Bir süredir partileri yazıyorum. İktidarın halkı, ülkeyi çıkmaza soktuğu ağır dönemden geçerken, iktidar adayı Millet ittifakına dâhil partilerin hata yapmadan, 2023’e doğru hazırlık yapmaları gerektiğine vurgu yapıyorum.
Bazen de ‘Kral çıplak’ diyorum, çünkü demek gerekiyor.
Siyasette genelde ikbal düşünüldüğü için bireyler, gruplar, eksik ve aksaklıkları gördükleri, bildikleri halde 3 maymunu tercih ederler. Hatalar zinciri bu nedenle uzar gider. Süresinin bitmeyeceğine inanan partileri ve iktidarları bir süre sonra tarihin çöplüğüne yolcular. Cumhuriyet tarihinde çok partili sisteme geçildikten sonraki süreçten bu yana, aralarında yıkılmaz, güçlü iktidar partilerinin olduğu çok sayıda partiyi halkın nasıl yolladığını biliyoruz. Halk, AK Parti iktidarını da gönderecek.
(Önemli hatırlatma)
AK Partinin kurucuları da dâhil, güçlü iktidar nimetlerinden yararlananlar siyasi ikballerine zarar gelmesin diye ‘Kral çıplak’ diyemediler, 3 maymunun da ötesinde bir tavır içinde oldular. Şimdi, eleştiriyorlar, ‘Biz demiştik’ savunması yapıyorlar, ancak ülkenin içine çekildiği bu girdabın sorumluluğu onlarında hanesine yazılıyor.
Bu hatırlatmadan sonra gözler iktidar adayı CHP’de olduğu için şimdiden hatırlamalar yapmak istiyorum. İktidara giderken bütün kesimlerden oy almak elbette önemli, bütün kesimlerle diyaloglarda çok önemli. Ancak, bunu yaparken kantarın topuzuna da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü iktidar sevicilerin ‘tezgâhı’ dikkate alınmadığında sonuç hüsran oluyor.
Tam da bu noktada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gaziantep-Şanlıurfa-Diyarbakır gezi programı eleştirilere neden oldu, hatta Diyarbakır ayağı da iptal edildi.
Neden iptal oldu?
Çok sayıda duyarlı insan ‘Kral çıplak’ dediği için. Taban rahatsızlığı söz konusu olduğu için. Bu gelişmeler, iktidara doğru yol yürüyüşü başladığı için Cumhuriyet Halk Partisinin, Parti hafızasını tazelemesi gerektiğini dayatıyor.
Partide, kızanlar, küsenler, darılanlar, özellikle uzaklaştırılanlar var. Şimdi bu dağınıklığı toparlama zamanı. Mahalle delegeliğinden, ilçe, il seçimlerine oradan kurultaylara uzanan güzergâhlarda çok kırılmalar, ayrılmalar yaşandı. Bütün kentlerde oldu. Hiç Kimse böyle değil, olmadı, dışarıda kalan yok diyemez, çünkü var. Böyle olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bütün kesimlere helalleşme mesajı veren parti olarak içerideki kırılmaları onarmak, düzeltmek için genel merkez çağrı yapmalı, bütün örgütler bu çağrı doğrultusunda adım atmalı, aynı şekilde küsenler, darılanlar da partiye doğru bir adım atmalı, yönetimlerin yanında yer almalıdır diye düşünüyorum.
(Bir hatırlatma daha)
2002 seçim sonuçlarını hatırlamayanlara hatırlatmak istiyorum. AK parti iktidar, CHP muhalefet olmuştu. Başka parti olmadığı için ana muhalefet tanımı da çok uygun düşmedi. Milletvekili aday tercihleri konusundaki tartışmaların sonuçlarını bir süre sonra gördük. CHP’liliği tartışılan ancak milletvekili seçilen en az 5-6 kişi istifa ederek AK Parti saflarına geçti. Siyasi süreçlerini orada devam ettiler.
Demem o ki; iktidar güzergâhında yürüyen CHP’nin deneme-yanılma ile yola devam etme gibi bir lüksü yok, olmamalı da. Ülkenin umudu konumundayken, ortada çöplük gördüğümüzde halının altına süpüremeyiz. Şimdiden ‘kral çıplak’ diyeceğiz ki, halkın ve ülkenin sorunlarının çözüm adresinin sosyal demokrat, sol anlayış olduğunu herkes görmeli, bilmeli.