Çanlar, toplum olarak hepimiz için çalıyor! Gerçi çalacak çanlar da kalmadı; ama olsaydı hepimiz için çalıyor olurdu!
Çember daralıyor! Toplumumuzun bütün kesimlerine sirayet eden bir tedirginlik var! Sanki böyle olması da isteniyor! Bütün sorunlarımız kangrenleşmiş ve ‘’asprin’’e bile ulaşamadığımız bir ortamdayız!
‘’Yeni kuşak, dijital çağın biçimlendirdiği bir kuşaktır. Biz belli bir yaşın tutuculuğuyla da bakıyoruz. Değişim, çok hızlı ve çok başka. İnternet, toplumsal geçişkenliği öyle boyutlu hale getirmiş ki mesafe sorunu kalmamış! Eskiden kitaplar, filmler ve kuşaklar arasındaki etkileşimle değişim söz konusuydu. Şimdi her şey iç içe. Çocuklarımız, ortalama 6, 7 ebeveyn değiştiren toplumların kültürüyle biçimleniyor! Küresel bir devşirilme bu ve önlenemez de! Kuşaklar arasında teknolojik farkla oluşan makas açıklığı, anlaşılmayı imkânsızlaştıracak kadar fazla! Ve pandemi ortamı… Ve hızla artan yoksulluk… Kesimler arasındaki ekonomik ve kültürel uçurum… Ve otoriter toplumsal yapımız… Ve küresel ruh… Karışım, zehir zıkkım! Ve pandeminin de eklendiği bu koşullarda, tıklım tıklım sınıflarda ‘ders’ işlemek… Amerika’da, siyahi bölgelerdeki okullarda olan kaotik atmosfer, artık bizim buradaki okullarda da hissediliyor! Allah, sonumuzu hayreyleye!’’ (AYDIN ALP – 18 EKİM 2021 ‘’Z KUŞAĞINA EKLENEN SON HALKALAR’’ TİGRİS)
İki hafta önce yayımlanan yazımdan bir bölüm bu! Geçen Salı, Jandarma Özel Harekat’tan emekli bir veli, kaymakam adayı kızıyla okula geliyor. Okulun içinde ve bütün öğrencilerin gözü önünde, elleri öpülesi, yılların emekçisi bir öğretmene kafa atıyor! İnanılmaz bir pervasızlık bu! Sonrasında da ulusal gazetelerde ‘’Çocuğuna şiddet uygulayan öğretmene kafa attı’’ diye zafer pozu veriyor! Eminim, öğrencimizin bu velisinin de ekonomi başta olmak üzere birçok sorunu var. Eğitim emekçilerini, elleri öpülesi öğretmenleri ‘günah keçisi’ görmesi, ayrı bir trajedi! Onun gözü de biz öğretmenleri kesiyor! Nasılsa zayıf halka ve savunmasızlar! Sırtını, bir yerlere dayadığını düşündüğünden de hem suçlu hem güçlü! Pes doğrusu!
SIKIYSA OLMA
eskiden ağlamasını bilirdim
yitirdim gözyaşlarımı ...
yağmurlar kadar serinletici ve çok
yitirdim gözyaşlarımı…
ülkem, korku filmi setine dönüştürülmüş
ve ne yazık ki oynanan bir oyun değil…
ah, ya ahmak olsaydım ya da turist
ikisi de değil
yağmurlar kadar serinletici ve çok
yitirdim gözyaşlarımı...
ne kaldı küçük insan olmaktan başka
ne kaldı
ASLA
AYDIN ALP için ASLA
anılar öyle adamakıllı bir sağanak
kalbimin otağında
yıkar mehtabını kıyılar boyunca
sıkıysa AYDIN ALP olma...
AYDIN ALP – AŞKLA VURULAN – CEM YAYINEVİ – 1996
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER) JJ YAYINLARI – 2015
Üç büyük sendika (EĞİTİM SEN, EĞITİM BİR SEN, TÜRK EĞİTİM SEN) toplu bir katılımla bu saldırıyı protesto etti. Sendikaların bir arada bu olayı protesto etmesi çok gerekli ve çok güzeldi. Kutluyorum onları!
Sayın İl Milli Eğitim Müdürümüz, İlçe Milli Eğitim Müdürlerimiz; bu saldırı karşısında ne düşünüyorlar acaba?
Ruh emici bir atmosfer var! Pandeminin başlangıcında doktorlar, sağlık camiası; ateşe nasıl atıldıysa, şimdi de idareciler, biz öğretmenler, eğitim camiası; bu ateşte kavruluyoruz! Üstelik ateşe benzin dökenler de ayrı bir dert!
GÖZYAŞLARI ÜLKESİ
gözyaşları ülkesinde yanaklar ıslak öyle
sıcak ve titreşimli
ölümler… ölümler üstüne…
ya çocuk kalmak gerekiyor ya doruklara çıkmak
yoksa uzatmalı barbar bir gece
karartır içimizdeki ışığı sinsice…
AYDIN ALP – AŞKLA VURULAN – CEM YAYINEVİ – 1996
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER) JJ YAYINLARI – 2015
Toplumsal gerilimin artırılması, kimselere yarar sağlamaz! İnsanlar zaten ekonomik olarak kıstırılmış! İşinde gücünde emekçilerin çalışma isteğinin yok edilmeye çalışılması, alçaklıktır!
Yaklaşık iki yıldır eğitim ortamından uzak kalmış çocuklarla tıklım tıklım dolu sınıflarda ve pandemi ortamında ders yapmak…
Benim kuşak; eti senin, kemiği benim anlayışının olduğu bir dönemden geliyor! Biz bütün büyüklerimize saygılıydık, öğretmenlerimize daha çok saygılıydık. Bizim büyüklerimiz de öğretmenlere saygılıydı. Öğretmenlik, ayakaltında çiğnenmemişti o zamanlar. Biz öğrenciyken, öğretmenlerimizi gördüğümüzde, kaldırım değiştiriyorduk. Şimdilerde biz, bu kez de öğretmen olarak, öğrencilerimizi gördüğümüzde kaldırım değiştiriyoruz!
Sözü uzatmadan söyleyeyim, öğretmenler de ‘’günah keçisi’’ olarak hedef gösterilmeye başlanmışsa, Afganistan’a kadar yolumuz var demektir!
Sevgili öğrencilerimizin gözlerinden öpüyor, eli öpülesi öğretmenlerimize kolaylıklar diliyorum. Allah, sonumuzu hayreylesin!
‘’Yaşadığımız bu evrimsel bulamaçta, bu kaotik ortamda Allah, hepimizin yardımcısı olsun diyorum! Haftaya iç açıcı bir yazıda buluşmak dileğiyle sevgiler, saygılar…’’
Sözü edilen yazımı bu dilekle bitirmiştim! Ve ne yazık ki bu hafta, bu tatsız konu araya girdi. Bir insanın, kritik bir dönemde yaptığı bir hata, aklı başında, işinde gücünde ve zor durumda olan birçok insanı tedirgin etti! İnsanların çalışma isteğini kırdı! Umarım, kalbi kırılmış öğretmenlerimizin gönlü alınır! Daraldığımız, neredeyse gülümsemeyi unutacağımız bu ortamda; haftaya iç açıcı, esprili bir yazı kaleme almak isteğiyle sevgiler, saygılar sunuyorum. Kalın sağlıcakla… AYDIN ALP