En başından beri, Cumhuriyeti kurduğu, devletin derin kodlarını yazdığı değişmez anayasa olarak bilinen Kırmızı Kitap’ı masaya koyduğu günden bu yana Kürde kapalıydı CHP’nin Kızıl Elmacı tunçtan kapısı. Kürtlüğünden arınmamış, hakikatından soyutlanmamış hiçbir Kürdün geçemediği bu kapı, asimilasyoncu partinin bu dünyadaki sırat köprüsü işlevini hep gördü, görmeye devam ediyor. Sopa zoruyla okullarda belletilen “altı ok” kavramı işin hikaye tarafıdır, partinin fikir çöplüğü olmanın dışında hiçbir işlevi yoktur. CHP’li olmanın temel ilkesi Kürt kalmamaktır. İlke basit, Kürt isen CHP’li olamazsın, CHP’li isen Kürt kalamazsın…
*
CHP Grup Başkan Vekili ve Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı olan Burcu Köksal bir hakikatı, kurt postuna bürünmüş bir CHP gerçeğini miting meydanında haykırdı sadece. Göğsünü kabarta kabarta Kürtleri hedef alarak, “Belediye başkanı olarak seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları, DEM Partisi hariç bütün siyasi partilere açık olacak…” dedi. Aydın ve Kocaeli’den sonra CHP’nin Kürtleri hedef alan üçüncü kadın belediye başkanı adayı oldu. Daha ne yapsın, daha ne desin deneyimli siyasetçi, Kemalist solcu dişi asena, illaki CHP’de siyaset yapan pek bildik, pek aşina olduğumuz beyefendi ve hanımefendilere, cansiperane CHP’nin kapısında mesai harcayan Kürtlerine…
*
Topal Osman’ın efsane torununa fedailik yapan zatın, “Sürçülisan oldu” demesine aldanmayın sakın, aynı kafadan olan biridir. Öyle olmasa CHP’nin genel başkanı olabilir miydi? Kendince kafalamaya devam ediyor, arada kalmış Kürde mesaj veriyor, oy devşirme derdinde. Kendine demokrat, kendine çağdaş, kendine seküler zat, Aydın’ın, Kocaeli’nin, Bolu’nun kafatasçı, yabancı düşmanı belediye başkanlarıyla ilgili tek bir laf etmiyor, susturmuyor, ırkçı söylemlerini görmezden geliyor, dahası aday gösteriyor. Sürçülisanmış, biz de inandık…
*
CHP’nin pek maharetli, pek akıllı “Öz Diyarbakırlı” siyasetçisinden gelen tepkiyi görünce haline hayıflandım, onca çabanın, emeğin çöp olma korkusuna, DEM Parti’den daha fazla oy kopartamama kaygısına yandım, gittim. Sevindirik hak savunucusu, Kürdi siyasetle teğet yaşamaya pek maharetli, bu yolda ömür tüketen CHP’nin demokrat yüzü, ırkçı partidaşına yönelen demokratik tepkilerin etkisini kırabilmek, etkisizleştirebilmek için her zamanki gibi geri durmayarak, dahası kendince pek akil davranmaya çalışarak, her zamanki gibi ustaca demokratik tepkilerden kendini imtina ederek, “Sevgili dostlarım zor zamanlardan geçiyoruz, sizlerden ricam sadece sakin olmanız…” dedi. Desin. Sanki Kürtler ilk defa partidaşlarının ırkçı saldırılarına maruz kalıyor, sanki ilk defa Kürtler zor zamanlardan geçiyor. Yanlış anlamaya mahal vermeyeyim, adam Kürtlerin geçtiği zor zamanları kast etmiyor, Kürtlüğünü inkar etmeme özgürlüğüne sahip gözde CHP’li siyasetçi. En az benim kadar kendi emeğine hayıflanmış olmalı ki kendi zor zamanlarını, sessizlik içinde, bin bir yola başvurarak asimilasyoncu partisini Diyarbakır’da diriltmenin zor zamanlarını kast ediyor. Helal olsun…