Türkiye halkının umuda, kaygısız bir geleceğe ihtiyacı var. İktidarın ise hamasetle aşıladığı/aşılamaya çalıştığı bir umut var! Bir kesim tarafından kabul edilebilir benimsenebilir, buna bir şey dediğimiz yok ancak, birde işin sonuna bakmak gerekir.
Bulunduğumuz yerden geleceğe katıksız, kemiksiz baktığımızda 2002’den 2010’a kadar pompalanan umudun gaz kaçağını içinde bulunduğumuz mevcut durumla buluşturduğumuzda gelecekle ilgili umutların kırılgan halleri ile yüzleşmemek mümkün değil.
Yönetim biçiminin çerçevesi içinde değerlendirmemiz gereken ekonomik, sosyal, siyasal gidişata, yaşam biçimlerine dokunuş şekillerine, terörün zirve yaptığı, sayısını gün geçtikçe unuttuğumuz sırasız ölümlerin mevcudiyetinde dayatılmış bir hayat biçiminin mevcut zemininde umudun nasıl yeşertilmesi gerektiği konusundaki yeteneklerimizi, becerilerimizi toparlayamıyoruz.
Umuda uzak düştük, uzağa düşürüldük!
Toplumun geneli ‘Böyle yaşayacaksınız’ dayatmasına antrenmansız, aynı zamanda yabancı. Laik Cumhuriyetin herkesin yaşamına olanak tanıyan kodlarını, demokrasiyi, insan hak ve hürriyetlerini içselleştirmiş, başkasının yaşam biçimine dokunmayan yaşam biçiminden makas değişikliği yapmak istemiyor. Bu nedenle de mutsuz ve umutsuz.
Bütün bunlara rağmen ‘makinistler’ makas değişikliğinde ısrarlı!
Toplumsal uzlaşı ve mutabakatın kapsama alanı dışında tek partiye, kişiye özel bir anayasa ve başkanlık sistemi dayatılıyor. Parlamenter rejimin devamı adına parlamentoda bu dayatmanın karşısında duracak/durması gereken tek güç ise şimdilik Cumhuriyet Halk Partisi.
Anayasa komisyonundaki direncine, direnişine rağmen sayısal üstünlükle baş edemeyen CHP, genel kuruldaki görüşmelerde bu direncini sürdüreceği yönündeki kararlılığını ortaya koydu. Buradan da sayısal üstünlükten kaynaklı bir sonuç alınamayabilir, ancak alınacak inancı ile görüşmelerin toplum nezdinde tartışılmasına dönük yaratılacak zemin son derece önemlidir.
Halk, nasıl bir yönetim biçimi ile yönetileceğini sorgulayacak bir zeminde buluşturulmalı ki, Laik Cumhuriyet makasının değiştirilmesine izin vermesin.
Bu nedenle; Cumhuriyet Halk Partisinin genel kuruldaki performansı son derece önem arz ediyor. Türkiye’nin geleceği, Türkiye halkının geleceği için önemli ve anlamlı. Gelecek kaygısından kaynaklı umutsuzlukların umuda dönüşmesi açısından bu mücadele çok kıymetli.
İşte bu nedenle; ‘CHP, Türkiye ve umut’u tek başlıkta telaffuz ettim.