TİGRİS HABER - CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, doğu illerindeki programı için geldiği Van’da gazetecilerle bir araya geldi. CHP’li Salıcı, CHP’nin Kürt sorununa ilişkin çözüm perspektifiyle ilgili soru üzerine şu açıklamayı yaptı: Kürt sorununu da dert eden yurttaşlarımız var. Kürt sorunu belli bir kesimin dert edeceği bir konu değil. Tüm Türkiye’nin sorunu. Biz meseleyi Van’da yaşayan yurttaşlarımızın sorunu olarak görmüyoruz, tüm Türkiye’nin sorunu olarak görüyoruz. Edirne’de yaşayan vatandaşımızın da Van’da yaşayan vatandaşımızın da sorunu.
Bizim siyasi geleneğimiz Kürt meselesini ilk dile getiren, bunu konuşan, kendi içinde tartışan ve rapora dönüştüren, yetkili kurullarında konuşturan siyasi gelenek. AKP yoktur diyor, biz Kürt sorunu olduğu kanaatindeyiz. Daha önce de yazdığımız, çizdiğimiz, söylediğimiz şeyler birbiri ile tutarlı.
Kürt sorununun nasıl çözüleceğine dair tarifte bulunuyoruz, üniter yapı içinde, Türkiye’nin birlik bütünlüğü içinde, parlamento zemininde, şeffaf şekilde ve demokratik usulle. Biz Kürt sorununu bu çerçeve içinde çözebiliriz. Çözeriz ama bütün bu meseleyi gündemimize almadan önce yapılması gereken şey Türkiye’deki ağır baskı rejimini ortadan kaldırmaktır, demokratikleştirmek, ifade özgürlüğünün önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Kayyum sisteminden kurtulmaktır, vatandaşın sözünü söyleyebileceği bir hale getirmektir. Van’daki vatandaşımız rahat tweet atamıyor, İstanbul’daki vatandaşımız rahat tweet mi atıyor?”
‘Biz Kürt meselesini temel insan hakları hakkı olarak görüyoruz’
Salıcı, Kürt sorununun ne olduğuna ilişkin soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz meseleye talep tarafından bakıyor değiliz. Şuradan bakıyoruz, ‘Ben Kürt’üm ve Kürt olmamdan kaynaklı sorunlar yaşıyorum’ diyen vatandaşlarımız ya da ‘Kimliğimden kaynaklı, inancımdan dolayı sorunlar yaşıyorum’ diyen vatandaşlarımızı aynı çerçevede görüyoruz. Doğuştan gelen bir özelliğim var, bu özelliğimden kaynaklı sorunlar yaşıyorum. Biz diyoruz ki, Türkiye’de kanunlar herkese eşit şekilde uygulansın. Demokratik hak ve özgürlüklerin alanı genişlesin. Genişledikten sonra insanların farklılıkları ile alakalı sorun yaşama durumları minimum seviyeye insin.
Biz Kürt meselesinin bölgesel, sınırlara dair bir mesele olarak görmüyoruz. Temel insan hakları hakkı olarak görüyoruz. Demokratikleşme çerçevesinde çözebileceğimizi görüyoruz.”
Salıcı, Kürt sorununun anayasal çerçevede nasıl çözüleceğine ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
“Biz altılı masada mutabık olduğumuz konuları açıkladık. Bundan sonraki süreçte de o mutabakat zeminini genişleyeceği başka alanlar olacak. Bu yaşanan sorunların çözüm noktası Türkiye’nin önümüzdeki seçimde yapacağı tercihtir. Otoriter bir yönetimle mi devam edeceğiz, demokratik bir rejim mi? Otoriter rejimle devam edeceksek bu konuştuklarımızı konuşmaya gerek yok. Yaşadıklarımızı daha ağır bir şekilde yaşayacağız demektir. Biz demokrasi etrafında bir araya gelen güçler, demokrasinin önünü açsın. Türkiye’de süreç içinde yaşanan sorunların büyük kısmı çözülmüş olacak. Ondan sonra önümüze gelen sorunlarla ilgili aşama aşama adım atalım. Hepsini baştan sunun, bu reçete detaylı olsun, reçete her şeyi kapsasın diye beklersek aslında siyasetin doğruları ile bir iş yapmış olmayız.” (Anka)