Cizre heyeti tarafından Cudi, Sur, Nur ve Yafes mahallelerindeki yapılan incelemeler sonucu hazırlanan raporda terörle mücadele sırasında hukuk dışına hiçbir biçimde çıkılmayacağı yönünde halka güvence verilmesi gerektiği savunularak, "Bölgede terörle mücadele gerekçesiyle insan hakları ihlallerinde bulunan, hukuk dışına çıkan güvenlik görevlileri varsa bu konuda gerekli idari ve hukuki soruşturmalar derhal açılmalı, gerekli işlemler yapılmalıdır. Cizre'de yaşananlarla ilgili olarak kamuoyuna bilgi aktarılırken iç politikaya yönelik propaganda anlayışı terk edilmelidir" denildi.
"DNA TESPİTLERİNİN BİR AN ÖNCE YAPILMASI SAĞLANMALI"
CHP Merkez Yönetim Kurulu tarafından görevlendirilen heyette, Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok başkanlığında, İstanbul Milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker, Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ve Kocaeli Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan yer aldı. CHP'de 4 Mart günü görevlendirilen heyet, sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından yoğun çatışma altında kalan mahallelerde incelemeler yapmak üzere Cizre'ye gitti. Daha önce 4 kez Güneydoğu'daki sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı bölgelere heyet gönderen CHP'de Cizre heyeti, Cudi, Sur, Nur ve Yafes mahallelerinde incelemelerde bulundu. Heyetin yayımladığı Cizre raporunda, bölge halkına psikolojik danışmanlık hizmeti verecek uzman heyetlerin Cizre'ye gönderilmesi gerektiği belirtilerek, "Cizre hızla AFET bölgesi kapsamına alınmalıdır ve bölgedeki tüm çatışma alanları da aynı kapsamda değerlendirilmelidir. Cizre'de yaşamını sürdürmeye çalışan veya oluşan şartlar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan yurttaşların, yaşam koşullarını kolaylaştırmak için yiyecek, ilaç, giyecek, barınma gibi her türlü yardım yapılmalı, Aşevleri ve ihtiyaç merkezleri kurulmalıdır. Halen tamamlanmamış DNA tespitlerinin bir an önce yapılması, belirsizliğin giderilmesi, sağlıklı bilgi akışı için bağımsız insan hakları izleme heyetleri ve basına olanak sağlanmalıdır. Vatandaşların ve özellikle çocukların içinde bulunduğu duygusal travma göz önünde bulundurularak bölgeye psikolojik danışmanlık hizmetleri verecek uzman heyetler gönderilmelidir. Vatandaşların içinde bulunduğu kopuş ve yokluk duygusunun giderilmesi için kamu çalışanları ve güvenlik güçlerinin özel eğitim ve tutum içinde olmaları sağlanmalıdır. Yurttaşların güvendiği, halkla yerel bağlantıları olan kişilerle koordinasyon sağlanmalı ve mağdur durumdaki yurttaşlara ulaşması konusunda işbirliği yapılmalıdır" ifadeleri kullanıldı.
"HUKUK DIŞINA ÇIKILMAYACAĞI YÖNÜNDE HALKA GÜVENCE VERİLMELİ"
Terörle mücadele sırasında hukuk dışına hiçbir biçimde çıkılmayacağı yönünde halka güvence verilmesi gerektiği savunulan raporda, "Bölgede terörle mücadele gerekçesiyle insan hakları ihlallerinde bulunan, hukuk dışına çıkan güvenlik görevlileri varsa bu konuda gerekli idari ve hukuki soruşturmalar derhal açılmalı, gerekli işlemler yapılmalıdır. Terörle mücadele sırasında, hukuk dışına hiçbir biçimde çıkılmayacağı yönünde halka güvence verilmelidir. Cizre'de yaşananlarla ilgili olarak kamuoyuna bilgi aktarılırken iç politikaya yönelik propaganda anlayışı terk edilmelidir. Objektif bilgi akışı sağlanarak, bölge halkının toplumsal düzeyde ayrımcılığa uğramasına neden olan, diğer bölgelerimizde yaşayan yurttaşlarımızın bölge insanına karşı ön yargı geliştirmesi sonucunu doğurabilecek propaganda amaçlı yayınlara son verilmelidir" denildi.
"MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI"
Cizre raporunda şu ifadeler yer aldı: "TBMM çatısı altında, bölgedeki yurttaşlar ve STK temsilcilerinin görüşleri de alınacak biçimde Meclis Araştırma Komisyonu kurulmalı ve sağlık, eğitim, insan hakları ihlalleri, yeniden imar gibi konularda sistemli bir çalışma yürütülmelidir. Ekonomik koşulların geldiği noktada bölge insanına nefes alanı açacak önlemler ve olanaklar sağlanmalı, yardım ve teşvik paketleri uygulanmalıdır. CHP tarafından daha önce gerçekleştirilen ziyaretler sırasında yapılan tespitler göz önünde bulundurularak hazırlanan kanun teklifleri ve önergelerin gündeme alınarak yürürlüğe girmesi için adımlar atılmalıdır. 25 Aralık 2015 tarihinde, CHP Merkez Yönetim Kurulu tarafından görevlendirilen ve kadın milletvekillerinden oluşan heyet, Diyarbakır Sur'da sokağa çıkma yasağı ilan edilen mahallelerde duruma dikkat çekmek ve yaşanan mağduriyetleri yerinde incelemek üzere gerçekleştirdiği ziyaretin ardından çözüm önerilerini paylaştığı raporla birlikte 17 adet kanun teklifi sunmuştur. Çatışma bölgelerindeki yaşayan insanlarımızın sorunlarının çözümü adına verilen bu kanun teklifleri, AKP tarafından gündeme alınmamakta, Meclis çalışmaları sistemli şekilde askıya alınarak parlamentonun işlevsizleştirilmesine yönelik karşılıklı 'sataşma diyalogları' ile gündem meşgul edilmektedir. CHP heyeti olarak, Cizre'de yaşanan çatışmalar sonucunda, bölgede işlenen insan hakları ihlallerini tespit etmek ve çözüm önerileri getirmek adına hazırladığımız rapor ve somut önerilerin hızla gündeme alınmasını talep ediyoruz."