Kim kazandı, kim kaybetti demeyeceğim, ancak, tek zarar edenin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu çok net söyleyebilirim. İktidar ve bileşenleri için fazla bir şey söylemeye gerek yok, kazandılar. Kıskanma hakkımız var, ancak hakaret ya da kabul etmeme hakkına sahip değiliz.
Demokrasiye atıfta bulunuyorsak, bütün meselenin; Demokrasiye her daim ‘Merhaba’ demek olduğunu sık hatırlatacağız. Eleştiri, elbette ki demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri.
Başka kazananlarda var. Altılı masada bulunan CHP dışında herkes!
Misafirlerin mağduriyeti sona erdi, beklentilerini aldılar, evlerine döndüler, mutlular.
Çok büyük kalabalıklar ağırlayan ev şimdilik kaydıyla tahrip olmuş vaziyette, ciddi onarım bekliyor. Misafirler evde çöküntüye neden oldu, ev, ‘ölü evi’ tabirine uygun vaziyette duruyor. Bir anlamda da ‘Taziye evi’ modunda.
Ciddi onarıma ihtiyaç var.
Onarım sadece dış cephe için değil, iç cephe de, köşe bucak, aşağıdan yukarıya ciddi bir onarım hatta yeniden yapılanma şart. Katlar tek tek elden geçirilmeli ve temizlenmeli. Bu temizlikler, onarımlar yapılırken de taşeron ve aracı kullanmamak lazım. Evin sahipleri bizzat onarımla ilgilenmeli ki, ortaya ciddi ve sağlam bir yapı çıksın.
Sürekli aynı şeyler denenmemeli. Denenirse, şimdiden yerel seçimler için de ‘Geçmiş olsun’ demekten başka da söz bulamam.
*
TV ekranları yine şenlendi, konu çok. Konu fazla olunca konu mankenleri üretmek de doğal olarak kolaylaşıyor. Hepsinin de isminin önünde mutlaka bir unvan mevcut. Siyaset bilimcisinden, Rektörüne, eski-yeni politikacısına, anketçisine kadar uzanan bir silsile. Herkes de her şeyi, her konuyu çok iyi biliyor.
Bir de ‘Ben demiştim’ demeyi seven bir güruh var ki, onlar toplum hafızasının geriye dönük işlemediğini çok iyi bilen sınıftan kişiler olduğu için çok rahatlar, hiç söylemediklerini söylemiş gibi kabul edip, halka dayatıyorlar.
Sonuç üzerinden yorumu çok seven bir kesim var ki, onlara sadece ‘helal’ olsun diyoruz.
Biz/Bizler, biz, bizler değilmişiz gibi duruş mu sergileyelim?
Ya da herkes kendi alanında, kendi mahallesinde, ilçesinde, kentinde mutluluk türküleri, şarkıları söylesin, dans etsin. Vur patlasın, çal oynasın mı yapalım.
‘Hayat çok kısa değmez bir kıza’ nidaları atarak, kafası güzel bir şekilde de dolaşabiliriz.
Hayat çok güzel!