Özgür olabilmek için oluşturulmadık kurum, örgüt, ideoloji, kuram ve atılmadık adım kaldı mı? Bunun için mitolojiler oluşturulmadı mı, din felsefe, bilim, sanat, edebiyat, müzik geliştirilmedi mi? Yapılmadık ne kaldı?
Her şeyi inceleyebiliriz
Çok köklü bir şekilde her şeyi inceleyebiliriz. Kurduğumuz ve yapısal hale getirdiğimiz her şeyi inceleyebilir ve şu soruyu sorabiliriz: İncelediklerimiz insanı özgürleştirdi mi?
Bir şeylerin ters gittiği, görülmediği, anlaşılmadığı ve yanlışlığı görülmektedir.
Nasıl bir yolun içindeyiz?
Yanlış bir yolun içinde olduğumuz çok açık.Bu yolun, bizleri özgür insana götürmediği nettir. Ne insanı anladık ne de yaşam ve ilişkileri. Nereye bakarsak bakalım bir şeyler yanlış gitmekte ve bu yanlışlar büyüyerek çoğalmaktadır. Bunun için çok şey denedik. Denenmedik bir şey de bırakmadık. Denenmiş bu yoldan neden çıkmıyoruz , buna neden cesaret edemiyoruz? Bunu yapmadan gerçeği görebilme şansına sahip olabilir miyiz? Terslik bu noktada değil midir?
Denenmeyen
Her şeye döndük ama, kendimize dönemedik. Her şeyi sorguladık ama kendimizi sorgulamadık. Her şeyi anlamaya çalıştık ama kendimizi anlamadık.
Kendimize dönmeye, kendimizi anlamaya ve kendimizi tanımaya cesaretimiz var mı? Bir parça kendimize dönüp, kendimizi anlamaya neden zaman ayırmıyoruz? Kendimize bir dönelim, kendimizi bir parça sorgulayıp anlamaya çalışalım. Belki de problemin ana kaynağı biziz. Değilsek, bunu bırakalım. Yaşayacağımız bu deneyimle, hiçbir şey kaybetmeyeceğiz. Ama problemin ana noktasında, zihnimiz ve içsel düzenimiz varsa ve bunu görüyorsak, bütün hayat ve ilişki sorunlarımız ortadan kalkacak. Dünya arınmaya başlayacak .
Hiç kimseye zarar vermeyen, tek şey!
Hiçbir canlıya, yaşama, ilişkiye hatta kendimize zarar vermeyen tek şey, kendimize dönmek ve kim olduğumuzu bilmektir.
Bizler kendimize ait değiliz. Zihnimizde kendimizden çok başkalarını taşıyoruz. Herkes bir şekilde zihnimizde yer alırken, orada yer almayan tek gerçek biziz. Başkalarının fikri, görüşü, inancı, kuramı, ideolojisi, felsefesi zihnimizde yer alırken, bir tek biz yokuz. Zekamız baskılanmakta, açığa çıkması engellenmektedir. Mesele neyin doğru olup olmadığı değildir. Mesele olanın ne denli bize ait olup olmadığıdır. Bunu görebiliyor muyuz, bunun için adım atabiliyor muyuz, buna cesaret edebiliyor muyuz? Bu cesareti göstermediğimiz müddetçe, adım atabilmemiz zordur. Yaşam sevincimizi baskılayan budur. Sağlıklı bir ilişki içinde olamayışımızın nedeni budur.
Doğru Yer
O zaman en doğru yerden başlamak gerekiyor. Doğru yerden başlamadığımız müddetçe, yaşadığımız sorunlar katlanarak büyür ve hep önümüze yığılır. Bunun içinden çıkabilmek de çok zordur. Doğru gelişim ve büyüme, atılacak doğru adımla mümkündür.