Günlük yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılayarak hayatımızı devam ettirmek gün geçtikçe ne kadar zorlaşmaya başladı? Bir önceki aya göre tükettiğimiz maddelerinin bir kısmından feragat etmek ya da aldığımız miktarları azaltmak zorunda kalmaktayız. Çoğumuzun uykularını kaçırtan, psikolojimizi bozan, çözümsüz duruma sokan bildiğiniz gibi her sabah uyandığımızda ekran karşısında gördüğümüz zam haberleridir.
Yine sabahleyin çaya yapılan % 43,7’lik zammı görünce çoğumuzun daha çayı içmeden uykuları kaçtı. Neredeyse herkesin sabah kahvaltısından akşam yatana kadar sıklıkla içtiğimiz çay da zam furyasından payını aldı. Sokakta karşılaştığımız bir dostumuzla bir yere oturup gönül rahatlığıyla ısmarladığımız çay, peş peşe içtiğimiz çayları da artık sınırlamak zorunda kalacağız. Artık çay ısmarlamak da eskisi gibi gönül rahatlığıyla ve bol keseden olamayacak. Çünkü ısmarlayacağımız çay sadece ağzımızı değil cebimizi de yakacak.
Mazot, benzin, elektrik, doğal gaz derken yansımasını zaman geçirmeden ete, süte, peynire, ekmeğe yansırken kendimizi biraz olsun rahatlatmak için içtiğimiz çay da bizi rahatlatamayacak. Çünkü o da zamdan nasibini aldı. Öyleki eskilerin deyimiyle iğneden ipliğe etkilenmeyen bir şey kalmadı. Gelir sabit gider artınca ev ekonomileri de açık vermeye başlıyor. Bu açığın nasıl kapatılacağı ise kocaman bir soru işareti olarak ortada duruyor. Çünkü elde satıp açığı kapatacak bir şey de olmayınca diplerde yaşamını sürdürmek zorunda olanlar yaşamını nasıl sürdürecek? Bu sorunun çözümsüz olarak ortada durması ister istemez insanların psikolojilerini de bozmakta ve evde ciddi sorun ve bunalımlara yol açmaktadır. Bir tarafta zorunlu ödemelerden olan faturalar ve bir de kiradaysanız geriye kalan parayla ayın sonu nasıl gelecek. Düşünce insanın uykuları kaçıyor.
Şekerdi, doğal gazdı derken elimizde kalan çaya da yapılan zamdan sonra artık rahatlamak ve sinirlerimizi yatıştırmak için her canımız istediğinde çay içemeyeceğiz, bol keseden herkese çay da ısmarlayamayacağız.