İnkarda, imhada ısrar etmeye devam eden resmi ideoloji, bir anlamıyla AKP’nin postunda hayat bulmaya çalışan pratik politika, içerde de dışarıda da çok sıkıştı, deyim yerindeyse nefes almakta zorlanıyor. Ne tarafa dönse çıkış bulamıyor, hangi hamleyi yapsa tökezleniyor, ideolojik bariyerlerde hiç olmadığı kadar bir tıkanıklık, bir kaos durumu yaşanıyor. Dahası yerel seçimlerin ekseninde kopan fırtınaya yön vermenin, öngörülen olası kırılmaların önüne geçmenin sanıldığı kadar kolay olmayacaktır. Ne ceberut devlette ısrar eden Kemalist ulus devlet anlayışı nede Türk İslamcı iktidarın ümmetçi yaklaşımı çare olacaktır. Çare özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik düzendedir, çare bölgenin kadim halkı özgür Kürtlerle barışmada, buluşmadadır. AKP de CHP de bunu iyi bilmelidir…
*
Kızıl Elmacı Doğu Perinçek’çi, Ergenekoncu, Türk İslamcı, dünya sisteminde yer bulması mümkün olmayan ümmetçi, şeriatçı, bir bütün olarak ırkçı, gerici kafa ile bir yere varılamaz, özellikle de Kürt düşmanlığı yapılarak bölge istikrarında ve barışında yol alınamaz, bölge gücü olunamaz. Selçuklu, Osmanlı tarihi bu konuda oldukça öğretici derslerle, ilginç geleneklerle doludur. Tepelemeci, terteleci seferlerin nelere mal olduğu, memleketi hangi sonuçlara götürdüğü görülmesi anlamında yeterince belgeye, bilgiye sahiptir. Kof, içi boşaltılmış aklı evvel statükocu Kemalist ideoloji ile hayal aleminde yaşamaya devam eden profesör, doktor, uzman, bilmem ne sıfatlı eski general ve amirallerin verdiği akıl ile alınacak bir yol kalmamıştır, gidilecek bir yer bırakılmamıştır. Bir gecede Filistinci olanların içine düştüğü durum ortada. Filistin kardeşliği üzerinden yapılan Kürt düşmanlığı aklının bu dünyada yaşama şansı olmayacaktır. Unutulmasın ki Filistin halkı ile Kürt halkı arasında ezilen ulus kardeşliği vardır. Hiçbir güç bu iki halkın direniş tarihini, özgürlük mücadelesini, her türlü teslimiyetin reddi olarak ortaya çıkmış liderliğini düşmanlaştırarak kendini kurtaramaz, varlığını sürdüremez…
*
Irkçı, gerici ittifakın güçlendirmesinde medet ummak, çıkış aramak çare değildir, “yok etmek” üzerinden yapılan tahkim hiç kimseye kazandırmayacaktır, bölge halklarına nefes aldırmayacaktır, bilakis kaosu büyütecektir, umutsuzluğa boğacaktır. Irkçılığın, yabancı düşmanlığın hortlama dönemine girdiği batıdaki can sıkıcı gelişmeleri referans almak yanıltıcı sonuçlara götürebilir. Batıda, iyi kötü ırkçılığa, yabancı düşmanlığına direnecek, onu durduracak, başından def edecek güçlü bir demokrasi geleneği, dünyanın baş belası Hitler faşizmini yenmiş, dahası ırkçı, kafatasçı kültürel işgali sonlandırmış bir direniş tarihi var. Peki ya Ortadoğu’da, ya halkların kan deryasına dönen bu lanet coğrafyada ne var, Kürdün inkarı dışında…
*
Demem o ki en fazla AKP’li Kürtlere, dahası devletin tepesiyle haşir neşir olmuş Kürtlere, cami medrese, cemevi hayratında ömür tüketen Kürtlere, aklı başındaki şeyhlere, dedelere, alimlere çok iş düşüyor. Laçin Koridoru’nda, Gazze Şeridi’nde, Rojava hattında, doğu sınırlarında, bir bütün olarak batı cephesinde, ekonomide, iç barışta işlerin daha da kötüleşeceğini, içinden çıkılmaz bir hal alacağını anlatmalı, bir an önce Kürtlerle barışmayı, körüklenen düşmanlığa son vermeyi salık vermeli. Öyle MHP, BBP, Vatan Partisi, İYİ Parti, Hüda Par, Yeniden Refah Partisi, bilmem ne partisi ve örgütü ile kuşatılmış, savaş çığırtkanlığı dışında hiçbir işe yaramayan Ergenekon artıklarına teslim olmuş bol Kürt bakanlı bir AKP ile bir yere varılamayacağını, bu cendereden çıkılamayacağını, Kürtlerle barışmanın dışında hiçbir yolun yol olmadığını iyi anlatmalı, hem de çok iyi anlatmalı. Özellikle de ekranlardaki Filistin kardeşliği üzerinden yapılan Kürt düşmanlığına, fetihçi akla fırsat verilmemesi konusunda. Daha fazla beklemeye, suspus kalmaya, korkmaya ne gerek…