Uyuşturucu, kimine keyif verici kiminin de canını yakan bir madde. Ancak, tıbbi alanda kullanıldığında mükemmel bir ilaçtır. Başımız, dişimiz veya her hangi bir yerimiz ağrıdığında aklımıza hemen bir ağrı kesici almak gelir. Ağrımız hafiflediğinde dünyalar bizim olur. O olmasa en basit ameliyatlar bile nasıl olurdu. Hastanın acılarını tarif etmek imkansızdır.
Ancak uyuşturucu tıbbın dışında kullanılması çürütücü bir işlev kazanır. Bazen haberleri izlediğimizde, tozu, hapı, sarmalık, çekmelik, sentetiği; ne kadar çok çeşidi olduğunu görüyoruz. Geniş ve derin bir piyasası var. Bu piyasanın güç kaybetmemesi için sürekli yeni müşterilere ihtiyaç duyuyor.Bu yeni müşterilerin neredeyse ilkokul yaşlarındaki çocuklara kadar indiği görülüyor. Gözardı edilecek,ertelenecek bir sorun oldu. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlik de değil; daha çocuk yaşlarında olan, hala ana baba desteğiyle ayakta durmaya çalışan, yaşamına yön bile veremeyecek olan çocukların uyuşturucuya bulaşmış olması ne kadar acı bir durum. Bu durumda çocukları zehirleyen, piyasasını düşürmek istemeyenlere ne söylense yeterli olamaz. Ancak, bu illete bulaştırılan çocukların anne ve babaları çocuklarına karşı bu ilgisizliği nasıl açıklanmalı. Bir anne ve babanın çocuğundaki değişikliği fark etmemesi mümkün mü? Buna ödediği parayı nasıl buluyor. Çocuğunuzu nasıl büyütüyorsunuz. Nasıl bir sorumluluk hissediyorsunuz?Onda bir gelecek görüyor musunuz ? Yoksa görecek bir şey yok mu? Bu kadar mı boş. Bu kadar ilgisizlik niye? Bir bela olarak nasıl görülebilir. Çünkü ’’ O daha çocuk’’ Bunu anlatmak çok zor. Çocuk demek bakıma muhtaç insan demektir.Bütün canlılar kendi yavrusuna aslan kesilirken onu dıştan gelecek her tehlikeye karşı korumak için can siper olurken insanın kendi çocuğuna bu kadar ilgisizliği niye.
Geçenlerde bir gazete de Uyuşturucu peynir ekmek gibi satılıyor,kullanım yaşı ilk ilkokullara kadar indi haberini okuyuncaiçim burkuldu.Satanlara fazla söz söylemek istemedim. Çünkü, bunları okuyunca sizler söylersiniz. Bundan gelir elde edenler bu paralarla kendilerine bir dünya kurmuşlar. Bu paralarla geçim sıkıntıları kalmadığı gibi; rahat, keyifli bir hayat da sürdükleri biliniyor. Lokmaların kendisinin ve çocuklarının boğazından geçme diye bir sorunu yoktur. Duygusal yaklaşmak, duygulara hitap etmek çözüm getirecek bir yaklaşım değildir.Çünkü, uyuşturanın böyle vicdan sorunları olamaz.
Bu konuda sorumluluk öncelikle anne ve babalarda olduğunu düşünüyorum. Sonraki yazımı uyuşturucuya bağlı olarak yaygınlaşan fuhuşa ayırmak istiyorum.