Çarşı karışır mı, karışmaz mı, bilinmez ama piyasalar videolarla karışmaya başladı. Sosyal medyada, ‘tepeden tırnağa’ misali birkaç gündür yansıyanlar, anlatılanlar yenilir yutulur cinsten değil. Sedat Peker’in anlatımları solda sıfır kalır.
Seçime de 27 gün kaldı.
İlginç değil mi?
Eskiden yapılanlar bu kadar ortaya dökülmez bir şekilde kapalı kalırdı. Sadece dedikodu düzeyinde söylenir, üzeri de kapanırdı. Şimdi de söyleniyor, Ancak üstü kapatılamadığı gibi, yalanlayan da yok. Yalan, dolan, hırsızlık, arsızlık, soygun, talan; tefrika gibi, tınlayan yok. Adli makamlar da harekete geçmiyor.
Türkiye’nin soyulduğu yönündeki iddialar, anlatımlar var, isimler açıklanıyor, ‘Tık’ yok!
Ne yalan söyleyeyim, Türkiye genelinde anlatılanları dinleyince, Diyarbakır’da kayyum hırsızlığı ile ilgili yazıp çizdiklerimizi basit görmeye başladım.
Bizimkilere haksızlık mı yapıyorum nedir, diye düşünmeye başladım.
Hırsızın masumu olmaz ama bizimkiler bu anlatılanların yanında çok masum ve küçük kaldı, ben de ona üzüldüm şimdi. Onlar milyar dolar, bizimkiler milyon dolarlarla haşır neşir oldu, buna bozuldum şimdi!
*
Biz de kalkmış, yok Kayapınar Belediyesinde ‘Asfalt yolsuzluğu’, Yenişehir Belediyesinde ‘Arsa ve gayrimenkul satışı’, yok efendim Büyükşehir’de minibüs-otobüs hattı ihalesidir, tutturmuş gidiyoruz. Diyarbakır’ın tamamını satsalar bile, Zarrab meselesine denk gelmiyor. Bizde kalkmış nelerle uğraşıyoruz!
Zaten vatandaşın biri de Kaya pınar’daki asfalt yolsuzluğu ile ilgili yaptığı yorumunda bizi eleştirmiş, ‘Düşmüşsünüz iki kamyonun peşine’ diyor. Doğru demiş! Diğer yanda ülkenin tamamı soyulmuş, biz düşmüşüz kayapınar belediyesindeki 3-5 kamyon asfalt yolsuzluğunun peşine.
Yurdum insanı artık hırsızlığı nevi şahsına münhasır bir durum olarak değerlendiriyor ve kategorize ediyor. Geçen gün biri şöyle dedi bana, ‘Bırak karışma, hırsız bizim hırsızımız olsun, Rize’den, Sakarya’dan, Kocaeli’nden gelen yapacağına, hemşerimiz yapsın’ dedi.
Büyük laf!
Üniversitelerde yüksek lisans tez konusu olabilir.
Bende kamuoyunun dikkatine sunayım istedim.
Kendi hırsızımız ile yabancı hırsız kategorileri arasında tercih yapacak olursak…
Sizce, nasıl değerlendirmek lazım?
1-Kol kırılır yen içinde kalır
2-Paramız dışarı kaymaz içeride kalır
3-Diyarbakır’ın milli ekonomisine fayda sağlar.
100 puanlık 3 soru da hırsız tercihi yapmak ne kadar doğru, bilemiyorum, ancak piyasa koşulları, değişiklik gösteren birey profili bizi zorluyor, bu nedenle tartışmaya açıyorum, yoksa ikisi de benim tercihlerim arasında değil, 3 soru hiç değil.