten sonra üniversite tercihim için ağbime güzel sanatları okumak olduğunu söylediğimde; ağbim de bana hukuk oku dedi. Ben güzel sanatları seviyorum dedim. O zamanlar evde kurşun kalemle defterlerime resimler çiziyordum. Lisede hocamız model çıkarıyordu. Onu resmettiğimde beğeniyor ve sınıfın duvarına asıyordu. Ağbim güzel sanatlara gidebileceğim en yakın yerin İzmir ve Konya olduğunu dolayısıyla; ikisine de ben seni nasıl göndereyim dedi.

Dicle Dershanesine kaydoldum. Dicle dershanesine giderken eşimle tanıştım. Evlendim. Eşim kazanırsan seni gönderirim diye söz verdi. O sene kazanamadım. Çocuk olduktan sonra Anadolu Üniversitesi açık muhasebe finansman bölümünü kazandım daha sonra ikinci sene bıraktım. Çocuklarıma bakma sorumluluğundan dolayı bıraktım. Çocuklar büyüsün onların bana ihtiyacı var, zamanımı onlara vereyim diye erteledim. Ta ki çocuklar büyüyene kadar. Oğlum liseye başladıktan sonra artık serbestim dedim. Çocuklar büyüdükten sonra artık beni kimse engelleyemez dedim. Ve bu çalışmalara eğilmeye başladım. O günden beri de resim yapıyorum.

Daha sonraları ise; Dicle Üniversitesi İnşaat Meslek Yüksek Okulunu kazandım.  Bu okuldan da kaydımı geçen sene sildirdim.

Şimdiye kadar hangi sergileri açtınız?

Diyarbakır Hukukçular Lokalinde 8 Mart kadınlar gününe özel Hürrem Sultanda sergimi açtım. Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi Sergi Salonunda karma sergimi, Özel bir şirketin açmış olduğu sergiye katıldım. Şimdiye kadar toplam 5-6 sergiye katıldım.

Yapmak istediğin ama yapamadığın hedeflerin var mı?

Kendimi resim alanında daha başarılı buluyorum. Resimde kendimi biraz daha geliştirmek istiyorum. Atölye alanım olursa heykel alanında da çalışmalarımı devam ettirmek istiyorum. Heykel çalışmaları biraz daha geniş bir alan istiyor. Şimdi o tür bir imkânım yok. Şu atölyem yok. Bu heykellerin bir kısmını Dicle Üniversitende, bir kısmını da evin bir odasını atölyeye çevirdim orda yaptım.

Resim alanında olanaklarım elverirse daha beğeni toplayacak tablolar yapmayı düşünüyorum.

Bir şeyi yapmak için bu konuda sonuna kadar ısrar etmede hep kararlı mısınız?

Evet, bir şeyi kafaya koyduğum zaman kesinlikle yaparım. Onu bitirmeyinceye kadar da peşini bırakmam. Elimdeki iş ne olursa olsun o bitecek diye yaklaşırım. Resimde de öyle elimdeki işi bitirmeden başkasına geçmem. Bir şeyi çok isteyince başarabiliyorsun.

Önünüzdeki süreçte şunları da yapmam gerekir dediğiniz bir hedefiniz var mı?

Mesela bu sergide göç olayını ve insanı, onların yaşadıkları dramları anlattım. Şimdi yapmak istediğim halkın hallerini anlatacağım. Sokaktaki satıcıların durumların anlatacağım. Çektiği sıkıntıları resmetmeyi istiyorum. Kadınların durumlarını, ne çekiyorlar ne sıkıntıları yaşıyorlar, çalışanların durumlarını, işverenin iş yaptırırken duruşunu resmetmek istiyorum.

Diyarbakır’da doğdunuz. Burada büyüdünüz. Diyarbakır’ı nasıl tarif edersiniz?

Benim için harika bir kenttir. Müzeleriyle, insanlarıyla, sokaklarıyla, Surlarıyla harika bir kenttir. Kenti terk edenlere şaşırıyorum. Adeta bir açık müze olan, bu kadar güzelliği olan bir kenti terk etmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü bir sanatçı açısından çok zengin, her yerde kendinize malzeme bulabiliyorsunuz. Yazmak, çizmek kendi sanat alanında yaratımda bulunmak için aranılan özellikleri fazlasıyla bulabilirsin. Çizmek için,  yaratmak için, Dicle’yi çizmek, o taşları çizmek çok güzel bir şehir bundan sonra da değerlendireceğim.

Sanatçı olmak için biraz yetenek ve biraz da teknik yetiyor. Gerisini şehir size fazlasıyla sunuyor. Yeter ki bakmasını ve görmesini bil.

Bu azminiz ve kararlılığınız karşısında sizi tebrik ediyor, bize zaman ayırdığınız için size çok teşekkür ediyoruz.

Bende size duyarlılığınızdan dolayı çok teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Özel Haber-röportaj Haberleri