CHP'li Tanrıkulu: Meçhuller, Toplumun Vicdanı ve Onuru, Bu Devletin Ayıbı ve Utancıdır

CHP'li Tanrıkulu: Meçhuller, Toplumun Vicdanı ve Onuru, Bu Devletin Ayıbı ve Utancıdır

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) her hafta organize ettiği 'Kayıplar bulunsun, failler yargılansın' eylemine katılarak konuşma yaptı.



CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) her hafta organize ettiği 'Kayıplar bulunsun, failler yargılansın' eylemine katılarak konuşma yaptı. Tanrıkulu, "Her artan hafta bu toplumun vicdanı ve onurudur ama bu devletin de ayıbı ve utancıdır" dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının 2009 yılından bu yana kayıp yakınlarının fotoğrafları ile hafta düzenledikleri, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eyleminin 400'üncüsü bugün Diyarbakır merkez Kayapınar İlçesi'ndeki Cigerxwin Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Eyleme DBP Eşgenel Başkanı Sabahat Tuncel, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, bazı HDP'li milletvekilleri, İHD yöneticileri ile kayıp yakınları katıldı.

"FAİLİ MEÇHUL OLAN ADALET, HUKUK VE İNSAN HAKLARIDIR"

Kürtçe ve Türkçe yapılan açılış konuşmaları ardından ilk olarak CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Cumartesi annelerinin İstanbul'da 600'üncü, kayıp yakınlarının da Diyarbakır'da 400'üncü haftaya giren eylemlerinin toplumun vicdanı ve onuru olduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Hepsinin acısının önünde saygıyla eğiliyorum. Aslında bu bizlerin platformu değil sizlerin platformu. Bizler siyasi olarak görüşlerimizi ifade ederiz ama sizin acınıza ortak olmak için burdayız. Cumartesi anneleri İstanbul'da 600'üncü kez oturuyorlar. 27 mayıs 1995'ten bu yana istanbulda, 2009'dan bu yana da sizler her hafta burdasınız. Her artan hafta bu toplumun vicdanı ve onurudur ama bu devletin de ayıbı, utancıdır. Eğer 400 haftadır yurttaşlarımız, annelerimiz, kayıp yakınları burda oturuyorsa ve bu devlet bu acıya ortak olmamışsa ve failler konusunda adım atmamışsa, adım atmadığı gibi yeni kayıplara, yeni failli meçhullere imza atmışsa, bu utanç devletin utancıdır. Aslında burada faili meçhul olan insanlarımız değil, bu alanda faili meçhul olan adalettir, faili meçhul olan hukuktur, faili meçhul olan insan haklarıdır."

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da, iktidar koltuğunda oturanların faili meçhul cinayetlerin arkasında irade olarak durduklarını öne sürerek şöyle dedi:

"Bugün 400'üncü hafta. İstanbul'da 600'üncü hafta geride kaldı. Ama devleti işgal edenler, iktidar koltuğunda oturanlar ve ona destek olanlar, bu konuda konuşmamayı, duymamayı ve gerçekleri söylememeyi hala devam ettiriyorlar. Onlar da bu faili meçhulleri demeyeceğim, faili belli olan cinayetlerin arkasında bir irade olarak durmaya devam ediyorlar. Son günlerdeki gelişme daha Hurşit Külter. Nerdeyse birileri Hurşit Külter sağ olarak ortaya çıktı diye yas tutacaklar. Birilerini, insan hakları savunucularını, Hurşit Külter'in akibetini soranları nerdeyse suçlayacaklar, lince tabi tutacaklar. Böyle bir ülkede yaşıyoruz."

"TÜRKİYE, BARIŞ, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLERDEN ÇOK UZAK"

DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin demokrasi ve özgürlüklerden çok uzak olduğunu savunarak, şunları söyledi:

"Kayıplar, faili meçhuller nedeniyle insanların yaralarının sarılması, kayıpların tanzim edilmesi meselesi olmadığı sürece, gerçek anlamda bir barışı, bir demokrasi ve özgürlüğün sağlanmayacağının mümkün olmayacağını herkesin bilmesi lazım. Türkiye bundan çok uzak noktadadır. Bugünkü hükümet bir dönem, 'Cumartesi annelerini ağırladık, biz bu gerçeklerle yüzleşeceğiz' dedi. Ama kendileri yeni faili meçhullere, yeni kayıplara imza attı. Türkiye uluslararası sözleşmeyi imzalamıyor. 83 ülke imzaladı, 18 ülke taraf oldu ama Türkiye zorla kaybettirmelerin yaşandığı coğrafya olmasına rağmen bu sözleşmeyi imzalamıyor. Bırakın sözleşmeyi imzalaması, faillerin bulunmasına yönelik hiç bir adım atmış değil."

"BU DİRENİŞ, BARIŞTA ISRAR DİRENİŞİDİR"

Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak ise, kayıp yakınlarının eyleminin 'Barışta ısrar' direnişi olduğunu ifade ederek, "Bu direniş ve mücadelenizin önünde saygıyla eğiliyorum. Buradaki dövizler her şeyi anlatıyor. Fazla bir şey istemiyoruz, kayıplarımız bulunsun, failler yargılansın, adalet tecelli etsin. 3 cümleden ibaret bir beklentidir bu. Butün Türkiye'nin, yönetenlerin, bugün devleti elinde bulunduranların, bu eylemin, bu direnişin kıymetini bilmesi gerekir. Bu direniş barışta ısrar direnişidir. Çünkü barış ancak, 'gözaltında kayıplar, faili meçhuller, bu hukuk dışı uygulamalardan vazgeçtik, bir daha bunu yapmayacağız, bunu yapanları da bulup yargılıyoruz' diyen bir akıl ortaya çıkarsa gerçekleşebilir" diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri