Cizre'daki olaylarda cemaat izi

Son 20 günde 3’ü çocuk 7 kişinin ölümüne neden olan Şırnak’ın Cizre İlçesinde, haftalar sonra dün gece ilk kez silah sesi duyulmadı.

İlyas AKENGİN

 Sokaklara kazılan hendeklerin durduğu görülürken, ilçedeki elektrikler ise kesik. Birkaç mahallere birkaç çocuğun yaktığı ateşler dışında ilçede önceki gece olağanüstü bir hareketlilik yaşanmadı. İlçede hayat normale dönerken, bir görgü tanığı, yaşamını yitiren 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın jandarma tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdiğini iddia etti. Çocuk ölümlerinin son bulmasını isteyen Belediye Başkanı Leyla İmret, olayların cemaat tarafından planlandığını belirterek, kirli tezgahlara izin vermeyeceklerini söyledi.  Şırnak Barosu Başkanı avukat Nuşirevan Elçi ise, plakasız araçların, halkın can güvenliği ile ilgili kaygıları artırdığını belirterek, suç duyurusunda bulundu. Dilekçeye karşın ilçede halen polis araçları plakasız görev almayı sürdürüyor. Halk polise karşı güvenini yitirmiş durumda. İlçede birçok kişi polisin “bireysel paralel silahlandığına” inanıyor. Yani resmi silahının yanında cinayetler için silahlanan polisler olduğu iddiası yaygın.

Cizre'de önceki gün başından vurularak öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan olayına ilişkin belirsizlik devam ederken, İlçe halkı uzun süre sonra ilk kez bir geceyi silah sesi duymadan geçirdi. Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj sonrası eylemlerin sona erdiği İlçede hayatın normalleştiği görülürken, Kazanhan’ın ölümündeki  sır perdesi ise aralamış değil.  Kazanhan’ın ölümüne neden olan silah üzerinde yapılan değerlendirmede,  Kazanhan’ın ölümüne neden olan silah türünün Emniyet Müdürlüğü envanterinde bulunmadığı belirtilirken, kurşunun bir av tüfeği mermisi olduğu belirlendi. Soru işaretleri ile dolu Kazanhan cinayeti ile ilgili belirsizlik devam ederken İlçedeki sivil toplum örgütleri, olayın tanıkları, ailenin avukatı ve Belediye Başkanı Leyle İmret Tigris Haber Gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.

TANIK ATEŞ AÇAN JANDARMA

Olay yaşandığı sırada orada olduğunu belirten 16 yaşındaki Y.E., Nihat’ı vuran görevlilerin jandarma karakolundan çıktığını ileri sürdü. Y.E. olayı şöyle anlattı: “Biz yolun karşısında oturuyorduk. Askerler geldi ve bizim oradan uzaklaşmamızı istediler. Buradan gidin dediler bize. Biz de yolun öteki tarafına geçtik. Çocuklar da askere bir şey yapmadan orada oynuyordu. Askerler ortada hiçbir şey yokken biber gazı attı. Sonra fişek attılar. Nihat’ın yere düştüğünü gördüm. Olayı polis değil asker yaptı. Askerler karakoldan çıkıp geldiler. Çocuk yerde yatıyordu. Biz de alıp oradan uzaklaştırdık. Sonra bir araba gelip Nihat’ı alıp hastaneye götürdü. Karakoldan çıkan araba ‘kobra’ tipi bir araçtı. Toplam 4 kişilerdi, biri araçtan inmiş diğer 3 kişi ise yürüyerek geliyorlardı. Yüzlerinde maskeleri yoktu. Polisler daha sonra geldiler. Olay yerindeki kovanları ve bu yeni kullanıldığı söylenen siyah şeyi alıp gittiler” diye konuştu.

AVUKAT ÖLMEZ, KRİMİNAL RAPOR HUKUKİ DEĞİL

Nihat’ın ailesinin avukatı Filiz Ölmez, iki tanığın da beyanlarından haberdar olduklarını ancak birinci anlatımı daha çok önemsediklerini söyledi. Ailenin bundan sonra hukuki yollara başvuracağını ve dava açacaklarını belirten Ölmez, basında yer alan polis kriminal raporunda, PKK tarafından ateş edildiği iddiasının ise hukuk dışı olduğunu vurguladı. Böyle bir hüküm için hukuki sürecin tamamlanması ve yargılama yapılması gerektiğine dikkat çeken Ölmez, şöyle konuştu:

“Dün sabah saatlerinde de savcı ile görüştüm henüz rapor ona ulaşmadan basında nasıl yer alır. Ben dosyayı inceledim henüz savcıya rapor gelmemişti. Raporu inceledikten sonra değerlendirmek daha doğru olur ama basında yer aldığı kadarıyla rapor hukuka uygun değil. Bu yazılan raporun yazıldığı yer açısından tarafsız ve objektif bir rapor olmadığı kanaatindeyiz. Polisin olayını polisin kurumu inceliyor. Polisin şüpheli olduğu bir olayda yine polis araştırma yapıyor, buna katılmıyoruz. Bu başkan raporun tarafsız olduğunu ortaya koyuyor. Bir kriminal rapor düzenlendikten sonra onun PKK ya da başka bir güç tarafından ateşlendiğine ancak mahkemeler yapacakları yargılama sonrasında karar verebilir. Bu açıdan rapor hukuk dışıdır. Raporu inceledikten bu bakımdan sonra itiraz edeceğiz. Soyut ve kurguya dayalı yargıya varmak o kurumun tarafsız olmadığını ortaya koyuyor. Olayı polisin gerçekleştirdiğini anlatan da jandarmadan çıkan askerlerin yaptığını söyleyenler de var. Görgü tanıklarının anlatımlarında polisin ateş ettiği iddiasını daha önemsiyoruz. Nihat’ı vuran silahın ne olduğu ile ilgili olarak da araştırmalarımız sürüyor. Buna ilişkin olarak da kapsamlı bir rapor hazırlıyoruz” 

OLAYLARIN ARKASINDA CEMAAT VAR

Cizre üzerinden kirli bir oyunların oynanmak  istendiğini belirten Belediye Başkanı Leyle İmret, “Önceki gün Hatip Dicle ilçeye gelerek Öcalan’ın olaylara ilişkin değerlendirme metnini okumuştu. Dicle’nin okuduğu metinde eylemlerin bitmesi ve kepenk kapatma oylarının son bulunması dile getirilmişti. Bu açıklamadan 1 saat sonra mahallede arkadaşları ile oynayan Nihat Kazanhan polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Şimdi durum böyle olunca biz kitlemize bir şey anlatamıyoruz. Hükütmet olaylarla ilgisinin olmadığını söylüyor, ama olayın failini ortaya çıkarmıyor. Biz çözüm sürecinin tüm gerekliliklerini yerine getirmek için çok çaba sarf ediyoruz. Ancak Türkiye’nin her tarafında çözüm süreci işlerken, biz çözüm sürecinin Cizre’ye gelmediğini görüyoruz. Burada hala 90lı yılların görüntüleri var. Cizre son birkaç aydır OHAL yöntemi ile yönetilmek isteniyor. Bizler buna izin vermeyeceğiz. Bu olayların cemaat  tarafından organize edildiğini ve planlandığını biliyoruz. Çok ciddi bir şekilde cemaat, Cizre üzerinden kirlik oyunlar tezgahlamak istiyor. Ama biz zorda olsa halkımızı oyunlara gelmemesi için uyarıyoruz. Ayrıca ilçedeki bu gerginliklerden dolayı Belediye olarak halkımıza hizmet götüremiyoruz. Buda bizi çok üzüyor, umarım olayların faili en kısa sürede yakalanır ve ilçemizde normale dönmüş olur” dedi.

AKP’YE GÜVEN KALMADI

Cizre Esnaf ve Sanatkarları Odası Başkanı Havzullah Memduhoğlu ise olayların karanlık perdenin arkasındaki eller tarafından kaşındığını ancak işin bir de günlük yaşama etkileri olduğunu söyledi. Cenazelerde kepenk kapatmanın bölgenin bir geleneği olduğunu ve artık süreklileşen cenazeler nedeniyle de esnafın dükkanlarının da sürekli olarak kapandığını dile getiren Memduhoğlu “Esnaf görevini yerine getiriyor ve merasimlere katılıyor. Bu bizim insana verdiğimiz değerdendir. Ama olayın böyle devam etmesini isteyen çevreler sürekli alevlendiriyor. Hatip Dicle’nin getirdiği mesajı halk itiraz etmeden kabul edip uygulayacakken, hemen ardından birileri bu ölümü yaşattı. Halk bunları çok iyi biliyor ama maalesef Ankara bunu görmüyor. Burada polislerin bu kadar kör gözüne parmak hareket etmeleri nedeniyle halk AKP’ye karşı güvensizleşti. Halk hükümetin politikalarına güven duymak istiyor ama neden karşılık vermiyor AKP işte bunu çözemiyor, anlayamıyoruz. Dün daha biz olayın durumu hakkında bilgi sahibi değil iken Ankara’dan mesaj geliyor, deniliyor ki polis ateş etmedi. Bakıyoruz görgü tanıkları zırhlı bir araçtan ateş açıldığını belirtiyor. Yani kamuya ait bir araçtan ateş ediliyor. Cizre halkı için fail aslında tanıkların anlatımlarına göre belli. Failler çözüm sürecine karşı olan karanlık odaklardır. Biz yanan arabaları, yanan işyerlerini geri getirebiliriz ama canlar gelmez. Ankara bunu duymalı” diye konuştu.

PLAKASIZ ARAÇLARA SUÇ DUYURUSU

Şırnak Barosu Başkanı avukat Nuşirevan Elçi, plakasız araçların, halkın can güvenliği ile ilgili kaygıları artırdığını belirterek, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu dilekçesi verdi. Polisin  kriminal inceleme raporuna da değinen Nuşirevan Elçi, durumu Ergenekon ve KCK ile benzeri davalarda, daha mahkeme tarafından karar açıklanmadan, mahkemenin vereceği kararların medyada yer almasına benzetti. Dün saat 17:30 sıralarında Cizre Cumhuriyet Başsavcısı’nın yanında olduğunu, o sırada Cizre’de plaksız gezen araçlar için suç duyurusu dilekçesi verdiğini dile getiren Elçi “Ben o sırada da sanın savcıya polis kriminal raporunun ulaşıp ulaşmadığını sordum. Ama savcı bana henüz çıkmadığını ve kendisine ulaşmadığını söylüyor. Bir de çıkıp bakıyoruz ki sözde rapor basında yer alıyor. Basında yer alan şekliyle de Başbakan’ın İçişleri Bakanı’nın söylediklerine paralellik arz ediyor. Bana o silahların av tüfeğinden atıldığı ve PKK militanları tarafından bu silahların ateşlendiği iddiaları çok gerçekçi gelmiyor” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölge Haberleri