TİGRİS HABER - Kadıgil, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, kimsenin boşuna sevinmemesini isteyerek, bunca yıllık partisine ve yoldaşlarına zarar verecek hiçbir ithamda bulunmayacağını vurguladı.
CHP'nin kendisine hayalini bile kurmadığı bir yol açtığını, birçok yoldaşının teveccühüyle Parti Meclisi üyesi ve milletvekili olarak onurlandırıldığını aktaran Kadıgil, bu kararı alırken, kendisini siyasete bizzat sokan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere kırmaktan çok korktuğu ve sevdiği insanlar olduğunu anlattı ve bu kişilerin isimlerini sıraladı.
“Fikrim hür, vicdanım rahat”
Sera Kadıgil, bu adımı iktidara yönelik mücadeleye köstek olmak için değil biraz daha soldan destek vermek için attığını belirterek, "Hem önümüzdeki tarihi seçim sürecinde hem de el birliğiyle yaralarımızı sarma aşamasına geçtiğimizde, hepimizin iyiliğine olduğunu düşündüğüm bir yola çıkıyorum. Bilin ki ülkem için doğru olduğuna inandığım şeyi yapıyorum. Fikrim hür, vicdanım rahat. Bu ayrılığın sebebi ne bir kavga ne bir tartışma, tertemiz bir ideolojik ayrılıkla karşı karşıyayım." ifadelerini kullandı.
Türkiye siyasetindeki dengelerde milliyetçi-muhafazakar eksene büyük bir evrilme olduğunu ve solda bir güce gereksinim bulunduğunu söyleyen Kadıgil, "Bu eksende hak ettiği ağırlıkta temsil edilmediğini hisseden milyonlarca insan da yaşıyor bu ülkede. Hayata mevcut yapıların çok daha solundan bakan, insan uydurması sıfatlarla anılmaktan hazzetmeyen, mülkiyet aşkının insanlığı ve gezegenimizi felakete sürüklediğini görenler onlar. Sadece AKP'den değil, bugün AKP'nin temsil ettiği bu kokuşmuş düzenin bizzat kendisinden de kurtulmak isteyenler. Ben de kişisel olarak bu insanlardan biriyim." dedi.
“Ali İsmail'in düşlerindeki özgür dünyada inat ediyorum”
CHP'li Kadıgil, toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine yaptığı okumaların kendisini "azılı bir feminist haline getirdiğini" ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Yine geç kalarak da olsa nitelikli bir sosyal demokrat olmak üzere çıktığım yol ise beni bir kez daha ne mutlu ki Deniz'lerin yoluna çıkarttı. İşte o yol, o ruh bugün bu Mecliste temsil ediliyor. Artık Türkiye'nin ilk kadın genel başkanının, Behice Boran'ın partisinin Meclis grubunu, ikisi bıyıklı üç erkeğe terk etmeye benim gönlüm el vermiyor. İşte ben bugün itibarıyla inandığım değerleri açıkça ve yüksek sesle savunmak için, bu düzeni biraz düzeltmeye değil, tümden ortadan kaldırmaya çalışmak için ve bunu yaparken de partimin ilmek ilmek ördüğü dengelere zarar vermemek için dünya görüşüme çok daha yakın gördüğüm bir partiye, Türkiye İşçi Partisi'ne katılıyorum. Hiç yürekten inanmadığım bir şeyi size anlatmadım, bundan sonra da yapmak istemiyorum. Siyasette olacaksam, olduğum gibi olmak istiyorum. İsteyen varsın 'İmkansız' desin, ben sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyada inat ediyorum! Ali İsmail'in düşlerindeki özgür dünyada inat ediyorum." (AA)