Dövizdeki kur dalgalanması ve son olarak Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırması, uzun süredir krizin eşiğinde olan inşaat ve konut sektörünü olumsuz etkilemeye devam ederken, Diyarbakır ve bölgenin önde gelen konut üreticilerinden olan Çeysa’nın patronu Mehmet Çelik’ten çarpıcı bir değerlendirme geldi. Döviz kuru ve faiz oranlarının sektörlerindeki krizi artırdığını belirten Çelik,”Fakat her şeye rağmen Türkiye’nin konut alanında en güvenli limanı Diyarbakır’dır. İnsanlarımız yatırımlarını gönül rahatlığı ile konut alanında yapabilir” dedi.
Konut Ve Emlak Piyasasında Son Durum
Önce, aylardır devam eden döviz kurundaki dalgalanma, ardında Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırması. Bu iki gelişme, son dönemlerde önemli sıkıntıların hakim olduğu konut piyasası ve inşaat sektöründeki belirsizliği, krizi bir kat daha artırdı. İnşaat sektöründe ithal ürünlerin fazla olması ve bu alandaki ticaretin dolar kuru üzerinden yapılması nedeniyle hem maliyet hem fiyatlar artarken, firmalar kadar konut almak isteyen vatandaşlar da bundan olumsuz olarak etkileniyor.
Peki dolar kuru ve faiz oranlarında bu gelişmeler yaşanırken,yıllardır bu piyasada söz sahibi olan firmalar ne düşünüyor?. Bu soruları Diyarbakır ve bölgenin önde gelen konut üreticilerinden olan Çeysa’nın patronu Mehmet Çelik’e sorduk, çarpıcı cevaplar aldık.
“Faiz Oranlarının Artması Konut Sektörünün Zararınadır”
Döviz kuru ve faiz oranlarının sektörlerindeki krizi artırdığını belirten Çelik,”Dolar önce ani bir hızla yükseldi, bu artış döviz üzerinden alınan inşaat malzemelerinin fiyatlarını inanılmaz şekilde artırdı. İnşaat sektörü bir defa bundan dolayı büyük bir zarar etti. Son günlerde döviz fiyatlarında biraz düşüş var ama bu kez de Merkez Bankası faizleri artırdı. Yani dolardaki düşüşe karşın faizde artış olması nedeniyle bizim için değişen bir şey olmadı. Konut ve inşaat sektöründe işler banka kredileri üzerinden yürüyor. Bu hem bizim için hem konut alıcıları için geçerli. Faizlerin yükselmesi konut maliyetlerini artıracak ve konut satışlarını azaltacak. İki yönlü zarar ve kriz oluyor. Son 20 yılın en büyük krizini yaşıyoruz. Bunun sancılarını tüm toplum çekmeye başladı ve bir süre devam edecek gibi. Fakat hayat ve ticaret devam ediyor. Bunları da inşallah aşmış olacağız” dedi.
“Türkiye Bunu da Aşar, Diyarbakır Güvenilir Limandır”
Diyarbakır’ın gerek ticarette ve gerekse konut alanında Türkiye’de örnek ve güvenilir bir liman olduğunu anlatan Çelik, sözlerine şöyle devam etti;”Hepimiz bundan etkileniyoruz fakat ben karamsar değilim. Bir süre sonra bununla yaşamaya alışacağız. Türkiye, bu tür krizleri yaşamış ve aşmasını bilmiş güçlü, büyük bir ülkedir. Ben inanıyorum ki bunu da aşacağız. Piyasada güvensizlik ve panik havası yaratmamak lazım. Diyarbakır için şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki gerek ticarette ve gerekse konut sektöründe Türkiye’nin en güvenli limanıdır. İnsanlarımız, gönül rahatlığı içerisinde konut alanında yatırım yapsınlar, konut ve gayrimenkul almaya devam etsinler. Her şeye rağmen konut satışları devam etmektedir ve memnuniyet verici düzeydedir. Maliyetler arttığı için bu durum konut fiyatlarına da yansıyacak ama zamanla bu işler rayına oturacaktır.”
“Güvenilmez Olan Emlak Simsarlarına Dikkat Edin”
Çelik, şikayet konusu olan emlakçılar hakkında da vatandaşları uyardı. Çelik,”İşin ehli olmayan emlakçılardan dolayı çok şikayet alıyoruz, sıkıntı yaşıyoruz. Piyasada dürüstlüğü ve kalitesi ile bilinen firmalar adına insanlara söz vererek hem konut almak isteyen insanları, hem firmaları yanıltıyorlar. Menfaat sağlamak ve birkaç kuruş para kazanmak uğruna bunları yapmaya gerek yok. İnsanlarımız şunu bilsin ki piyasada söz sahibi olan ve güvenirliği kanıtlanmış olan inşaat firmalarının, hayal satan ve insanları kandırmayı meslek edinmiş emlakçı adı altındaki simsarlarla bağlantısı, işi yok ve olmaz. İnsanlarımız, ya inşaat firmalarıyla doğrudan alış-veriş yapsın ya da piyasada güvenilir olan emlak firmaları ya da emlakçılar üzerinden bu işi yapsın. Bu uyarıyı, insanlarımızın zarar görmesini engellemek için yapmayı bir görev kabul ediyorum. Piyasada bu anlamda gerçekten bizi ve herkesi rahatsız eden olaylar yaşanıyor. Biz istiyoruz ki insanlarımız mağdur olmasın ve doğru kanallarla konut sahibi, gayrimenkul sahibi olsun. Kimsenin bu kente zarar vermeye hakkı yok” dedi.