Çin Halk Cumhuriyetinin oluşturduğu “Sosyalist Kalkınma Modeli” temel olarak kendi yönetsel anlayışlarına paralel olarak geçmiş ile günümüz sistemleri harmanlanarak şekillendirilmiştir.
Çin siyasal işleyişine baktığımızda geleneksel olan ile modern olanın beraber yeni bir formda yürütüldüğünü görüyoruz. Çin yönetimi İmparatorluk kültürü ile sosyalist anlayışı iç içe geçirerek özgün bir ekonomik model oluşturmuştur.
1980’li yılların sert yönetim anlayışından günümüze doğru bir yumuşa durumu söz konusudur.Özellikle kültürel ve inançsal değerler korunarak sistem sürdürülmektedir. Çin’deki yönetsel yumuşama ekonomik alanda belirgin olarak kendini küresel çapta hissettirmiştir.1980’li yıllardaki katı uygulamalardan vazgeçilerek günümüz piyasa ekonomisi ile sosyal refah anlayışı sosyalist yeniden bir okumayla gerçekleştirilmiştir.
Çin'deki ekonomi her geçen yıl hızla büyümektedir. Son dönemlerde otomotiv ve yapay zeka temelli bir ekonomi hedefleri var.
Ekonomik modelleri , sosyal refah ile doğayla barışık olma anlayışı göz ardı edilmedentemellendirilmiştir.Çin’in ekonomik ve jeopolitik yaklaşımı, işbirliğine dayalı olarak kazan kazan anlayışına dayandırılmaktadır.
Çin ekonomisi klasik Maocu anlayıştan öteye geçerek günümüz ekonomik gelişmelersosyalist bir perspektif ile piyasa ekonomisi harmanlanarak pratizeedilmektedir.
Çin yönetimi kuşak ve yol projesiyle yeni rotalar oluşturma çabasında ve tarihi İpekyolunu günümüz koşullarında daha geniş bir sahada canlandırmak istiyor.Sosyalist, komünist bir anlayışı küresel çapta bir modele dönüştürme hedefiyle hareket etmekteler.
Çin ekonomik modelinde, kendi özgün yapıları ile küresel işleyişin doğru bir şekilde entegrasyonu çabası var.Yine kendine özgü bir kalkınma stratejileriyle bu entegrasyonu ilerletme planları söz konusudur.Bu ekonomi yaklaşımı sosyalist piyasacı karma modele dayandırılmaktadır.
Çin'deki hızlı değişim 1992 yılından itibaren yapılan reformlar çok etkili olmuştur. Sosyalist piyasa ekonomisi sisteminin geliştirilmesiyle ekonominin rotası kırsal ekonomik faaliyet ekseninden kentsel ekonomiye çevrildi.Özellikle Mao’nun ölümünden sonra yerine geçen DengXiaoping, yaşanan ekonomik tıkanıklığı, Tayvan, Hon Kong, Singapur ve Güney Kore gibi yerlerin ekonomik modellerini dikkate alarak aşmaya çalışmıştır.
Çin ekonomisinin gelişimini belli dönemlere ayırmak mümkün.Bu modellerden en son uygulanana odaklandığımızda tarımsal yoğun emek üzerinden yapılan ekonomiden, teknolojik sanayi odaklı ekonomiye geçişle beraber gerçekleşen küresel entegrasyon ekonomisi etkili kılınmıştır. Özellikle DTO örgütüne üye olunduktan sonra yabancı sermaye ve ihracata dayandırılan ekonomik değişimler hızla dışa açılmayı ve ilerlemeyi sağlamıştır.
Çin' de gerçekleşen hızlı değişim ve gelişim aşamalarından sonra geçilen "Sosyalist Piyasa Ekonomisi” günümüzde karma model olarak uygulanmaktadır.Bu yeni sentez model, sosyalist ekonomi ezberlerini neredeyse bozan bir özgünlükte olup piyasa ekonomisi ile sosyalist ekonomiden ciddi özellikler taşımaktadır. Birbirlerinin neredeyse ters işleyişe sahip bu iki modeli birleştirmek oldukça dikkat çekici.
Çin'de tarımsal alan dışındaki ekonomik yatırımlar devlete ait ve kontrolleri yine devlet tarafından yapılmaktadır.Her ne kadar bu sisteme devlet kapitalizmi nitelemesi yapanlar varsa da günümüzdeki son gelişmeler farklı bir modelle geliştirilmiş Sosyalist Piyasa Ekonomisi anlayışını işaret etmektedir.
Çin ekonomisi son yıllarda ortaya koyduğu planlamalarla beraber kendine özgü bir yapının devam ettiğini göstermektedir.Bu ekonomik anlayışı ifade ederken halkın refahını önemseyen ve kontrolün devlet tarafından yapıldığını baz alırsak piyasa ekonomisinin sosyal anlayışlarla harmanlandığını kimi çelişkilere rağmen yinede sosyalist karma bir modelin uygulanmaya çalışıldığını söyleyebiliriz.
Çin yenilikçi ve istikrarlı yönetim anlayışıyla ve önüne koyduğu stratejik planlarla hızla dünyanın en önemli güçü olmaya doğru gitmektedir.